Son Dakika
STRESLE BAŞETME TARZLARI, PSİKOLOJİK BELİRTİLER VE YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ
Kayseri, Develi’de doğmuş hemşehrimiz, işinde uzman çok değerli hocamız, Prof. Dr. Ömer OĞUZTÜRK, Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi dir.
Siz değerli okurlarımız için “STRES NEDİR” konulu makalesini yayımlıyoruz.
1) Stres Nedir?
Stres günümüzde sokaktaki insandan tutun laboratuvarında deney yapan bilim insanına kadar herkesin konuşmasında sıkça geçen bir sözcüktür. Kimi görürseniz stresten bahsetmektedir. Ev hanımlarından tutun da radyo, televizyon, gazete, dergi gibi kitle iletişim araçlarından iş yerlerindeki gündelik konuşmalara kadar hep stresten söz edilmektedir. Bugün yayınevlerinde stres üzerinde yazılmış kitaplar, gazeteler, günlük yazılar, kapış kapış satılmakta, üniversitelerde, büyük şirketlerde bu konuda kurslar ve dersler açılmaktadır. Son günlerde de gazete ya da dergi sahifelerinde bazı telefon numaralarının ilanlarına tanık olmaktayız. Söz konusu ilanlarda verilen telefon numarasını aradığımızda, telefonu diğer ucundaki kişinin size stresinizden kurtulmanızda yardımcı olacağını söylemektedir. Ancak, bu kişilere tek tek gidilip stresten ne anladıklarını, stresi nasıl tanımladıkları sorulduğunda onlarca farklı tanımın ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Son yıllarda yapılan araştırmalar, herkesin stres tanımının kendine göre olduğunu göstermektedir. Bir grup üniversite öğrencisiyle yapılan araştırmada kendilerine stresi nasıl tanımladıkları sorulduğunda aşağıdaki gibi çeşitli yanıtlar alındığı gözlenmiştir. Bu yanıtlar şöyledir;
A. Sıkıntı, kaygı, üzüntü, gerginlik süresinin uzaması
B. İçten ya da dıştan gelen etkilerle duygu ve davranışlarda ortaya çıkan, rahatsız edici bir durum ve bundan duyulan rahatsızlık
C. Günlük yaşamda kişinin üzerinde baskı yapan etmenlerin bileşkesi
Stres kelimesinin etiyolojisini incelediğimizde Latince “Estrictia” fiilinden türemiş olup, “Basınç, yükleme, gerilim ve zorlama” anlamına gelmekte olan bu terim, Tıp biliminde kullanılan anlamıyla Genel Adaptasyon Sendromu çerçevesinde Selye tarafından bilimsel model olarak geliştirilmiştir. İşte, Selye tarafından psikoloji ve genel tıp için geçerli bir model olarak ortaya atılışından bu yana yaklaşık 40 yıl geçmiş olmasına rağmen, günlük tababet ve yaşantımıza yerleşmiş durumdadır.
Stres sözcüğü, günümüz tıbbında da insanda zorlama yapan; uyum ve dengeyi bozan, fiziksel, çevresel, ruhsal, toplumsal ve psiko-sosyal etkenler ve organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak için kullanılmıştır. Bu zorlayıcı etkenler hava kirliliği, radyasyon, kalabalık gibi fiziksel-kimyasal çevresel; iş, ev ortamı ve sosyal iletişim odaklarına ilişkin psiko-sosyal, sıkıntı, korku, hayal kırıklığı gibi psişik ve düşünce düzeyinde olabilmektedir.
Hızlı nüfus artışı, dünya ve toplumdaki hızlı değişmeler, bu değişikliklere uyum güçlüğü, gelecek endişesi, aile yapılarında ve insanlar arası ilişki ve etkileşimde değer yargısı çatışmaları, kayıp olayları, kronik hastalıklar insan etkileyen stresin oluşmasında sosyal faktörlerden bazılarıdır.
