Son Dakika
Develi tarihi boyunca eğitimi son derece ciddiye almış bir kazadır.Yaygın eğitim kurumlarında sayılan bir hayli camilerinin ve mescitlerinin yanında; Siva Sitti Hatun Fazilet, Kopçulu ve Halasiye Medreseleri yanında Şıhlı’da bulunan Hamidiye Medresesi ile her mahallede açılan mahalle mektepleri bunun en güzel örnekleridir.
Develi’de batılı anlamda modern okulculuk 1885’de başlamıştır. Develioğlu Ahmet Ağa’nın yukarda fotoğrafını gördüğünüz konağında, kız mektebi ise Fenese’de çok sonraları Mahmut Efendi’nin konağında açılmıştır..Bunu Cumhuriyete kadar Zafer, İstiklal, Merkez Nümune ve Dumlupınar okulları takip etmiş, Develi eğitim tarihinde şerefli yerlerini almıştır.Bu Türk okulları yanında Ermeni ve Rum okullarını da unutmamak lazımdır.Bugünün orta öğretimi sayılan Rüştiye ise Develi’de 1894 tarihinde açılmış nice Develili insanın yetişmesinde,aydınlanmasında rolü büyük olmuştur.Cumhuriyete gelinceye kadar bu okullardan nice Develili gençler ve kızlar mezun olmuş ve imkanları ölçüsünde hiç de küçümsenmeyecek sayıda Develili genç özellikle o yıllarda Kayseri İdadisinde ve buradan da mezun olduktan sonra yatılı okul olan İstanbul Vefa Lisesi’nde okuma imkanı bulmuştur.Her biri de Devlet kadrolarında, savaşların gölgesinde bile hizmet vermişlerdir.
Geçen yıllar içerisinde Develi münevverleri, Cumhuriyetin de faziletlerinden faydalanarak 1933 yılında Develi Ortaokulunu açtırmışlardır. Zaman içersinde çok amaçlı bir de pansiyon binası yaptırmışlar, civar yerlerden gelen öğrencilerin de okumaları için zemin hazırlamışlardır.Bunda emeği geçen Osman Coşkun,Takittin Ayata,Abdulhadi Erdoğan gibi öncü insanlarımızı rahmetle ve hayırla anmalıyız. Buradan mezun olanlar içerisinde içlerinde okuma aşkı olanlar ile imkanı olanlar başta Kayseri Lisesi olmak üzere öğretmen okullarında ve şehir liselerinde okuma imkanları aramışlardır.Bunda da çoğu başarılı olmuştur. Bu okulun önemini daha kısa bir süre önce düzenlediğimiz “ Kuruluşunun 91 Yıldönümünde; Develi Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Kuruluşu ve Hizmetleri Paneli”’nde onur misafiri olan Hakkı Kurmel konuşmasında bu okulun önemini belirttikten sonra mezunlarının Develi’ye katkılarını şöyle belirtmiştir: “Develi gerek sosyal, gerek entelektüel kadrosu, gerek ekonomik yapısı, Saray Halı‘ nın varlığı, Üniversite bölgesi olması çok mükemmel. Bu alt yapı Develi’ye bugün dahi müstesna bir imkân sağlamaktadır. Develi Anadolu’da her bakımdan öncü olmuştur.” Develi siyasileri ve aydınları eğitim hamlesini Ortaokuldan sonra 1957 yılında Develi Lisesi’ni açtırmakla göstermiştir. Bugün devlet dairelerinde, iş hayatında ve diğer sahalarda birçok dürüst ve yaptığı işten zevk alan başarılı insanlara sahipse bunda Develi Lisesi’nin gençlerimize ufuk ve zemin açmadaki rolünü hiç kimse inkâr edemez. Mezunu olmakla iftihar ettiğimiz bu lise eğer açılmamış olmasaydı bugün bizim gibi çok gencimiz yarım tahsilli kalmaya mahkûmdu. Bu vesile ile bu lisemizin açılışında emek veren Hakkı Kurmel, Ebubekir Develioğlu, Belediye Başkanı Mehmet Gönenç gibi otuza yakın öncü insanlarımıza şükranlarımızı sunmak, onları rahmetle anmak kadirbilir 5000 mezunu için her bir şerefli görevdir.
