logo

Hadi Erdoğan

Meşhur bir sözdür:Tarih yazmak, tarih yapmaktan zordur.Hele mahalli bir kişiyi doğruları ile eğrileri ile ortaya çıkarmak daha da zordur.Zira sağlam bir yazılı belge bulamazsınız.Bulduklarınız da sizi dorulara götürmekten uzak kalır.Bu sütunlarda zaman zaman Haçin Harbi’ne katılan Develi Müdafa-ı Hukuk Cemiyeti’ne mensup kurucu ve üyelerinden bazılarının hayat hikayelerini ortaya çıkarmış ve yayınlamıştım.Amacımız hem bu vatanı mübarekleştiren hem de bir misyonu ölümüne gerçekleştiren insanlarımıza karşı bir ahde vefayı yerine getirerek doğru hayatları ve örnek davranışları geleceğe taşımaktır.Umulur ki bir nasipdar çıkar.
Develi tarihinde üzerinde durulması gereken insanlardan biri de İstiklal Harbi gazilerinden, Develi’ye unutulmaz belediye hizmetleri sunan ve Develi kültür tarihinde önemli bir yeri olan Hadi Erdoğan’dır. Ne gariptir ki Haçin Harbi’ndeki Develili kuvva-i milliyecilerin çalışmalarını ve kahramanlıklarını anlatan Mehmet Özdemir’in ve Cenani Gürbüz’ün eserlerindeki Haçın Harbi’ne dair bazı bilgilerin dışında oğlu Orhan Cavit Erdoğan’ın çoğu hatıralara dayalı ve duygusal bir biçimde kaleme aldığı, bazen hatalı bilgiler, tarihi yanılgılar ve bazen de unutmaların olduğu  “ Hadi Erdoğan   2004 “ adlı 20 sayfalık yayınlanmamış önemli notları dışında     bugüne kadar başlı başına bir biyogafi  yazılmamıştır.
Biz de O.C.Erdoğan’ın yazısını esas alarak ve arşivimizdeki bilgilerle destekleyerek bu değerli insanımızın hayat hikayesini çıkarmaya çalıştık.Bu konuda bana destek veren ve bilgi aktaran Cenani Gürbüz ağabeyime de teşekkür ediyorum.
H.Erdoğan 1304 / 1888’de Develi’de doğmuştur. Babası ticaretle uğraşan Paşa-zadelerden veya Gövşenlerden İsmail Efendi ile annesi Naime Hanım’dır. Hatice ve Cemil adlı iki kardeşi daha vardır.Hatice Hanım genç yaşta vefat etmiş, Cemil ise öğretmen olarak emekli olmuştur.Güzel bağlama çalarak Develi türkülerinin önemli bir  taşıyıcısı ve Seyrânî’ye ait bazı şiirlerin de derlenmesinde kaynaklık etmiştir.
Erdoğan’ın gençlik yıllarına ait hayatı hakkında bilgi gelmemektedir. Ancak bu arada ilk tahsiline Develi’de başladığını ve  Develi Rüştiyesi’ni tamamladığını biliyoruz.Bir müddet sonra Hukuk Fakültesi’ne kaydolmak için İstanbul’a gelmiş, fakat 18.03.1915’de başlayan Çanakkale Harbi dolayısıyla kaydını yaptıramamış ve derhal askere alınmıştır.1924 yılı ortalarına kadar orduda kalan Erdoğan terhis olunca Develi’ye gelmiştir.
Develi’ye gelen Erdoğan burada  modern düşünceli, Yeni Türk Alfabesi’ni Develi’de ilk öğrenen kadınlardan olduğunu öğrendiğimiz  Aydınlıoğullarından  Fatma Hanım’la (1908-1967), 1924 yılında evlenmiştir. Bu evlilikten Nezihe, Ayhan, Refik, Orhan, Seniha ve Şengül adlarında çocukları olmuştur. Neziha ve Ayhan genç yaşta Develi’de vefat etmişlerdir.
1928 yılına kadar ticaretle meşgul olan Erdoğan, 1928 yılında Kayseri İskan Müdürlüğü’ne gelmiş iki yıl kadar burada çalışmıştır.Develi Belediye Başkanı Osman Coşkun 04.05.1931’de, 4.dönem milletvekili olarak meclise gidince Hadi Erdoğan Develi Belediye Başkanı olmuştur.Hadi Erdoğan 1931-1935,1935-1938,1946-1950 tarihleri arasında üç dönem son derece verimli bir belediye başkanlığı yapmıştır.Ayrıca 1938-1946 yılları arasında İl Encümeni’nde Develi’yi temsil etmiştir.Daha sonra emekliliğinin sağlanması için iki yıl kadar Develi Özel İdaresi’nde iki yıl kadar çalışmıştır.