Günümüz insanı artık ilkel biyolojik düzeyde tehdit edilmiyor ancak işte, evde, yolda, aile içerisinde, evlilikte, iş dünyasında, toplumdaki hızlı değişmelerde sosyal ve ekonomik durumlarda zorlandığı görülmektedir. Tüm bunlar, stresi de beraberinde getirmektedir. Bunların içerisinde stresin en çok yaşandığı ve yoğun olduğu kurum ailedir.
2) Aile İçinde Stres Kaynağı Oluşturan Faktörler
A. Uyumlu Bir Evlilik
B. Aile İçi ilişkiler ve Sağlık
C. Çatışmaya Götüren Sebepler
D. Aile, Çocuk ve Stres
E. Boşanma ve Stres
A. Uyumlu Bir Evlilik
Evlilik, geçmiş birikimleri, içlerinden yetiştikleri aileler, eğitim ve öğrenimleri, kültürleri birbirinden farklı olan iki kişinin hayatlarının geri kalan bölümünü birlikte geçirmeye karar vermesidir. Evlilikte iki yetişkin insanını, birbirinin ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamaları ve ekonomik bir dengi kurmaları beklenir. Hiç şüphesiz bir evliliğin getireceği uyum problemi sadece bu sayılardan ibaret kalmayacak, bu kişiler aynı zamanda birbirlerinin aile çevrelerini paylaşacak çocuk yetiştirecek, dost edinecek ve bunlar gibi sınırları kesin olmayan birçok konuda uzlaşmak zorunda kalacaktır.
Eşlerin içlerinde yetiştikleri toplumsal yapılar ne ölçüde farklı olursa, evlilik içinde sağlanacak uyumsuzluk, beraberliğin sürmesi için harcanacak çaba ve gündelik içinde tarafların yaşayacakları stres ile aynı ölçüde artar. Benzer güçlük eğitimle ilgili farklılıklar için de kaçınılmazdır. Aynı biçimde eşlerin kendi ailelerinin birbirlerinden oldukça farklı ekonomik güçte olmaları da birlikte sürdürülecek bir hayat için, özellikle başlangıçta önemli uyum güçlükleri getirecektir. Bu da uyumlu olma potansiyeline sahip evlilik için stres kaynağı olacaktır.
B) Aile İçi İlişkiler ve Sağlık
Bugün insanlığı tehdit eden birçok hastalık, kişide bir gece içinde meydana gelmemektedir. İnsanlar yüksek tansiyon, kalp, şeker, kanser gibi hastalıklara 45 veya 55 yaşında, yoldan veya içtikleri sudan gelmemektedir. Bu hastalıklar genetik yatkınlıklarla birlikte, belirli kişilik yapılarının belirli hayat biçimleri ile etkileşmesi sonucunda meydana gelmektedir. Bu etkileşim, aile ilişkilerinde çok önemli bir yer tutar. İşte bu sebepten dolayı her türlü hastalığın tedavisinde hekimlerin sadece hastalığı olan kişiyi hasta olarak ele almak yerine, aile ünitesini bir hasta olarak ele almalarında büyük yarar vardır.
C) Çatışmaya Götüren Sebepler
Önceki satırlarda, aile hayatı içinde gündelik hayatın getireceği stres ve uyum güçlüklerini en aza indirgemek konusunda hiç olmazsa başlangıçta sorunlu sayılabilecek bir evlilik için gerekli görülen şartlar sıralanmıştır. Ancak şurası muhakkaktır ki bir aile içinde bu faktörlerin kusursuz olarak tamamı olması durumunda bile ailenin stres gerginliklerinden uzak bir hayat sürmesine kesin gözüyle bakılamaz.
