logo

DEVELİ’DE İNSAN MANZARALARI ve HATIRALARI-(4) (Kabadayılar, Sporcular)

Develi merkezinde eskilerin diliyle şekavet / eşkiyalık olayları görülmez.Develi bölgesinde yaylacı dediğimiz konar-göçerlerin yani Türkmen aşiretler için vaz geçilmez iki bölge vardır:Tekir Yaylası ve Harmancık Yazısı.
Baharla beraber Tekir Yaylası ile  Şahmelik köyü yakınındaki Harmancık Yazısı’nda yazı geçirmek amacıyla Çukurova bölgesinden gelen aşiretlerin, geçtikleri yeri yakıp yıkmaları, adam öldürmeleri, ekili yerleri harap etmeleri, denetimsiz yaşamaları. iki yüz elli yıla yakın  takip etmiştir. Bunlardan özellikle Pehlivanlı Aşireti, Likvanik Kürtleri ile Bozulus Afşarları bunların başını çeker.Bu uğursuz günlere tarihimizde “Koçgun  dönemi”denir.”Ağ Gelin “ türküsünü değerlendiren bir yazımızda bu konuya kısa da olsa temas etmiştik.Bu konuda Osmanlı arşivindeki belgelerde, sosyal ile ekonomik tarihimizi değerlendiren eserler ve makalelerde bunlar ele alınmıştır. Anadolu’da özellikle bazı aşiretlerin saldırgan hareketlerinden sonra on dokuzuncu yüzyılın yarısından sonra haydutluk dönemi, daha sonra da bireysel olarak kabadayılık dönemi başlamıştır.Eşkiyalık yapanlar özellikle Yavaş- Niğde-Kırşehir ve Kayseri  bölgesi ile Develi Saimbeyli-Feke bölgesinde olmuştur.Her iki bölgede özellikle Yavaş ve Gezbel Beli bölgesi geçit bölgesi olmasında rolü büyüktür.Bu olaylarda görev alıp sonradan pişmanlık duymuş nice insanlarımızı biliyoruz.Elbette insanları bu yanlış işlere sürükleyen ülkenin ekonomik ve sosyal bozuklukları yanında yönetici kadroların da liyakâtsızlıkları ve bu işlerden nemalanma duygularının da rolü vardır.


