Son Dakika
Yöresel şenlikler ve festivallerin yöresel kültürün ortaya çıkmasında, bunların geleceğe taşınmasında; hem kültürel zenginliğimiz hem de yörelerin tanınmasında ve ilgi alanının artmasında önemli bir payı vardır.
Develi de şenlik ve festival bakımından hiç de küçümsenmeyecek bir zenginliğe sahiptir. Develili olmak bir ayrıcalıksa ve bir Develili “Ben Develiliyim” diye göğsünü gerebiliyorsa; bunda tarih içerisinden süzülüp gelen kültürel zenginliğin büyük rolü vardır.
Bu şenlik ve festivaller hiç şüphesiz yıllar içerisinde siyasî ve sosyal sebeplerle değişikliğe uğrarlar.Kimileri tarih sahnesinden silinirken, kimileri de zenginleşerek devam ederler. Develi’de yıllar içerisinde, kutlanan yöresel şenlikler ve festivaller de bundan nasibini almıştır. Bu da tabiidir. Zira bunların hepsi birer sosyal gerçeklerdir.
Şüphesiz Develi’de yıllardır sürdürüle gelen faaliyetler vardır. Bunların bir de alt yapısı vardır. Bu kültürel zenginliğin altında Türkün yıllar içerisinde birlikte yaşama sevdasıyla oluşturduğu ve yıllar içerisinde bir yaşama ananevi yaşama biçimi yanında yıllardır beraber huzur içerisinde yaşadığımız Ermeni ve Rum kültürünün de olduğunu da söyleyelim. Bu festival ve şenliklerin zevkli ve itinalı olmasında bu azınlıkların batı dünyası ile yakın bağlarının olması ve uzak ülke kültürlerini Develi’ye taşıdıkları da bir gerçektir.Böylece ortak fakat zengin kültür böylece oluşmuştur.
Develi’de zaman içerisinde gelişerek devam eden festival ve şenlikleri şöyle sıralanabilir: Resmi olanlar: Cumhuriyetin İlanının Onuncu Yıl Kutlamaları, 1933’de Seyrânî’yi Anma Toplantısı, 1936’da imzalanan Boğazlar Antlaşması Şenlikleri, Yerli Malı Haftası Kutlamaları,Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları vs. Geleneksel şenlikler ise: Düğünler, cirit ve yumruk oyunları, bağ bozumu ve menteş yemeği, Halkevi Tiyatro çalışmaları, taş kavgası vs.
Bunların tarihi ve kültürel boyutlarına elimizdeki bilgilere göre baktığımız zaman Develi’deki eğlence ve sosyal hayat ortaya çıkarılabilir.
Cumhuriyete kadar Develi’de toplu eğlenceler ananevidirler. Düğün eğlenceleri, Haç Dağı / Tepe Ceviz’deki bağ bozumunu haber veren ateş yakımı, taş kavgası, Elbiz, Köşk Pınar, Damlama, Zile gibi mesire yerlerindeki ailelerin ve dostların yemekli hatta bazen alkollü eğlenceleri ve gençler arasında ferfeneler biçimindedir.Bu eğlenceler devam ederken eğlence kültürü bazen milli bir kimlikle bazen de yöresel kültür içerisinde gelişerek icra edilmiştir.
Develi düğünleri 1974 yılına kadar geniş odalı evlerde yapılmıştır.Geleneksel nefesli ve vurmalı sazlardan davul ve zurna dış, zamanla takım çalgı denilen cumbuş, keman, klarnet,tef veya darbuka da kapalı mekanların çalgıları olmuştur. İnsanlarımız yöre türküleri yanında yaygın kırık havalar ve bozlaklar ile eğlenmişlerdir. Ayrıca birçok kabiliyetli insan da kendine has figürlerle oynayarak yöre folkloruna katkıda bulunmuşlardır. Bir ara 1960-62 yılları arasında Cudi Bey başkanlığında kurulan Belediye Bandosu, hem şehir içerisindeki gösterilerde hem de düğünlerde görev almışlardır. Değişen ihtilal şartları içerisinde bu bando kapatılmıştır.
Kadın ve erkeklerin ayrı mekanlarda eğlendiği bu geleneksel düğün törenleri 1974’de Belediye Düğün Salonu’nun açılmasıyla salon düğününe geçilmiştir.Geleneksel oyunlar yanında danslar da Develi eğlence hayatına bu salonla girmiştir. Bu konudaki geniş bilgi Develi hakkındaki doktora tezimizde ele alınmıştır.
Cirit oyunu Develi’de sistemli bir şekilde ne zamandan beri oynanmaktadır, bilemiyorum. Şayet eskiden oynanmaktaysa bu oyun için mekan Aygözme / Güney Aşağı’da, şimdiki bahçeli evlerin olduğu Yavşanlık denilen yer olmalıdır. Çünkü burası düz ve geniş alan olmalıdır. Ama kesin bildiğim bugün sit alanı olan Ören Tepe’in altı Yazı Bağları’nın batı kısmındaki tarlalarda oynamaktaydı. Buradaki ciritler bağ bozumunda oynanırdı. Cumhuriyet Bayramı törenlerinden olmak üzere, 1960’larda, Elbiz üzerindeki tarlalarda oynanırdı. Şimdilerde ise ara sıra Erzurum Cirit Ekibi, Âşık Seyrânî Şenlikleri çerçevesinde gösteri yapmaktadır.
Yumruk oyunu.Develi düğünlerinde, geniş bir alanda ateş yakılarak, akşamları oynanan bir ekip oyunudur.