Aile hayatında günlük işler içinde gerginlik ve stresin önemli bir bölümü, aile bireylerinin, birbirleriyle olan ilişki biçimlerinden kaynaklanır. Aileyi oluşturan kişilerin birbirine yargılayıcı, denetleyici, üstünlük belirten tavırları, bu tavrın yöneldiği kişileri problemin özünden koparıp, kendilerini savunmaya zorlar. Bu durum hem eşler arasındaki ilişkiler için hem anne-baba ve çocuklar hem de kardeşler arasındaki ilişkiler için geçerlidir.
Yargılamaya, denetlemeye ve üstünlük belirtmeye yönelik tavırlar, aile ilişkisi içinde bu tavrın yöneldiği kişilerin daha yetersiz olduğu varsayımına dayandığı için, aile bireyleri arasında hem sürekli gerginlik doğmasına hem de gelecek günlerde benzer sürtüşme tohumlarının atılmasına sebep olur.
Aile ilişkilerinde samimiyetsizliğe ve gerginliğe yol açacak tutumlar arasında “bakalım bunun altından ne çıkar?” izlemini veren yaklaşımlar önemli yer tutar. İçten pazarlıklı ve dürüst olmayan böyle bir yaklaşım biçimi aile üyelerinin birbirlerine yakınlaşmasını önler ve stres kaynağı oluşturur.
Ç- Aile Hayatında Çocuk ve Stres
Eşlerin kendi aralarında bir denge kurup uyumlu bir beraberlik sürdürmeleri durumunda bile aileye katılacak bir çocuk önceden kestirilmesi imkânsız uyum problemlerinde getirir. Çünkü aileye yeni bir bireyin katılması, iki kişi arasında var olan etkileşimi pek çok açıdan değiştirmektedir.
Türk toplumunda halk arasındaki yaygın bir inanç yolunda gitmeyen bir evliliği, doğacak bir çocuğun kurtaracağıdır. Böylece evin dışında ilişkileri veya içki, kumar gibi alışkanlıkları olan erkeğin evine bağlanacağı varsayılmaktadır. Halbuki eğer eşler kendi aralarında sağlıklı bir iletişim zemini oluşturamamışlarsa, aileye eklenecek bir çocuk, anlaşmazlıkları daha da derinleştirecektir.
Aynı durum aileler içinde geçerlidir. Eğer iki aile, birbiri ile anlaşmaya, çocuklarının hatırına, birbiriyle uzlaşmaya özen gösteriyorlarsa, doğacak olan bir çocuk iki aileyi birbirine yaklaştıracaktır. Böyle bir ortamda, eğer varsa anlaşmazlıklar törpülenecek, ilişki yumuşayacak ve aileye katılan küçük bebek yakınlaşmayı ve mutluluğu geliştirecektir.
Dünyaya gelen bir çocuğun, dengeli ve uyumlu mükemmel olan bir aile düzeninde bile strese yol açıp bir uyum problemi doğuracağı düşünülürse, kendi iç dengelerini kuramamış ailelerde bir çocuğun çok daha büyük problem ve gerginliklere sebep olması kaçınılmazdır.
D) Boşanma ve Stres
Eşler beraberliklerini sürdürmelerinin imkânsız olduğunu anladıkları zaman boşanmayı seçerler. Boşanma karşılıklı anlaşılarak ortak bir karar olsa bile insan hayatında birçok değişikliği de beraberinde getiren çok önemli bir stres kaynağıdır. Boşanma Holmes ve Rahe’nin ölçeğinde en çok stres veren olaylar sıralanmasında eşin ölümünden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bir evliliğin sona erdirilmesi taraflar için önceden bütün yönleri kestirilmesi imkânsız birçok problemi de beraberinde getirir. Bu problemlerin boyutu ve şiddeti, evlilik süresinin uzunluğu ve çocukların sayısı ile doğru orantılı olarak artar.
3) Ruhsal Açıdan Stresin Meydana Getirdiği Rahatsızlıklar Nelerdir?
