Son Dakika
On yıl kadar önce Milli Eğitim Bakanlığı’nı ziyaret ettiğimde, bir dost yetkiliyi görmeye gitmiştim. Önünde yedi büyük klasör vardı..Merakımı yenmeye çalışırken, açıklama geldi. Bunlar Avrupa devletlerinde okutulan ders kitaplarında Türklerle ilgili yalan-yanlış bilgilere ait raporlardı. Yedi büyük klasörde, Avrupa ülkelerinde kim bilir Türkler ve Türk tarihi hakkında ders kitaplarında ne yanlış ve hangi maksatlı bilgiler vardı?
Bunlardan sadece Fransa’da okutulan ders kitaplarından birinde Türkler aleyhinde, tarihi olayları çarpıtarak veren bir paragraf okudu. Dehşete düşmüştüm. Fransuva- Kanuni Sultan Süleyman’ın ibretlik tarihi olay ortada iken; oldum olası Fransa’nın Türkiye’ye bakışı hep olumsuzdur. Türkiye’nin iki önemli dış ve iç meselesi olan Ermeni ve Kürt konularının en ateşli destekçisi ve planlayıcılarından biri Fransa olmuştur. Hatta bir ara, Fransa başkanı Miterand’ın hanımı hızını alamayarak bir zamanlar soluğunu Diyarbakır Belediye’sinde almıştı.!Bu Diyarbakır sevdası herhalde Türk sevdası değildi? Unutmayalım, bugün, Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesinin önündeki en büyük engellerden biri yine Fransa’dır !
Bu gelişmeler yanında Türk ordusunu Birinci Cihan Harbi’nde arkadan vuran ve bu devlete ihanet eden, yıllardır beraber yaşadıkları Türk köylerini ateşe veren ve insanımıza tecavüz eden Ermeni olayları dolayısıyla devletin çıkarmak zorunda kaldığı,bir tedbir olarak tehciri “soykırım “ olarak kabul eden ve Ermeniler aleyhinde konuşmayı yasaklayıcı kanun çıkaran yine Fransa’dır.
Gerçek bu iken, bazı gazetelere yansıyan bir olayı sizler de ibretle okumuşsunuzdur. Fransa’da, Mustafa Doğan adlı 13 yaşında bir Türk öğrenci Pont a Mousson kasabasında okumaktadır. Okulda kendisine yapılan “Ermeni Soykırımını tanı” baskılarını protesto etmek için;tarih dersi sınavında konuyla ilgili soruya ” Bu hak edilmiş bir soykırımdır.”diye yazmış.Ne demek bu? Mustafa diyor ki: Ermeniler yıllardır Türklerle beraber yaşayan Ermeniler,Türk ordusunu arkadan vurdular,Türk köylerini yaktılar,namuslara el uzattılar.Devletimiz de bu rahat durmayan Ermenileri haklı olarak buralardan sürdü.Yani tehcir etti,demek istiyor. Bunu yazan sen misin? Mustafa “suç işlediği” gerekçesiyle derslerden uzaklaştırılmış ve bu süre içerisinde Fransız tarih öğretmeni tarafından “Ermeni Soykırımını Araştırması ve Tanıması” başlıklı bir de ödev verilmiştir. Diyar-ı gurbette okuyan Mustafa belli ki biraz da ailesinin baskısıyla fazla direnemiyor, hareketinden dolayı Mustafa bu konudaki bilgileri içeren ve “Hak edilmiş soykırım” ifadesinden dolayı özür dileyen ödevini veriyor. Fakat gizliden “Hak edilmiş soykırım” ifadesinin de arkasında duruyor. Ancak öğretmen Mustafa’nın imanını görüyor ve direniyor: Benim istediğim bu ödev değildi, diyor. Peki ne istiyor, öğretmen? Ermeni Soykırımı ile ilgili yeni bir ödev yapmasını istiyor. Yani despotça “Ermeni soy kırımını tanı” psikolojik baskısı uyguluyor. Mustafa da bunu demiyor ve soykırım uydurmasını kabul etmiyor.
Olayı yine gazetelerden öğreniyoruz ki, konu ile Türk Derneği COJEP yetkilileri ilgileniyor. Onlar da işin hukuki boyutu aştığını ve okul idaresi ile Mustafa’nın ailesinin görüşeceğini belirtiyorlar. Anladığımız kadarıyla konu açıklığa kavuşmuş değil. Biliyoruz ki Mustafa şimdi dışarıda.Fakat hukuk müdafasını vererek yine okuluna dönecektir. Veya gönlümüz en azından bunu istiyor.
Şimdi şöyle bir soru akla gelebilir? Bu yedi klasör ne oldu? Hemen söyleyelim ,inanıyorum ki devletin arşiv raflarında duruyor. Düşmana ne hacet, içimizdeki şeytanlar yetiyor da artıyor bile.Bu olayı takip etmiştim.Türkiye’nin böyle bir girişimi birçok Avrupa devletini huzur etmişti. Ne gariptir ki “Bu insan haklarına aykırıdır,devletlerin iç işlerine müdahaledir” gerekçesiyle Diyarbakır Barosu itiraz etmiş ve bu son derece önemli proje rafa kaldırılmıştır..Şayet bu yanlışlar ve kasıtlı bilgiler kitaplaşsaydı, Avrupalı devletlerin bizi nasıl gördüklerini ibretle okuyacak, bilgilenecektik.Ona göre kamu oyu oluşturulacak ve ona göre de tedbirler alınacaktı.
İçimizdeki insanlar, son derece özenle hazırlanmış ve üzerine “Hepimiz Ermeniyiz” pankartları taşıyorsa; o “Hak edilmiş soykırım” şuurunu almış fakat yiğit Mustafa küffar ellerinde neylesin? Onca sindirme hareketlerine rağmen iyi ki tarih şuuruyla bezenmiş Mustafalarımız var. Böyle Mustafalarımız oldukça yarınımızdan hep eminiz.
BENZER HABERLER