Bir ara Kayseri kabadayılarından Şemsettin ile görüşmemizde:Bizler cemiyetin dışladığı insanlarız,hocam.Korku belasına herkes bizi sayar fakat sevmez,demişti.Kabadayılık gerçeğini bu kadar güzel anlatan bir cümle olamaz herhalde!.Bunların para diye bir problemi olmaz.Para geldiği gibi bir şekilde hemen gider,kolay kolay yarın düşünülmez. Çoğunlukla gün bu gün, felsefesindedirler. En küçük kişiye bile çoğunlukla abi derler.Çok mütevazidirler.Yeter ki damarlarına basılmasın!.O zamanlar silahlar fora olur.Değerli yazarımız Reşat Ekrem Koçu’nun  kabadayı edebiyatı üzerine  ne güzel eserleri var.
Bu eserleri okuyunca kabadayı dünyasını daha iyi anlıyoruz. Yaşama biçimlerini eğlence dünyalarını yalnızlıklarını vs..
Develi merkezinde yakın zamanların kabadayıları olarak bilinen kişiler başta Kozan’ın Kazım olmak üzere, Kavasın Ali, Arapalilerin Nevzat, Kaymakçının Hüseyin  ilk akla gelenlerdir. Bildiğimiz kadarıyla Kozanın Kazım kaçak mermi satardı. Belki kuşağının son tensilcilerindendi.Yüreği kadar gönlü de geniş adamdı.Yaz kış sol omuzunda asılı duran deri kabanının sakladığı sol koltuk altında bir bıçak çoğunlukla dururdu.Bu kabanı bazen,yorganı,bazen yatağı,bazen da yastığı olurdu. Normalde kendi halinde, ancak her kabadayı gibi nasırına basıldığı zaman çılgına dönen bir yapısı vardı.Alkolü severdi.Kabadayılık hünerlerini çoğunlukla Develi dışında gösterirdi.
Maşlaklar ve Dere mahallesinin namusu ondan sorulurdu. Bir gün gençlerden bir grup sokaktan geçerken dikkatini çekip:Hayırdır yeğenler, bu sokaktan çok geçer oldunuz,demiş.Gençler de amaçlarını anlatmışlar.Tamam o zaman, demiş.Yoksa şu abajura bir bakın, demiş.Gençler sokak lambasının abajuruna bakmışlar ki,abajur Kozanın Kazımın silahından çıkan mermilerinden kalbura dönmüş.
Kaymakçının Hüseyin çok şık giyinir ve çok da güzel ud çalardı. Sessizdi. Develi’de bir gürültü çıkardığı görülmezdi.Yaman kumar oynardı.Başka geçim kaynağı var mıydı ,bilmiyorum! Fakat araştırmalarımda çok ihtiyaç sahibinin işini de görmüştür. Nevzat ve Kavasın Ali çok şık giyinirlerdi. Elbiz’in ve Köşkpınar’ın zevkini çıkarırlardı.Ciddi bir zevk sahibi idiler.İkisi de Yukarı Develi’dendiler.Her ikisi de baba dostuydular.
Ha !Bir de Keş Alaaddin’inimiz var.Yaşayan biri hakkında yazmak kolay olmuyor.Uzun zaman Develi’de borusunu öttürdü.Sonra birden Develi’yi terk etti.Şimdi iş adamı.Geçen yıl görüştük.Hâlâ o samimi içtenliğini gördüm.
Develi insan manzaralarından bahsedilir de spor dünyasındaki renkli kişiler ele alınmaz mı?Bu konuda derli toplu bilgiler sporun içinden gelen,hakem ve Kayseri Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nde görevli M.Lütfü Turan’nın “Develi Spor Tarihinden Notlar” alı yazısıdır.
Develi’de sporu 1.Başlangıçtan 1960 Yılına  kadar, 1968. Develispor yönetici ve sporcular.      
2.1960’dan Bu Yana olmak üzere ikiye ayırmak lazımdır
1.Başlangıçtan 1960 yılına Kadar
Develi’de ilk bilinen teşkilat 1912’lerde kurulan Gençlik İdman Yurdu açılmıştır.O yıllarda izcilik ve dağcılık meşhurdur.Bir devlet yönlendirmesi vardır.Zaman savaş ve yokluk zamanıdır.1960’a kadar Develi’de yapılan geleneksel sporlar:Cirit, Tepe Ceviz’de oynanan “Taş Kavgası” ile düğünlerde oynanan “Yumruk” oyunu meşhurdur.Bu sporlar devam ederken Hadi Bey zamanında 1933’lerde kayak ve boks  da denenmiş ise de ilgisizlikten devam edememiştir.