A. Depresyon
B. Kaygı
C. Uyku Bozuklukları
D. Koroner Kalp Hastalıkları
E. Baş ağrıları
F. Bağışıklık Sistemi ve Kanser
4) Stresi Yenmede Koruyucu ve Tedavi Edici Teknikler
Günümüzde pek çok hastalıkla stres arasında ilişki kurulmaktadır. Bu ilişki biyolojik ve psikolojik yaklaşımlarla da açıklanabilir duruma gelmiştir. Stresin önemi böyle gittikçe artarken insanlarımızı stresten korumak veya üstesinden gelebilmelerine yardımcı olabilmek psikolojik bir görevdir. Bireyin stres veren uyarılara hazır olmasına ve bu stimülüstan nasıl uzaklaşacağını, stresi nasıl hafifletebileceğini bilmesine ihtiyaç varken bunlara uygulayacakları tedavi edici teknikleri de şöyle sıralayabiliriz;
A) Bedenle İlgili Teknikler
I. Solunum Egzersizleri
Stres altıda olduğumuz zaman vücudumuz çok oksijene ihtiyaç duymaktadır. Nefes alma ile vücudumuza hava ve oksijen girer. Burada amaç hızlı olan nefesi yavaşa indirmektir. Düzenli solununum egzersizlerinin faydaları şöyle özetlenebilir:
a) Akciğerin bütün bronşları açılır.
b) Kan dolaşımı hızlanır.
c) Oksijen miktarının artması ve oksijenin en uç kısımlara ulaşması stres altında ortaya çıkan adrenalin azalmasına ve kaybolmasına yardım eder.
d) Kişiyi sakinleştirir.
II. Rahatlama Teknikleri
a) Otojenik Gevşeme
Bedenin mutlak rahatlık ve sakin durumdaki özellikleri tarif eden standart cümlelerden oluşan bir egzersiz programıdır.
b) Prograsif Gevşeme
Bu teknikle ayrı ayrı kas grupları hedef almış, gevşeme komutları vererek o kasların gevşemesi sağlanır.
III. Biofeedback
Bu teknikle insanın bilinçli olarak anlamadığı, fark etmediği normal ve normal akışı fizyolojik tepkiler bir araç yardımı ile bilinçli duruma getirir. Bir eğitim programı içinde cilt sıcaklığı, terleme, kalp atış gibi fizyolojik tepkiler görünür ve işitilir duruma getirilir. Deriye bağlı elektrotlarda bu durum sağlanır. Böylece kişi hangi duygu ve düşünceleri ile bedeninden değişiklik olduğunu fark eder ve bedenini denetlemeye çalışır.
IV. Yoga
Uzakdoğu felsefesi ürünlerindendir. Uzun süreli düşünüş ve trans oluşturarak kişiyi huzur ve sükûnete kavuşturur. Beden üzerinde kontrol sağlamayı amaçlar.
V. Meditasyon
Kişi özel ve rahat oturma pozisyonuna girer, zihni tamamen boşaltması ve ilham denilen kendiliğinden gelen fikirleri beklemesi ve uygulaması tarzında program uygularlar.
VI. Fiziki Egzersizleri
Hareketin kalp ve bazı hastalıkları azaltıcı etkisi bilinmektedir. Düzenli ve ölçülü yapılan spor beden sağlığı yanında duygusal boşalma sükûnet, rahatlık zihni gevşetme katkısı bilinmektedir.
B) Zihinsel Teknikler
a) Derinlemesine Gevşeme
Derinlemesine gevşeme, yalnızca gerilim yokluğu demek değildir. Bu durum, “savaş ya da kaç” tepkisi sırasında ortaya çıkan uyanılma durumunun fizyolojik karşıtı olarak düşünülebilir. Uyanık kalmamıza karşı, bedeniniz derin bir rahatlık içindedir. Sinir sisteminiz rahatlatıt.Kaslarımızın gerginliği azalır.
b. Otojenik Gevşeme
Bu teknik belli bedensel değişiklikleri yaratmak amacıyla hayal kurmayı öngörür.
c. Aşamalı Gevşeme
Aşamalı gevşeme yönteminde, kaslarımızın gergin ve gevşek durumlarının farkına vararak gevşemeyi öğrenirsiniz.
