logo

”Gübre Altında Yeşil Ot Biter”

Öğrenim hayatımda önemli yeri olan hocalarımdan biri İsmail Bakır’dır.Artvin muhacirlerinden.Önce ilkokul öğretmeni daha sonra da azmi sayesinde Türkçe öğretmeni oldu.Doğuda uzun müddet çalıştıktan sonra Develi’ye geldi ve kırk yıla yakın hizmet verdi.Hep iyi ve güzel şeyler düşünür,öyle de yaşar.İlerleyen yaşına rağmen her zaman okur ve tefekkür eder.. Kıymetinin ve değeri altında biraz da bu meziyetleri yatar.
Bir vesile Develi’de, Sebat Ofset matbaa da karşılaştık, hoş beşten sonra koyu bir sohbete başladık. Konu kendi kuşağının öğrenim yıllarına geldiğinde bir hatırasını anlattı:” Okumama vesile olan ve hayatımda önemli olan bir iyiliğini gördüğüm ilk okul  hocamı hiç unutmadım. Yemin ettim, öğretmen olduğum da ilk aldığım maaşla hocamı nerde olursa olsun bulacağım ve elini öpüp, hediyemi vereceğim .Allah nasip etti, biz öğretmen olduk.İlk maaşımı aldığımda önce Ankara’ya gidip MEB’ndan hocamın mesleğe devam ettiğini ve yerini öğrendim.Görev yaptığı köye gittim ve buluştuk.Mesleğinin sonuna gelmişti. Ben duygularımı ve ziyaret amacımı anlattım.


Hâlâ derviş ve hâlâ diri bir dimağı vardı.Çok duygusal bir an yaşadık.Ziyadesiyle memnun olmuştu.Niçin hâlâ köyde çalıştığını sordum.Bana:Ben de mesleğe başladığımda hep köyde çalışacağıma ve gençlerin elinden tutacağıma söz vermiştim.Allah’a hamdolsun bugüne kadar da çok köylü gencimizi hayata hazırlamaya çalıştım ve bunda da çok mesafe aldım.Nice gelecek vaad eden zeki  çocukları gördüm. Bunlar keşfedilmeyi bekliyorlar. Unutma: “Gübre altında ot biter”, diye ilave etti.Ben de bu gençleri keşfedip hayata hazırlamaya çalışıyorum. Kimseyi hor görmemek lazım.
Marifet biraz da iltifata tabidir. Sizin gibi öğrencilerim gelip beni ziyaret ediyor ve ismini bile hatırlamadığım öğrencilerimden başarılarını anlatan mektuplar alıyor,çok mutlu oluyorum.Bu bahtiyarlık da bana sonsuz bir zevk veriyor,dedi.
Hocamdan ayrıldıktan sonra kafamı hep o cümlesi meşgul etti: Gübre altında ot biter.Bu sözün kıymetini yıllar içerisind,e öğretmenliğim  sırasında çok daha iyi anlamıştım.Nice öğretmeni yoran yaramaz,aksi,huysuz öğrencilerimizin yıllar içerisinde nasıl verimli birer yüksek bürokrat ve iş adamları olduklarını sevinçle gördüm.Bir meslekte sabır ve irade,ne kadar önemlidir.”
Söz burada bitti.
Seyrânî der ya:Define viranelerde bulunur !Elbette böyle yüce değerler taşıyan bir hocanın  tedrisinden geçen nice yanlış kişiler de elbette doğrulacak ve hayata hep doğrularla donanıp atılacaktır.
Bu bakış açısı sadece öğretmen-öğrenci ilişkisi için değil, hayatın tüm sahaları için geçerlidir. Bir Bektaşi babasıyla sohbet ederken konu güzel-çirkin meselesine gelince:Çirkin ve güzel gözün gördüğüdür,demişti.Doğrudur.Her insan da bir şer damarı yanında mutlaka bir de alır damarı vardır..İnsana yakışan kusur bulma yerine o alır damarını yani güzel yanlarını görme marifetidir.Hani meşhur hikayedir:Leyla ile Mecnun hikayesinin meşhur kahramanı Leyla’nın güzelliğini merak eden zamanın emiri, Leylâ’yı görünce hüsrana uğrar.Mecnun’a dönüp: Leylâ bu mu,deyince Mecnun’un sözü meşhurdur:Bir de benim gözümle baksanız,Emirim!
Bu da kolay  değildir ama insana da bu yakışmaz mı?

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
1.121 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

4+5 = ?