Soy Adı Kanunu çıktığı zaman Kuvva-i Milliye’deki kod adı olan Erdoğan Bey’den dolayı  Erdoğan soy adını alan H.Erdoğan 1950 yılında emekli olduktan sonra 1956 yılına kadar Develi’de kalmış ve 1956 yılında İstanbul’a yerleşmiştir.Burada kalan ömrünü ibadetle geçirmiş ve 11.04.1970 yılında İstanbul’da Hakk’a yürümüştür.Mezarı Karacaahmet Mezarlığı’ndadır.
***
Uzun bir ömür sayılabilecek hayatı dolu dolu olan H.Erdoğan’ın hem vatan için hem de Develi imarı ve kültür hayatı için yaptığı hizmetlerine gelince şunları söylemek mümkün.
Dokuz yıla yakın askerlik hayatı vardır.Kendisi gibi bu uzun süren sa vaşlarda Osman Coşkun,Yakup Kenan Arıkan ve Velittin Çakıoğlu, Emin Develioğlu gibi arkadaşları arasında en uzun savaşan biridir.
Askerlik hayatına önce İstanbul’da Halıcıoğlu semtinde bulunan Yedeksubay Okulu’nda üç aylık bir eğitim görerek girmiştir.Daha sonra 10-12 günlük ve ayaklarının altı patlayıncaya kadar zorunlu yaya yürüyüşle Çanakkale’ye ulaşmışlardır.Burada meşhur 57. Alayın boşalttığı cepheye yerleşmişlerdir. Bu savaşta hatıralarını anlatırken şöyle demektedir:”İlk anda dehşet verici hal karşısında şiddetli ateşle karşılaşınca gayri ihtiyari şöyle bir arkamı döndüm manzara şu:Aynı durumla karşılaşan bazı erler geriye doğru kaçmaya başlamışlar,bunu gören deneyimli subaylar onları caydırmak için bağırıp telkinde bulunmaya çalışıyorlar.Bu da kafi gelmediğinden silahlarını çekip birkaç eri vurarak öldürüyorla.rBöylece bir nevi ricat durduruluyor.Bu bir anlık görüntüden sonra yüzümü cepheyeçevirdim,dokuz yıl bir daha arkama bakmadım.”Bu hatıratının yanında şunlarda önemli bilgilerdir:”Cephede bazen bir nevi ateşkes ilan ediliyor,çok yakın olan düşman mevzilerinden bizim tarafa çikolata ,bizden de onlara sigara atılıyor..İşte bunun içindir ki Çanakkale Savaşlarına bu bakımdan Centilmenler Savaşı denilmiştir. “
Çanakkale savaşlarından sonra Hadi Bey’i Suriye Cephesi’nde yüzbaşı rütbesiyle 4.Ordu’da görüyoruz. 1. Ve 2.Kanal Harekatı’na katılmış ve burada hemşehrisi ,değerli insanlarıızdan Emin Develioğlu ile birlikte esir düşmüşler ve Mısır’ın Seydişehir Esir Kampı’na götürülmüşlerdir.Burada          ay esir kalan Erdoğan Mondros Antlaşmasıyla serbest bırakılmışlardır.
Böbreklerinden rahatsız olarak önce Bağdat’a ve oradan da trenle Ulukışla’ya geliyor.Burada karşılaştığı Askerlik Şubesi Başkanı Albay Mümtaz Bey’le karşılaşır.Kendisine Haçın’da Ermenilerin bütün Türkleri öldürdüğünü ve Türk milislerin Haçın’ı kurtarmak için büyük mücadele verdiklerini,burada bulunan üç havan topunun Haçın’a ulaştırılması gerektiğini öğrenir.Bu topları alan Hadi Bey Develi’ye getirmiş sonra da Haçın’a yetiştirmiştir.Harekat süresince burada kalmış ve bütün çarpışmalara katılmıştır.16.10.1920’de sona ermiştir.
