Son Dakika
Yakup Kadri “Erenlerin Bağında” adlı eserinde ölüm hakkında bilgi verirken “..yerler yerlerden, yârlar yârlardan vefasız…Bu ne baş döndürücü iş !.” diyerek ölüm karşısında karışık duygularını anlatır.Baş döndürücü iş! İnanan insan için elbette topraktan geldik toprağa gideceğiz, kuralı hiç değişmez.İstediğimiz kadar direnelim,bu gerçek hiç değişmez. Emr-i Hakk gelince ne bir dakika önce,ne bir dakika sonra saat sarkacının durması gibi hayat duruverir.
Bu yaratılan her şey için geçerli…
Tamam da ölen sadece kendini götürmüyor. Aynı zamanda bizlerden de çok şey götürüyorlar. Hayatımıza renk veren unsurların başında unutmayalım ki ağırlık çevremizdeki insanların varlığıdır. Her biri ayrı bir dünya olan her insan; dikeni ve çiçeği ile beraber birer gül misalidir. Her birinin kokusu farklıdır.Hele beraber ağladığımız,beraber güldüğümüz insanlar.Onlar da rahmet-i Rahmana kavuşunca hepimiz biliyoruz ki bir dalımız kırılmaktadır.Meşhur bir gönül adamı bir dostu öldüğünde:Eyvah !Çok yaşadık,der evine kapanır ve günlerce dışarı çıkmazmış.
Bu gerçeği hepimiz tatmışızdır.Giden arkasından üzülürüz de çoğu zaman bu dünyanın güzelliklerini ahiret hayatına değişmeyiz.Develimizin deli dolu adamı Kozan’ın Kazım dermiş ki:”Kendi gönlüyle ölümü isteyen herifin…..” der,yaman bir küfür edermiş.Bu da hayatın bir gerçeği ve insanın tezatlarıdır.Doğrusu bizde de yaş ilerliyor. Sevdiklerimizden,
Kendilerini örnek aldığımız ağabeyleri teker teker kaybediyoruz:İzmir’den Av.Başar Ünsal İstanbul’dan Lütfi Avcı, Hüseyin Şahin,Yüksel Suyolcu, Nevzat Cebeci,Mahir Tevfik Hocaoğlu, İbrahim Dokumacı.Ankara’da Ülkü Celayiroğlu,Av.Gösel Suyolcu vs. diyar-ı gurbette ruhu teslim ettiler.Fakat her biri de Develi sevdalısı idiler.Çoğu da doğdukları toprakla ödeşerek gittiler.Ne mutlu onlara.Yaptıkları eserler ve hizmetler onların arkasından her gün fatihalar göndermektedir.Çoğu bilmez ama bunların çoğu giyimleri, şıklıkları ve zerafetleri ile bizim gibi yeni yetmelerin modeliydiler.
Daha üç gün önce Aşağı Everek’in delişmen delikanlısı Bizim Kara Mevlit ,Ankara’nın Mete Etöz’ünü kaybettik.Hayat dolu bir insandı.Develi dendiğinde o toka gözleri bir tuhaf parlardı.Ankara Develi Yardımlaşma Derneği’nin çalışkan bir neferiydi
Bizim kuşaktan gençliğinin baharında aramızdan ayrılan ilk kişi tarih öğretmeni Cemal Mavi oldu. Aynı yılda AÜ.DTCF ‘ne girmiştik.O tarih bölümünden biz ise edebiyat bölümünden mezun olmuştuk.Develi Lisesi’nin unutulmaz öğretmenleri arasına girmişti.Fakat dediğimiz gibi yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamadı
Hem Develi kültürü açısından hem de eğitimi açısından erken
İsmail Kahyaoğlu ölümüne üzüldüğüm ağabey İsmail Kahyaoğlu’dur.O kadar erken aramızdan ayrıldı ki bugün dahi varlığı her zaman aranmaktadır.Sanki Aşık Seyrani Seminer ve Şenlikleri onsuz öksüz gibidir.
Bunlar yanında değerli dostum Şefik Hepgül’e ne demeli ?
Develi onlardan sorulur dediğim ve isimlerini tespit ettiğim
Mehmet Ünlütürk ağabeyler var. Develi’de .Bugün yaşları yetmişin üzerinde .Bunlarla sohbet yapıp bir kitapta toplamak istiyordum.Bunlardan ikisiyle sohbet yapamadan Hakk’ın rahmetine kavuştular.Bu iki kişi Mehmet Ünlütürk ile Cemil Özbek’ti.Son görüşmelerimizde yanına vardığımda Mehmet Ağabey ilaç almış uyuyordu.Cemil Ağabey ise :Çayımı ne zaman içeceksin ? demişti. Her ikisi ile de son anlarında ne sohbet yapabildim, ne çaylarını içebildim. Unutmayalım ki her ikisi de Develi sosyal ve siyasi hayatının renkli kişileriydiler.Engin deneyimleri vardı.Bildiklerini kendileriyle birlikte götürdüler .İnanınız Develi kültür tarihi onların bilgilerinden ve bildiklerinden öksüz kaldı.