Bugün Develi bir kültür, tarım ve sanayi bölgesi olma yanında Eğitim bölgesi olma yönünde de büyük hamla yapmaktadır. Normal liselerimizin yanında Anadolu liseleri, çok amaçlı ve meslek liseleri bunun gerçek kanıtıdır. Bu güzellikler eğitimde yetmemektedir. Bu güzellikleri ancak Yüksek okullar tamamlar. Nitekim 20 yıla yakın planlı ve programlı bir çalışma ile o da gerçekleşmiştir. Kayseri Anadolu’nun en merkezi yönetimli bir bölgesidir. Elindeki imkânları azami ölçüde şehrin merkezinde kullanmak ister. Bu bakımdan imkân pastasını diğer kazalarla paylaşmayı hiç mi hiç sevmez! Buna rağmen Develi insanı bu sıkıntıları da göğüsleyerek 2005 tarihinde Erciyes Üniversitesi’ne bağlı Ziraat Fakültesi’ni ve bazı Meslek Yüksek Okullarını burada açtırmayı başardı. Bugün eğitim binaları, sosyal tesisler, kampus çevre düzenlemeleri Kaymakamlık, Develi Belediyesi ve hayırsever insanlarımızın hamiyetiyle kısa sürede hizmete sokulmakta ve yeni binaları da yaptırmak için Develili hayırseverler fırsat beklemektedir.Bu vesile ile, Paksoy, Dedeoğlu, Şahin,Tutum, Kocatürk ve Ayan ailelerine insana yatırımın önemini gerçekleştirdikleri için teşekkürü her Develili gibi zevkli bir görev biliyorum.
Bu güzellikler Develi’ye kolay kazandırılmamaktadır. Şartlar, ufuk açmalar, anlayışlar ve imkanlar ölçüsünde olmaktadır. Her gelişme problemlerini de beraberinde getirir, derler ya doğrudur. Bu çalışmaların içerisinde zaman zaman bulunduğum için bazen içerden, bazen de dışardan kösteklerin veya bundan nemalanmak isteyenleri görmüşüzdür. Yani kasap koyun misali…
Bir bölgenin geleneksel yapısını iki güçlü kurum zorlar ve toplumu değişim içerisine mecburen sokar: Askeriye ve Üniversite. Şimdi Develi nice zahmetlerle kurulan ve Seyrânî Üniversitesi’nin temeli olduğuna yürekten inandığım bu gelişmeler karşısında sınav verecektir. Vermeye de başlamıştır.
Develi yıllardır kapalı kalmış, geleneksel yaşama biçimini korumuş kapalı bir toplumsal yapıya sahiptir. Gerek aydın kafaları ve gerekse ekonomik gücü olanlar Develi’den göçmektedir. Bu bakımdan yapılan bir ciddi toplantıda Develi’nin en zayıf yönünün: Çok laf, az üretim olduğu vurgulanmıştır. Böyle kapalı toplumların yönetimi genelde dini karar mekanizmaları tarafından olur. Nitekim devletimizin koskoca Diyanet Başkanlığı dururken, bir din adamının teşvikiyle yıllardır Ramazan Bayramı’nın bir gün önceden kutlanıldığını hepimiz biliyoruz! Ne tesadüftür ki aynı şahış bu davranışının yanlışlığını ilerleyen yaşında belirtmiştir ama nice sonra….İşte Develi insanının ve esnafının sınavı burada başlamaktadır. Şayet cemaatlar öğrencileri, çeşitli vaatlar ve imkânlarla özgür ortamından koparıp kendilerine bağlama mücadelesi verirlerse o zaman değişik biçimde Develi’nin hiç alışık olmadığı çatışmalar çıkar.
Üniversite öğrencisi rahat hareket edeceği, rahat sohbet edeceği arkadaşlarıyla rahatça gidip geleceği yerleri ister. Buradaki rahat hareketleri inanıyorum hiç üzerine lazım olmayan kişilerce eleştirilir. Gençler huzursuz olur. İnşallah bunları görmeyiz ve yaşamayız.