Bu dönemin en önemli olayı şüphesiz 15.01.1955 yılında kurulan “Develi Gençlik Spor Kulübü’dür.Develi münevverlerinden İsmail Canatan, İbrahim Mavi,Tufan Develioğlu,Burhan Cavit Çakmak ve Ali Özbek tarafından kurulan ve sarı -siyah  formalı bu takım Develi sporunda yeri büyüktür.İlk maçı Ürgüp ile olmuş ve 6-O yenilmiştir.İlk oyuncuları:Osman Okutur (Kaleci), Yüksel Suyolcu, Mustafa Zileli, Salih Karakebelioğlu, Yüksel Çekemoğlu, Başar Ünsal, Ülkü Celayiroğlu, Enver Yolaç,Hayrullah Ustaoğlu,Bulut, ve adı tespit edilemeyen bir kişi.Bunlardan çoğu o zaman yeni öğretmen olanlardır.
Bu takımın sponsoru Osman Okutur’dur:Beni kaleci yaparsanız,masraflarınızı karşılarım, demiş ve kaleci olmuştur.Sonradan bir iki maçta da kalecilik yaptığını gördüm.
Daha sonra bu takım Yahyalı,Yeşilhisar,Tomarza gibi kaza kulüpleriyle amatör maçlar oynamışlardır.
2.1960 Yılından Bugüne Kadar
Develi’de spor aydın öğretmenlerin elinde çalışmalarına devam ederken profesyonel anlamda çalışma ,aynı yıl Develi Lisesi beden eğitimi öğretmeni olarak gelen Öner Özmen ile başlar.Sadece futbol değil aynı zamanda basketbol, disk,gülle ve atletizmde de çalışmalara başlanır.Bu çalışmalar olumlu sonuçlarını verir ve Murat Taşçı Türkiye birincisi olur.
Öner Özmen mesleğinin en iyilerindendi. Spora disiplini getirdi. Sporda sağlam temeller attı.Develi bu konuda kabuğunu yırttı ve bölge sporunda öncülük elde etti.Onun attığı temeller doğrultusunda: İstiklâlspor,  Erciyesspor, Yıldırım Gençlikspor, Seyrani Gençlikspor,Yukarı Develi Selçukspor, Develi Belediye Selçukspor, Develi Belediyespor, DeveliGücü Spor, Develi Esnafspor, Ateş Madencilikspor Kulübü,Sindelhöyükspor Gençlikspor, spor tarihimizin kulüpleridir.
Bu kulüplerimizde Erman Çatbaş, Ali Şahin, Jet Selahattin, Ali Şahin,Ahmet Kılıç,Yusuf Yatık,Alaaddin Soydemir,Umur Toker,Mustafa Toksoy,Şefik Hepgül gibi gerçek sporcular görev yapmışlardır.
Ancak bu kulüplerin kurulmasında ve çalışmalarında Yusuf Kolay, Haluk Yalçın, Hidayet Yiğit, İsak Kattaş ve belediye başkanlarımızdan Ertuğrul Gönenç ile Ali Ağca’nın hizmetleri unutulmamalıdır.
Yönetici ve kaleci olarak öğretmen Ahmet Kılıç’ın ayrı bir yeri vardır.
Develi spor tarihinin, boks dalında  önemli bir kişi olarak  Dınının Ahmet, Ahmet Taşçı anılmalıdır. Ahmet Taşçı Boks Milli Takımı’na seçilme durumuna gelmişti.Fakat sahipsizliği ,arkasında duranı olmayınca yerini dönemin şöhretlerinden Seyfi Tatar’a bıraktı.Bir ara profesyonel olarak boks hayatına dönmek için Amerika’ya gittiğini gazetelerden okumuştuk.Daha sonra çalışmaları ve akıbeti hakkında bilgi edinemedik.
Değişik müsabakalar için, saha olarak Develi Lisesi, İstiklal İlkokulu bahçeleri ile, şimdiki köy garajı, Elbiz tarlaları kullanılırken bugün modern bir futbol sahası ve kapalı spor salonu  vardır.
Lise dönemlerimizde ilki iki ağır sıklet güreşçinin Develi Lisesi’nin kum havuzunda, ikincisi de Saray Sineması’nın mıcırlı zemininde Hamit Kaplan,Bekir Büke, Gıyaseddin Yılmaz gibi değerli şampiyon güreşçilerimizin kimisinin eşofman, kimisinin kısbeti ile bir bahisli güreşlerini zevkle izlemiştik.Dünya ve olimpiyat şampiyonu Hamit Kaplan’ın toz toprak içerisindeki bir zeminde güreşmesi….Akıl alacak gibi değil.Ama şimdi her türlü sporun yapıldığı bir kapalı spor salonu, Develi’de sporun alt yapısının sağlam temellerinin atıldığının delili değil midir?  

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
4.042 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

3+5 = ?