Son Dakika
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna ya Rab! Ne güneşler batıyor.
Kıymetli okurlarımız,
Ramazan ayı, Müslümanlar için birçok anlamı barındıran kutsal bir zaman dilimidir. Oruç tutmak, ibadetlerini artırmak ve manevi olarak kendini yenilemek için bir fırsattır. Ancak bu ay sadece bedensel ve ruhsal açıdan değil, aynı zamanda tarihimizin derinliklerine yolculuk yapmak için de bir vesiledir. Bu bağlamda mübarek Ramazan ayında Çanakkale’yi hatırlamak ve vatan için canlarını feda eden şehitlerimizi anmak bizler için ayrı bir manevi huzur kaynağı olmaktadır.
Üstad Mehmet Akif’in tabiri ile “Son Ehl-i Salibin (Haçlı ordusunun) direncini kıran ve planlarını hüsrana uğratan Çanakkale kahramanları” kendilerinden 4 yıl sonra başlayacak olan Kurtuluş Savaşının meşalesini yakmış ve tarihi şanlı zaferlerle dolu olan bu necip milletin asla köle olmayacağını tüm cihana haykırmışlardır. Onlar, gök kubbesinde asırlar boyunca ezanların yankılandığı ve tüm insanlığa huzurun saçıldığı bu kutlu toprakların namahrem ellere yar olmayacağını vurgulamışlar ve kanları ile mühür vurmuşlardır. Onlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben, size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” emriyle gözlerini kırpmadan şehadete koşmuşlardır.
İşte bugün cennet vatanımızda şan ve şerefle oturmamızın, Ramazan aylarına huzurla kavuşmamızın, aynı mabette yüce Allah’a secdeler yapmamızın temelinin atıldığı kutlu destanın anıları hiç sönmeyen bir ateş gibi yüreklerimizde yanmaktadır. Vatan için çektiğimiz her bir cefada Seyit Onbaşının hayali gözümüzde canlanmaktadır. Vatana kasteden hainlerin akıbetleri de her daim Agamennon zırhlısı gibi denizin dibini boylamaktadır. Nusret Yüzbaşıdan ilham alarak ilim, irfan ve şecaat ile üretilen yerli ve milli silahlar, hainlerin sinelerinde patlamaktadır.
Netice olarak tüm bu vaziyetler, bizlere Çanakkale’nin asla geçilemeyeceğini muştulamaktadır.
O halde içinde bulunduğumuz mübarek ayda bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz: Çanakkale, geçilmedi ve geçilemez!