Önemli eğlencelerden biri de taş kavgasıdır.1966 yılına kadar Develi geleneksel eğlence hayatında, Aşağı Everek-Yukarı Fenese arasındaki taş kavgası nice yıllar devam etmiştir..Taş kavgası Orta Asya’dan beri süregelen milli bir oyundur.Bu oyun 1966 yılında yasaklanmıştır.Oyunun esası iki lider bir araya gelir.Oyunun kuralları belirlenir.Ekiplerden A.Everek Tepe Ceviz denilen dağın batı kısmına, Feneseliler doğu tarafında kayaları siper alarak yerleşirler.Her iki taraf keçi kılından örülen sapanların arasına yumruk büyüklüğünde taşları koyarak birbirlerinin üzerine fırlatırlar.Bu son derece cesaret ve yürek isteyen oyun,bir ekibin diğer ekibin cephesini ele geçirmesiyle sona ererdi.Buna dökme derlerdi. Aşağı Everek Fenese’yi döktü gibi.,Popüler manada Ahmet Gürlek’in ve Alaaddin Oben’in bu konuda yazılarını hatırlatmak isterim.Sonradan nice acı ve tatlı hatıraları saklayan bu oyun tahminime göre 1966’larda yasaklanarak, durdurulmuştur.
Sergilik, bağ bozumu ve menteş yemeği de bir zamanlar geleneksel Develi eğlence hayatının her yıl yakın zamanlara kadar, düzenli olarak kutlanıldığı bir eğlenceydi. Özellikle kuru üzüm elde etmek amacıyla bağ bozumu Ermenilerce Haç Dağı’nda gündüz ateş yakılırdı ki bu sergiliğin başlangıcı idi. Bu ateş yakmanın kökenini bilemiyorum.
Bir gün sonra sergilik başlardı. Bir yazımızda yine belirtmiştim. Bu gün için İstanbul’dan, Ankara’dan Develiler gelir, varlıklarına göre yaylılarla,eşeklerle bağlara gelinirdi. Her ağacın altına halılar ve kilimle serilir, ocaklar çatılır, menteş yemeği için etler ağaçların dallarından sarkıtılırdı. Her bağ bir müzik ziyafeti idi.Bu arada da güzel bir cirit de bu günlerde büyük bir törenle oynanırdı.Bu törenin 1950-55’lere kadar devam ettiğini söyleyebiliriz.
Dini Bayramlarımız hakkında daha önce bir yazımız çıkmıştı.Dinin doğruları yanında her yörenin de geçmişten gelen töreler dine karışmıştır.Develi de Orta Asya’dan getirdiği eski inançlar vardır.Hâlâ da bu inançlardan bazıları devam etmektedir.Bu inanç dünyamızın da yöremizde kendine mahsus ulvi bir yaşayış biçimi vardır.
Bu töresel davranış biçimleri yanında bir de resmi bayram törenleri vardır.Bunların başında öğrenci törencileri yanında bütün esnaf teşkilatının da kamyonlar üzerinde sanatlarına göre gösteri yaptıkları Cumhuriyet Bayramı töreni hâlâ önemini korumaktadır.
Develi’de Cumhuriyet’in ilanı nasıl karşılanmış ve nasıl kutlanmıştır, bilemiyoruz. Ancak hem Filistin Cephesi’nde hem de Haçın Harbi’nde ve İstiklal Savaşında mücadele veren; çoğu İttihat ve Terakki Partisi’ne mensup Develi’li yedek subaylar Cumhuriyetin ilanında Develi’de bulunduklarına göre mutlaka renkli bir tören düzenlenmiştir.
1924’de kurulan Develi Türk Ocağı Şubesi’nin de özellikle Develi kültüründe önemli bir rolü olmuştur.
Cumhuriyetin 10.Yılı, hatıralar arasında gelen bilgilere göre yurdun her tarafında olduğu gibi Develi’de de görkemli kutlanmıştır. Herhalde zamanın Belediye başkanı Abdulhadi Erdoğan’ın büyük bir gayreti olmalıdır.
1936 yılında Boğazlar Anlaşması Şenlikleri de Develi’de özellikle H.Erdoğan’ın özel gayretleri ve belediye imkânlarıyla Develi’de gerçekleştirilmiştir.
Seyrani Seminer ve Şenlikleri Develi’de en önemli festivaldir. 1979 yılından beri devam ede gelen Aşık Seyrani için düzenlenen Aşık Seyrani Seminer ve Şenlikleri’dir.Bu faaliyet son on yıldan beri Seyrânî bir kenara itilerek festival ve panayır ön plana çıkmıştır.Şimdiye kadar Develi’de yapılan festivallerin en uzun ömürlüsü ve en etlisidir.
Develi’nin hem siyâsî bakımdan yelpazesini genişletmesi ve hem de tanınması bakımından bu festivalin önemi büyüktür. Bu bakımdan bu festivalin bu günlere gelmesinde Aşık Seyrani’yi Tanıtma Derneği’nin ve Develi Belediye’sinin de bitmez desteklerini unutmamak gerekir.
Her yörede millî ve töresel kutlamaların bir kısmının kaybolduğu ve bir kısmının da değişikliklere uğradığı bir gerçektir.Bu kutlamaların ciddiyeti düzenleyenlerin ciddiyeti,kültür yapısının yüksekliği, samimiyeti ve programların da akıcılığının, sağlamlığı ile heyacan uyandırdığı gerçeğidir. Bir şey daha. Bir programı ortaya çıkarmak büyük bir emek işidir.Esas olan halkın bu konulardaki duyarlılığı daha da önemlidir.Hele umursamaz tavırlar yerine güzele kavuşma yönünde olumlu eleştirilerle katkıda bulunabilmek daha da güzeldir.Unutmayalım ki bütün bu çalışmalar her sınıftan insanımız içindir.
BENZER HABERLER