Son Dakika
Ünlü ozanımız Aşık Veysel, çiçekler hakkında ki duygularını dile getirirken, çoğumuzun bildiği o güzel besteli şiirinde:
Çiğdem der ki ben alâyım
Yiğit başına belâyım
Her çiçekten ben alâyım
Benden alâ çiçek var mı
Der ve tabiat çiçeklerine çoğu zaman insan özelliği vererek iç dünyasını ortaya koymaya çalışır. Bunda kendisinin bir tabiat adamı olmasının da rolü büyüktür. Çiçeğin insan üzerindeki duygusal etkinliğini iyi bilen biri olduğu kesin.
Türk edebiyatının yüz akı Yaşar Kemal meşhur roman serisi İnce Memet’de ve diğer eserlerinde Çukurova dikenlerinden ve bitkilerinden ne güzel faydalanır. Nevzat Üstün Çıplak hikâye kitabında; tamamen Develi merkezindeki ve köylerindeki insanlarımızı, davranış biçimlerini, olayları F.Kafka’nın etkisinde ele alıp, akıcı bir anlatımla. Özellikle ele aldığı kadınların ve hayvanların fiziki yapısını ve iç güdülerini bazen en ince ayrıntılarına kadar verir de tabiatın incisi ve insani sevgilerin en güzellerinden biri olan çiçek sevgisinden ve Develi çiçeklerinden hiç bahsetmez. En azından Develi’deki genelde bahçeler arasında çit olarak kullanılan çalılardan, yakacak olarak yararlanılan yalanılardan ve hayvan yiyeceği olarak kangal dikenlerinden, ısırganlardan ve Develi’de nesli tükenmekte olan sütleğenlerden yazılarında faydalanabilirdi. Görmediğinden değil. Zaten görmemesi de mümkün değil. O zaman bu konuya ilgisi yok.
Develi ve Âşık Seyrânî üzerine hatırı sayılır şiirler yazılmasına rağmen, Erciyes temi dışında çiçeklere sıra gelmemiştir. Sanat dünyamız bu konuda cılız da resmi makamlarımız çok mu duyarlı? Bir dönem, Develi’de yetişen ve Anadolu coğrafyasında olmayan, nadir olan ve nesli tükenen veya tükenmekte olan bitkiler üzerinde bir soruşturma yapmıştım. Gördüm ki bu konu, resmi ilgililerin gündemine bizim sorumuz üzerine girmiştir.
Develi’nin yerleşimini etkileyen iki önemli olay vardır. Tehcire uğrayan Ermenilerden kalan evlerin bir kısmının yıkılması diğeri ise Belediye başkanı Hadi Erdoğan’la beraber uygulamaya konulan modern imar planıdır. Zira sokak kavramından cadde kavramına ve yaşayışına geçmeye başladığımız dönemler. Ancak sokaklarımızı yan yana sıralanan evler oluştururken; 1880’lerden sonra Çomaklı deresi’nin batı kesimi imara açılınca bahçeli ve havuzlu evlerden oluşan Tirem ve Harman Mahalleleri ortaya çıkmıştır.
Fenese’den Aşağı Everek’e kadar eski Develi, dokusunu yakın zamana kadar korumuştur. Eski ev mimarisinin işçilikli pencereleri, sallıkları ve bazılarının dikkat çekici, çinko ile kaplı ve insan figürlü tokmakları olan kapılar ile hayvan figürlü çörtenler evleri süsleyen estetik unsurlardır. Develi uzun zaman verim ekonomisi üzerine kurulu olduğu için ev önlerinde ki asmalar veya dut ağaçları bu güzel dokuyu pekiştiren unsurlardı. Fakat bahçelerin olmazsa olmaz ağacı ise ceviz ağacıydı. Bunlar yanında bahçe veya bahçe içindeki kuyuların ve havuzların üzeri de geniş asmalarla çevrilirdi. Bu havuz başları uzun yıllar Develi kibarlarının ve ulemanın derin sohbetleri için mekan olmuşlardır. Bugün arsaları hep evlerle çevrili olan ve Develi eğitim tarihi için önemli bir yeri olan hüsn-i hat öğretmeni İ.Suphi Emekliöz ile Tavukçuların bahçeleri bu konuda bir örnek teşkil eder.
Develi’de yetişen çiçekler ve çiçekçilik üzerinde bugüne kadar durulmamıştır. Bu konuda bilgi edinmek için kütüphanelerde araştırma yaparken bir kitap elime geçti. Necati Namık Güvenoğlu’nun, Türkiye’nin Ağaçları ve Çalıları adlı bir albümü. Bu eser de bana ilham verdi.
Vereceğim bilgilerin çoğu gözlemime, eksik kalan yerler ise; İstanbul’da yaşayan dayızadelerim eğitimci Elmas ve Tuncay Karatan’ın bilgilerine dayanmaktadır ki aşağı yukarı yüz yıllık bir geçmişi kapladığını düşünebiliriz.
Develi’de yetişen çiçekleri şöyle tasnif edebiliriz. Elbette bizim bu tasnifimiz ilgi duyanlarca genişletilebilir ve eksiklikler tamamlanabilir.