Bu sefer Hadi Bey’i İstiklal Savaşı’nda görüyoruz.Önce Ayvalık Cephesi’nde savaşmış sonra da İkmal Subayı göreviyle Ankara’da bulunmuştur.İstiklal Savaşı’nın sona ermesiyle Develi’ye dönmüştür.
Bu uzun savaşlar sonucunda Hadi Bey Sultan Reşat ve Alman Kayzeri II.Wihelm  tarafından liyakat nişanı ; İstiklal Savaşın’da da birinci derece Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir
H.Erdoğan’ı unutulmazlar arasına koyan ikinci yönü çok başarılı Develi Belediye Başkanlığı’dır.. Üç dönem belediye başkanlığı yapan H.Erdoğan,üçüncü dönem seçilişinde siyasi hasımları tarafından şikayet edilmiş, soruşturmanın selameti açısından iki yıl görevinden kendi isteği ile ayrılmıştır.Soruşturma lehinde sonuçlanınca, görevine geri dönmüştür.
H.Erdoğan Develi’ye ilk imarı getirendir.Hala Develi’nin ana yolu olan Cumhuriyet Caddesi’ni nice zorluklara rağmen açmıştır.Develi’ye 1934’de jenaratörlü ilk elektiriği getirmiştir.Develi’de bugün restorasyonunu bekleyen dere kenarındaki eski hamam bir sel baskınında kullanılmaz olmuştu.İşte modern bir hamamı,1940’da Develi insanının hizmetine sunmuştur.Yine aynı yıl ilk defa Develi’ye kanalizasyonu getirdi.Bunlar yanında yine harap bir halde bulunan Belediye binasını yıktırarak modern bir Belediye Binasını ve yanına da park içerisindeki Belediye Gazinosunu  başka bir yerde de şehir Kulübü’nü yaptırdı.Hamam,Elektirik Dairesi,Belediye Binası,Belediye Gazinosu,Şehir Kulübü ve Develi Lisesi Binasının çoğu Süleyman Unutulmaz Kalfa’nın yaptığı son derece zarif ve sanatlı yapılardı.Bunlar yanında Çarşı Camii de…Ne acıdır ki bu yapılar yıkım hastalarının elinde yok edildi.Kaldı ki bu yapılar Develi’nin imar incileriydi.Bu eserler H.Erdoğan’ın ne kadar ufku geniş bir kişi ve idareci olduğunu gösterir.
H.Erdoğan bu imar faaliyetleri yanında kültürel faliyetlerde de öncü olmuştur.Develi sosyal hayatında unutulmayacak hizmetlerinden bazılarını şöyle özetleyebiliriz.Develi Halkevi bünyesinde meraklıları özendirmek için Kayseri Atlı Spor mensuplarını çeşitli zamanlarda Develi’ye davet ederek gösteriler yaptırmıştır.Uzun yıllar bu cirit geleneği Cumhuriyet Bayramı geleneği içerisinde  devam ettirilmiştir.Boksu Develi gençliğine aşılamak için Ankara’dan öğreticiler getirtmiştir.
Unutulmaması gereken bir kültürel çalışması da 1936’da Boğazlar Antlaşması sebebiyle tüm Türkiye’de olduğu gibi Develi’de de muhteşem bir şenlik düzenlemesidir.Aynı yıl bir kızı olduğunda da adını bu güne izafeten Şengün adını vermiştir.
Bu gün H.Erdoğan’dan;kültürel ve sosyal hizmetlerinin hatıraları dışında nice zorluklarla, kıyısından köşesinden nice kıyımlara ve yamalara rağmen kendini koruyarak gelen iki eseri kalmıştır: Cumhuriyet Caddesi ve Belediye Parkı.
Develi iç ve dış göçlere,nice sosyal ve kültürel erozyona rağmen hala vefalı ve kadirbilir insanları da vardır.İşte böyle değerli bir insanımızın adını büyük bir caddeye vererek bir vefa örneği göstermişlerdir.Bu insanların örnek hayatları ibretlerle doludur.Ders ve doğru örnek alacağımız öyle güzel hayatları var ki .Unutmayalım H.Erdoğan hizmet aşkıyla yanarken,hasımları onu yok etmeye çalışıyorlardı.Bunlar kimlerdir bilmiyoruz ama H.Erdoğan tarihin tozlu raflarından iniyor ve hak ettiği örnek hayatı yazılıyor ve Develi kültür tarihinde yerini alıyor.
Ne mutlu böyle insanlarımıza…

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.747 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

9+7 = ?