Son Dakika
Develi Basın Tarihi bir iki yazı dışında gelişen şartlara göre değerlendirilip yazılamadı.İlk gazete ve dergi yayınlayanlar belli ise de bu yayınların koleksiyonlarını tek tek inceleyip Develi’nin öncü aydınlarını, yazarlarını, hangi konuları ele aldıklarını ve nasıl bir anlatıma sahip olduklarını bilemiyoruz.Halbuki bunlar şimdiye kadar incelenebilmeliydi, ama olmadı.
Ünlü folklorcularımızdan Ali Rıza Önder’in “Kayseri Basın Tarihi,1910-1960, Ankara 1973”adlı kitabı bizim için şimdilik kaynak bir çalışmadır. Zira gerek kitabında belirttiği gibi gerekse Seyrânî Şenlikleri sırasında şahsi görüşmelerimizde verdiği bilgilerde; Develi’de yayınlanan gazetelerin koleksiyonlarını Ankara’da, Milli Kütüphane’de inceleme imkânını bulduğunu söylemiş ve Develi’de çıkan gazeteler hakkında kanaatlarını belirtmişti.
Kayseri’de çıkan ilk gazete 1910yılında yayına giren Erciyes Gazetesi’dir. İncelemelerim sırasında o yıllarda Kayseri İdadisi / Kayseri Lisesi’nde okuyan bir Zile’li öğrencinin yazısını okumuştum. Daha sonra Reji Müdürü Süleyman Bey’in oğlu M.Takyittin Ayata, Kayseri’de çıkan Misak ( 1924-1925 ) ve Kayseri Gazetesi (1925-1952)’nde sorumlu müdür ve yazar olarak uzun zaman hizmet vermiştir.
Develi aydınları imkânları ölçüsünde dışarıda kalem sahibi olmaya çalışırken Develi’de ilk gazete, haftada bir çıkan; Develi Demokrat Parti İlçe teşkilatının kurucusu Mustafa Akdoğan ile yine Develi DP milletvekili Osman Nuri Deniz’in 1954’de çıkarmaya başladıkları Demokrat Develi adlı gazetedir. Bu gazetenin çıkışından iki gün sonra da Ferihan İstanbullu’nun sahipliğinde ve Av.İbrahim Mavioğlu’nun Yazı İşleri Müdürlüğü’nde Develi Postası yine haftalık olarak çıkmıştır.Ne var ki birincisi 48 sayı, ikincisi ise 30 sayı ancak çıkmıştır.Daha sonra da Develi’nin Sesi ve Yeni Develi adlı gazeteler yayına girmiş ve bunlardan en uzun çıkan gazete, 92 sayıyla Yeni Develi gazetesi olmuştur. Bu gazetenin yayın hayatında Cemil Yalçın’ın hizmeti unutulamaz.
Develi’de 1968’de Mahmut Nedim Bayraktar Melekgirmez çarşısında Sanat Matbaasını kurar fakat kısa süre sonra Teoman Bayraktar idareyi ele alır ve Seyrani Gazetesi’ni haftalık olarak çıkartmaya başlar hemen unutmayalım ki Seyrani Gazetesi yanında, 1979 yılında Sahipliğini Mahir Çimen’in Yazı İşleri Müdürlüğü’nü Erdal Akdoğan’ın daha sonra da Osman Kapusuz’un üstlendiği Develi Gazetesi 10 yıl süre ile yayımına devam etmiş kısa bir aradan sonra “Bu Bir Yeniden Başlangıç”
Çağdaş Develi Gazetesi olarak “Yeniden Yeniliklerle” yayın hayatını sürdürmektedir. Develi Basın tarihi böylelikle zenginleşmiştir.
Teoman Bayraktar kurulduğu andan itibaren bugüne kadar hem matbaasını, hem de çıkardığı “ Seyrânî ” gazetesini bugünlere kadar sabırla getirmiştir. Bu bakımdan Teoman Bayraktar’ın Develi Basın Tarihinde yeri unutulamaz.
Kimdir Teoman Bayraktar?
Teoman Bayraktar 1932 yılında Develi’nin Zile Kasabası’nda doğdu. Babası yine basınla iç içe olan ve Adana gazetelerinde yazılar yazan hazırladığı fakat basılmamış eserler sahibi Ferik Nedim Mahmut’tur. Annesi ise; Adana’ya yerleşmiş Balkan göçmenlerinden Fatma Hanım’dır.
Babasıyla durmadan gezen Teoman Bayraktar, uzun süre İzmir’de bulunmuş ve ilk tahsilini burada yapmıştır. Orta öğretime başlarsa da yarıda bırakır ve okulla ilişiğini keser. Ailesiyle Adana’ya gelirler. Burada babası Adana Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapar. Gazetelerde yönetici ve yazar olarak çalışırken Teoman Bayraktar ilk matbaa ve gazete heyecanını burada yaşar.