Dağlarda:
Develi dağlarında yetişen bitkiler kaç türlüdür bilmiyoruz. Bunun envanterinin çıkarılmadığını söylemiştik.Çocukluk dönemlerimizde ferfene, arkadaş ve sınıf gezileri, bağ ve bostanlarda çalışma amacıyla yaptığımız gezilerde çoğu adını bilmediğimiz bitkilerin çiçeklerinden başımıza taç yaptığımız tatlı birer hatıralarımızdandır.Ancak bunlar içerisinde özellikle baharla beraber Büyük ve Küçük Çimen Tepe’de, Develi Dağı’nda:Çimen ve sümbül bol olurdu.Erciyes eteklerinde de navruz.
Bahçelerde:
Gelincik Susam Gül Unutma beni
Develi bahçeleri genelde sularını Öksenek i ile Venk bölgelerinden alan iki önemli kaynak arasında kurulmuştur. Öksenek, Dereiçi, İlbe sekileri, Dingil vs.Özellikle Öksenek pınarı ve Venk bölgesinde hasılı Zekerin deresi kenarında kurulan bahçeler su kaynakları bakımından zengindi.Bir bilgiye göre Develi yeraltı kaynaklarının menbaı Pınarbaşı ilçesi tarafından gelen sulardır.Öyle veya böyle, Elbiz ve Köşkpınar dışında Develi su kaynakları hep bu dere kenarındadır.
Bu dere kenarında kurulmuş bahçelerde kaynak suların etrafı bahçenin dokusunu bozmayacak şekilde küçük sallarla çevrilir ve etrafına çiçekler dikilirdi.Bu çiçekler genelde gül, papatya, çeşitli sarmaşık, susam, ve unutmabenidir. Unutma beni çiçeği Develi’ye yakın zamanlarda gelmiştir.Genellikle mavi renkli ama pembe ve beyaz rengi de bulunuyor. iki yıllık, 15 cm boyunda narin mini mini bir çiçek. Güneşli veya yarı gölge yerleri seviyor.
Dam, balkon,pencere ve sallık kenarlarında:
Bir dönem Develi evlerinin dış mekanlarının süsü çiçeklerdi.O çiçekler ev sakinlerinin ince zevklerini de ortaya koyardı.Develi geleneksel ev dokusunun bozulmadığı zamanlar pencereler önemli bir özelliğe sahiptir.
Genelde sokağa açılan pencereler demirci ustaların ince zevkleri ve hünerli elleriyle, değişik şekilde hazırlanmış demir tellerle korunmaya alınırdı. Pencerenin alt kısmına gelen demirler yuvarlak olur yukarıya doğru düzleşirdi. Buralara genelde reyhan, kuş yuvası ve sandal gibi çiçekler konurdu.Temel amaç Erciyes’ten esen seher rüzgârıyla reyhanın, o mis gibi kokusunun odanın içini doldurmasını sağlamak. İkinci amaç ise evin içinin dışarıdan bakanlar tarafından görülmemesi.Bu pencereler nice sevdalı gönüllerin bekleme mekânı olduğu düşünülürse, işin sosyal yönü ortaya çıkar.
Develi’de yıllardır özenle bakılan geleneksel çiçekler :Itır, dilberce, çeşitli renkte kadife, karanfil, kasımpatı, kuşağzı, kuşkonmaz, küpe, ortanca, sandal çeşitleri,sarmaşık, telgraf çiçekleridir.Ulaşım araçları artınca bu çiçeklere: Begonya, kuş yuvası, unutma beni ve yıldız çiçekleri yakın zamanlarda kullanılmaya başlamıştır.Özellikle sarmaşıklar ile kuytu ve gölge yerleri seven, su ihtiyacı yüksek, çoğu kırmızı, penbe, mor ve beyaz çiçek alan bir ortancalar damların vazgeçilmez çiçekleri olmuştur.
Bu çiçekler yanında sayılı da olsa ev balkonlarında sallıklarda fıçılar içerisinde bakılan zakkumların da ayrı bir yeri vardı.
Görüldüğü gibi Develi ikliminde yıllar içerisinde yirmi beş çeşit çiçek yetişmiştir.İnanıyorum ki ağaçlandırma güzelliğinin artması,ulaştırma ve bilgilenme nin arttığı bir ortmda bugün Develi’de çok daha çeşitli çiçekler vardır .
Karanfil zakkum
Etiketler: Abdullah Gül » Ahmet Gürlek » Aslı Çimen » Avukatlar » Başbakanlık » Basın tarihi » Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü » Burhan Kuzu » Çağdaş Develi Gazetesi » Cihan Çimen » CİHAN ÇİMEN SARI BASIN KARTI SAHİBİ ÇAĞDAŞ DEVELİ GAZETESİ » Cihan Haber ajansı » Develi Belediyesi » Develi Kaymakamlığı » Develi Köyleri » Develi Milli Eğitim Müdürlüğü » Develi'de Çocuyk Oyunları » Develide basın » Develili Hayırseverler » Develinin gazetesi Çağdaş Develi Gazetesi » Düğün Davetiyesi Sebat Ofset Matbaacılık » Hakan Demir » İzmir Milli Kütüphanesi » Kahramanmaraş İlahiyat Fakültesi » Kayseri Şeker Fabrikası » Kayseri Valiliği » Kayseri valisi » Kemal Atik » Mahir Çimen » Matbaacılık Hizmetleri » Mehmet Mankal » Mehmet Örük » Recep Tayyip Erdoğan » Sarı basın kartı Cihan Çimen » Sayfa editörleri » Serhat Dershaneleri develi şubes » TEAŞ » Yeni Kaymakam görevinde » Yeni Müdr Göreve başladı » Yerel Gazeteler » Yrd. Doç. Dr.Kadir ÖzdamarlarBENZER HABERLER