Develi insanı zekası ölçüsünde aklını çok ama çok kullanmayı sever. Bir bayan yönetici diyor ki, Develi’den bir ev kiralamak istedim. Ortalama değeri 350 TL olan bir ev. Benden 600 TL istediler.Baktım ki tadını çıkarıyorlar.Sonuçta da vaz geçtim dedi.Aynı olay öğrenciler için de geçerlidir.Nitekim şimdiden kiralık evler değerinin çok ama çok üzerinden öğrencilere verilmek istenirse bu öğrencileri bunalımlara sokar ki bundan Develi zarar görür.Kimse bu kimseyi ilgilendirmez.İşine gelen oturur,işine gelmeyen oturmaz,diyemez.Bu Develi’nin geleceği ile oynamaktır.Bu da daha yakın bir anlayışı gerektirir.Bu da cemaat yurtlarının ekmeğine yağ sürer.
Yine Develi’nin en zayıf yönlerinden biri de otobüs işletmeciliğidir. Ne gariptir ki bu konu gittikçe belli ilkelere ve prensiplere dayanması gerekirken,tam tersine tam bir kaos yaşanıyor.İşletmecilerin en kibar sözü:Paralar beyler!.Kalkış belli değil, koltuk numaraları yok. Vs. Bu işletme hatalarından öğrenciler kadar öğretim üyeleri de muzdariptir. Kayseri-Develi hattı ortalama 45 dakika. Öğreniyoruz ki üniversite personeli terminalde indiriliyormuş. Peki kampuse nasıl gidilecek.Bu sefer dolmuşla.Kaç dakikada? 25 dakikada.Şunu unutmayalım akademik hayatta zaman kadar önemli bir şey yoktur.Eğer bir öğretim üyesi Develi’ye hizmet için geliyorsa ondaki bu hizmet aşkı söndürülmemelidir.Niçin üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerinden teşvik ve hayırlı hizmet için hem ücretin yarısı alınmaz hem de Kampüs’e kadar götürülmez.?İşletmecilerimiz:”Bunlar bizim meselemiz değildir,ben bu işe para yatırdım ve para kazanmak benim hakkım ,arkadaş !”diyebilir ama bu gerçeklerden kaçmaktır.Ağzım kurusun hiç tasvip etmem ama öğrenci sayısı 1000’nin üzerine çıktığında ,öğrenciler bu konuda bir hak aramaya çıktığında bundan en çok işletmeciler zarar görür.Yarın öğrenci dernekleri Develi sivil kuruluşları ve siyasi destekleri de yanlarına alıp bu isteklerini dile getirdiklerinde sadece basit bir öğrenci olayları mı sayacağız.?.Öğrenci fazlalığı Develi ekonomisine bir kazançtır ama nimeti de paylaşmayı bilmek kaydıyla.
.Biz 68 kuşağıyız. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu öğrenci olaylarının içerisinden süzülüp gelen biri olarak bunları uyarmayı,söylemeyi,hatırlatmayı bir emekli üniversite mensubu olarak görev sayıyorum. Bu bakımdan bu konuda yetkili her kurum ve kuruluşun duyarlı bir şekilde konuya eğileceğine inanmak istiyoruz.
Sonuç şudur: Develi’nin en güçlü yanlarından birisi yetişmiş insan gücüne, akademik, ve karar sahibi insanlarının zenginliğidir. Bunlar Develi için hayırlarıyla, teklifleriyle, yapıcı uyarılarıyla, yatırımlarıyla Develi sanayi ve eğitimine katkılarıyla bir hizmet yarışına girmişken; ucuz düşünceler ve küçük menfaatları bir tarafa bırakmak ve doğacak sosyal olaylar karşısında etkin ve kalıcı tedbirler almak aklın icabı olarak görmekteyiz.Üniversite beldesi olmak ve nimetlerinden faydalanmak istiyorsak bunları bilmeliyiz.
Son söz: Bölüşmesini bilmeyen toplumlarda sosyal olaylar kaçınılmazdır ki biz bunları düşünmek dahi istemiyoruz. Çünkü biz Develi’yi çok seviyoruz.
BENZER HABERLER