1952 yılında Askere gitmiş ve askerliğini İstanbul’da yapmıştır. 1957 yılında, Adana’da, Saffet Hanım’la evlenmiştir. Bu evlilikten sekiz çocuk olur: Sema, Hakan, Hülya, Nilgün, Şenay, Fatma, Mahmut, Songül.
Bir ara Batman’da bulunmuş 1966-1967 yılları arasında Batman Postası Gazetesi’ni çıkarmıştır. Burada fazla durmadı ve 1967 sonlarında Develi’ye geldi ve 1968 yılında Melekgirmez Çarşısı’nda önce Sanat Matbaası’nı kurdu sonra da sahipliğini kendi yazı işleri müdürlüğünüde Şinasi Köylüoğlu üstlendiği Seyrânî Gazetesi’ni sürekli çıkarmaya başladı.
30.08.2008 tarihinde Hakk’a yürüdü.
Teoman Bayraktarı ben üniversite öğrencisi iken Melekgirmez’deki matbaasında tanımıştım. O dostluk da ölünceye kadar devam etti. Çok çocuklu bir aile reisi olmasına rağmen iyi bir baba olmuştur. Sessiz fakat onurlu yaşamayı bilmiştir.
O başında meşhur eğik şapkasıyla oturuşu ve ağzındaki antika ağızlıktaki sigarasını tüttürüşü ona ne güzel yakışırdı. Benim samimi bilgi kaynaklarımdan biriydi. Anlaşılmaktan ve dinlenmekten keyf alırdı.
Ortak bazı noktalarımız vardı:Antika merakı gibi.Gerçekten Develi’de para, tesbih, saat, tabaka, ağızlık, saldırma, bıçak gibi etnoğrafik malzemelerden iyi anlardı.Definecilerin bol olduğu Develi’de de epey malzeme ve meraklı bulurdu. Sonra bilgilenmeye aç bir ağabeydi.Uzun uzun sohbetlerimiz olurdu.Bana ağır ağır konuşması ve engin deneyimi, yapıcı konuşmaları huzur verirdi bilhassa Zile ve eski Develi hatıralarından çok şeyler öğrendiğimi belirtmeliyim.
Ben kendisini önemsedim. Bir kere yazar ve gazeteci çocuğuydu. Matbaacılıkta ve gazetecilikte deneyimi olan bir babanın oğluydu. İkincisi Türkiye’nin birçok yerini genç yaşta dolaşarak ülkemizi iyi tanıyordu. Siyaseti iyi takip ediyordu. Ancak bu konudaki kanaatlerini özellikle saklardı. Samimi olmayanlara veya tanımadıklarına ise hiç açmazdı. Türkiye’deki tüm aydınların en büyük belası olan “özgür olamama” ve çok çocuklu bir aile reisi olma sorumluluğu onu bu suskunluğa itmiştir. Hep de suskun değildi bazen isimsiz yazdığı ince dokundurmalar gazetenin can damarıydı. Develi imkanları içerisinde yazı yazan insanlara daima kapısını açık tutmuştur. Hoş, Develi’de yazmanın keyfine varan ve bu yüreği gösteren kaç kalem sahibi vardır.Bu onun ne kadar demokrat bir yapısının olduğunu gösterir.Bu sebeple, gazetesi çok renkli yazıları sayfalarında saklıyor.Kim ne derse desin çıkardığı Seyrânî Gazetesi , Develi kültürü üzerinde çalışacaklar için vazgeçilmez bir kaynak olacaktır.Gazetenin de çocukları elinde uzun soluklu olacağına yürekten inanıyorum.
Bugün Teoman Bayraktar aramızda yok. Develi’de anlaşıldığını zannetmiyorum.Halbuki bu sessiz ama sabırlı adama ilgi gösterilebilinirdi.o bunlara aldırmaz göründü ama her faklı adamın yalnızlığı içinde ancak Develi Kültürü içerisinde yerini alarak Hakk’a yürüdü, gitti.
Eğitimci-yazar Mustafa Taş’ın anlatımıyla O “ Halkın deyimiyle kimisi Teoman Ağa, kimisi Matbaacı Teoman, kimisi Teoman Bey “ diye sunduğu her kesimin Teoman’ıydı.
İnsanlarımızın kıymetini yaşarken bilsek, çok şeyler değişecek.
Not:Geç de olsa değerli başkanımız Recep Özkan Bey’in kayınpederi Ömer Şahin’in; büyüğümüz Ahmet Tokluoğlu’nun vefatını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum.Ölenlere yüce Mevla’dan rahmet,ailelerine de sabırlar diliyorum.
Ayrıca dostumuz Cesarettin Kocatürk kardeşimizi, Develi eğitimine katkısı dolayısıyla teşekkür etmeyi zevkli bir görev sayıyorum.
BENZER HABERLER