Dayızadem Elmas Karatan ile kız kardeşi Tuncay Karatan yıllarca
Elmas Karatan Kayseri’de Aydınlıkevler ve Ahmet Paşa İlkokulu’nda şerefle öğretmenlik yaptılar. Ahmet Paşa’dan emekli olup İstanbul’a yerleştiler. Mesleğinin iyilerindendiler. Kenan Rifaî Hazretlerine bağlıydılar.Yıllar içerisinde şöhretli, çok öğrenci yetiştirip hayata hazırladılar. Bu mücadeleyi emekli oluncaya kadar devam ettirdiler. Zira hayat hikayelerini yine bu satırlarda yazdığım büyük Dedeleri İnce-zade İsmail Efendi ve dedeleri İbrahim Suphi Emekliöz Develi’nin saygın hukukçularından ve Develi’nin ilk okul müdürlerinden ve hüsn-i hat hocalarındandılar.Yani ailenin kültür bakımından alt yapıları çok güçlüydü.
Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da ikamet etmekte olan Elmas Karatan’ı kaybettik..Yaş yetmiş iki.Vade yetince ve “her nefes ölümü tadacaktır” emr-i ilâhisi vuku bulunca her kişiyi ve her şeyi kabul eden, nice ayıpları örten, geldiğimiz yer olan toprağa kavuştu. Bu vesile ile eşimle birlikte İstanbul’a gittik
Gurbette sevdiğim bir kişinin cenazesinde ikinci defa bulunuyorum. İnsan neye inanıyorsa ve nasıl yaşamışsa ölümünde de onu biçiyor. Cenazesinde sevdiklerinin hepsi ordaydı. Balıkesir’den, Ankara’dan gelenler ile İstanbul’daki hemşehrilerimizden çoğu cenazesindeydiler. Demek ki iyi insan ölüsünde bile insanları bir araya getirebiliyor.
Gurbette ölüm daha mistik, daha anlamlı.Bir taraftan bir sevdiğinizi toprağa veriyorsunuz bir taraftan son görevlerini yapan ve yıllardır görmediğiniz değerli Develilerle buluşma,konuşma imkanını buluyorsunuz.Bir taraftan Kur’an-ı Kerim okunurken bittiğinde de doyumsuz bir Develi yarenliği başlıyor ki…Ne ince hatıralar ve ne önemli bilgiler ediniyoruz.
Bunlardan aldığım notlardan bazılarını sizlerle paylaşmak isterim.Bunlardan birincisi Necdet Cebeci Ağabey’den aldığım bir not..Güftesi ve bestesi Develi eğitiminde uzun zaman hizmet veren Ali Baran Numanoğlu’na ait Develi Ortaokul Marşı:
Yurdun öz evladı sende yetişir
Bağrından çıkanlar ilme erişir
Türk genci her yönde burada yetişir
Yaşasın Develi Ortaokulu
Güzel Develi’nin neşesisin sen
Aziz vatanımın emelisin sen
Egemen gençliğin gür sesisin sen
Yaşasın Develi Ortaokulu
Burada hemen belirtmek isterim.Acaba Develi Ortaokul idaresi bu marşın peşine düşşe notasını bulsa, törenlerde okutsa kötü mü olur?.Oğlu Kürşat Numanoğlu Ürgüp’te ve kendisi de Develi ortaokul mezunu.Ondan bilgi alınabilir.İkinci olarak Bahattin Cebeci ile temasa geçerek Necdet Ağabey’in sesinden teybe alınır ve sonra da notaya alınabilir.Bizim ki bir hatırlatma…
Türk solu bizde kadersizdir.Bunların başında da TİP gelir.Genel merkezden sonra ilk ilçe teşkilatı Develi’de kurulmuştur.Kurucuları kim?Söyleyeyim:İngiliz Kemal, Şarapçı Kamil, Berber Ramazan…Arkasını demeyim.Bunlar yakalanıp emniyete getirilmişler.Komser bunlara solun kendince kötülüklerini anlatınca ilçe başkanı yanılmıyorsam Berber Ramazan’ı diğer üyeler:Ulan bu parti böyle kötüydü de bize niye yalan söyledin,diye dövmeye başlamışlar.Anlatanların boynuna.
Müstehcenlik çoğu yaza ve şair için sıkıntılı dönemleridir.Zira okurun anlayışına bağlı bir olaydır.Kimi bundan hoşlanır kimi hem hoşlanmaz hem de yazarını eleştirir.Fakat en gizli ve çarpıcı biler,duygular bu müstehcenliğin içindedir. Develispor’un ilk futbolcularından Av.Ünsal Başar İstiklal İlkokulu’nda hocam Nuri Bey’in oğluydu.Enterasan muzipti.Bir de Kağnı sokağın renkli bir hanımı vardı:Selfinaz Abla.Vara yoğa bağırır çağırır,küfür ederdi.Bazan da küfür etsin diye zorlanırdı.Bu mizacı çok iyi bilen Başar Ağabey’den bir ironik fıkra anlatıldı ki hem kahkahalarla güldük,hem de düşündük.Ama sizlerle paylaşamam.Vallahi cesaretim yok.Biraz da siz merak edin.
Düşünün ki bir ölüm hadisesi bize neler hatırlattı.Hoca musalla taşındaki mevtaya bakar da, cemaata sorar, ben de sizlere soruyorum:
-Nasıl bilirsiz?
-İyi biliriz.
-El fatiha!
Allah kabirlerini nur eylesin.
BENZER HABERLER