5) Stresle Başa Çıkmanızda Yardımcı Olabilecek İnsanlar
a. Aile ya da yakın arkadaşlar
b. Bir kriz sırasında başvurabileceğiniz kişiler
c. Stres altındayken size yardımcı olan ve sizinle ortak ilgileri ve kaygıları paylaşanlar
6) Stresle Başa Çıkmanın Diğer Yolları
a) Stresle başa çıkmak için kendinizle olumlu diyalog
b) Kişisel problemleri çözme üzerine ipuçları
c) Az stres yaşayarak yüksek bir performansa ulaşmak
d) Doğru egzersizi seçmek
e) Zamanı iyi kullanarak stresi azaltma
f) Stresi azaltmak için etkili iletişim
g) Stresi azaltmak için eleştiri verebilmek ve alabilmek
h) Stresi arttıran beslenme alışkanlıklarından uzaklaşmak
7) Stres Bozukluğunun Yaşam Kalitesine Etkisi
Yaşam kalitesi bireylerin ve toplumların genel refah ve erişim düzeyini ifade eden bir kavramdır. Yaşam kalitesi verileri uluslararası kalkınma sağlık ve istihdam alanları da dahil olmak üzere geniş bir yelpazede kullanılır. Yaşam kalitesinin standart göstergeleri sadece zenginlik ve istihdam değil aynı zamanda fiziki, ruhsal, sağlık, eğitim, rekreasyon, boş zaman ve toplumsal aidiyet dahil olmak üzere birçok alanın göstergesidir.
Genel anlamıyla yaşam kalitesi, refah düzeyi veya refaha erişim kolaylığıdır. Kişinin tatmin olacağı hedefler, beklentiler ve standartlarının içinde bulunduğu koşullar kültür ve değerlerle uyumlu olması anlamına gelir. İşte, stres bozukluğu insanların yaşamına olumsuz yönden etki eden bir faktör olmakla birlikte günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçadır. İnsanların gelişen, değişen ve gün geçtikçe daha karmaşık bir hal alan yaşam şartlarına uyum sağlarken stresle karşı karşıya gelmesi ve karşılaştıkları stresi önlemesi ise neredeyse imkansız hale gelmektedir. Günlük yaşamda, maruz kalınan stres durumu kişinin hem fiziksel, duygusal, davranışsal ve ruhsal sorun yaşamasına hem de kalıcı bir hastalığa yakalanmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra, maruz kalınan strese verilen tepkiler ise, kimi zaman bireyin yaşam kalitesini bozmaktadır. Son yıllarda sosyal bir sorun haline gelen stres, yaşamın her alanında ve ayrıntısında ortaya çıkabildiği için stresin yok olması yaşamın son bulması anlamına gelmektedir. Stresin yönetilebilmesi için ise stresin hangi anlama geldiğinin, nasıl ortaya çıktığının, belirtilerinin ve sonuçlarının neler olabileceğinin, stresle baş etmek için neler yapılması gerektiğinin bilinmesi oldukça önemlidir. Çünkü, etkili bir stresle baş etme yöntemi, bireyin fiziksel ve ruhsal dengesini korumasına yardımcı olurken, problem çözme ve karar verme yeteneğinin artmasına ve günlük yaşamda verimliliğinin yükselmesine olanak sağlar. Aksi halde yaşam kalitesini etkiler ve bozar.
Sonuç olarak, tüm bunlara karşı, sorunlar bu süreç içerisinde artarak devam ediyor ve hastaların uykusuzluk, öfke hali, tahammülsüzlük, dikkat dağınıklığı ve depresif değerleri önlenemiyorsa bu sorunlarla baş etmeleri için profesyonel destek almaları gerekmektedir. Profesyonel destek için bir ruh sağlığı uzmanı ile iletişime geçilmeli ya da bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.