Son Dakika
Develi kültürel alan araştırmalarına giriştikçe yeni şeyler ve yeni şahsiyetler ortaya çıkmaktadır. Nitekim geçtiğimiz hafta,İstanbul’da resim çalışmaları yapan ve yaptığı resimleri sergileme uğraşı veren öğretmen- ressamımız Pembe Tokluoğlu’nu ve resimlerini değerlendirmeye çalışmıştık.
Bu değerlendirme yazımız gerek ressamına, gerekse konuya ilgi duyanlarca merak uyandırmıştı. Zira bize açılan onca telefon ve bunun göstergesiydi.
Develi’de bizim yazıların en samimi okuyucularından biri değerli hocam İsmail Bakır’dır. O konuda bilmemiz gereken eksiklikleri o kendine has zarafetle bize veya gazeteye bildirir. Yine bu yazımızı okuyunca bize bir öğretmen-ressamımızın daha adını ve çalışmaları hakkında kısa ama özlü notlar vermişti. Bu öğretmen Ressamımız Hacı Kılıç’tı.
Bir telefon görüşmesiyle değerli öğretmen-ressamımızla buluştuk ve çalışmalarından bazılarını inceleme imkânını bulduk. Bu arada ayrıca Satı Köyü’nde yine resim çalışmalarında bulunan öğretmenlerimizden Ali Öztürk’ün ismini de öğrendik.
Hacı Kılıç aslen Yeniköy’lüdür. 1952 tarihinde burada doğmuştur.Babası Nadir Efendi,annesi ise Fatma hanımdır.İlk tahsilini kendi köyünde ,orta tahsilini Develi’de yapmıştır.Kırşehir Öğretmen okulu’ndan 1972’de mezun olarak tahsilini tamamlamıştır.Uzun yıllar kendi köyü başta olmak üzere değişik okullarda idareci-öğretmen olarak çalışmıştır.
Evli ve üç çocuk babasıdır.
Resim çalışmalarına qaha çocukken başlamıştır. Bir gün sınıf öğretmeni serbest bir resim ödevi vermiştir.Kılıç bir Atatürk portesi yapar.Sonucu hoca açıklar:Kılıç’ın resmi harika ama kopya.Not ise malum:” O ” !Kılıç’ın tamamen kendi çalışması olan portredeki başarılı yeteneğini göremeyen öğretmenin basiretsizliği doğrusu düşündürücüdür.
Kılıç yavaş ta olsa resim çalışmalarına devam eder. Ancak kendindeki bu cevheri Öğretmen Okulu’ndaki resim öğretmeni İbrahim Uysal görür ve Kılıç’ın okulun resim atölyesinde serbest çalışmasını sağlar.Fakat nedendir,bilinmez resim tekniği konusunda bilgi vermediği gibi;Kılıç’ın resim çalışmalarına da yön vermez !Belki bunda kendisinin hüsn-i hatta ilgisinin yoğunluğundandır.
Genelde resim sanatı ”özlem, duygu ve düşüncelerin belli estetik kurallar çerçevesinde iki boyutlu bir düzlem üzerine yansıtılmasına dayanan sanat” olarak tarif edilir.Bu bakımdan Kılıç ta özlem ,duygu ve düşüncelerini fırsat buldukça, tuvaller üzerine yağlı boyalarla aktarmaya çalışır.Tablolar arşivi oluşur.Bu arada İbrahim Çallı,Ali Rıza Hoca gibi ünlü ressamların çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmaya çalışır.Fakat bu birikim, biraz da ressamın içine kapanık ruh dünyası dolayıyla dışa açılamaz.Fakat sonunda bir fırsat doğar ve biriken tablolarını 2003 ‘ de Develi’de sergileme imkanı bulur.Bu sergi geniş bir ilgi görür,yankı bulur.Bazı tablolar sanat kadrini iyi bilen şururlu kimselerce satın alınır.Bu da elbette ressamını yüreklendirir. Ama zamanla ilgi azalması, geçim derdi de omuzlara binince, daha acısı rahat çalışma imkânı bulunamayınca resim çalışmaları zayıflar ve ancak fırsatlar ölçüsünde çalışmalarına devam eder.
İncelediğimiz tablolarında konu olarak doğup büyüdüğü Yeniköy, kır ve çoban hayatı gibi konular yanında naturel konular ele alınır.İzlenim ön plandadır.Ayrıca fotoğraflardan da yararlandığı görülmektedir.
Tablolarda renk buhranı görülmez.Tam tersine düzenli bir renk uyumu vardır.Zaman zaman lavi tarzları da görülür.Hayal ve düşünce özellikle “Endişe “ adlı tablosunda çok açık görülmektedir.Çoban-kurt-koyun-köpek dörtlüsünün ruh dünyası büyük bir ustalıkla verilmiştir..Özellikle meyve tablolarında renk zenginliği doğrusu dikkate değer.
Bu sanatçımızın değerlendirilmesi ve öncelikle elinden tutulması gerekir. Belediyemiz Alaaddin Oben’in resimleri için yaptığı katalog çalışmasını Kılıç için de yapabilir. İkincisi Ağustos ayında yapılması düşünülen” Seyrânî Şenlikleri ve Ticaret Panayırı” çalışma programına dahil edilip, resimlerin sergilenmesi düşünülebilir. Daha önemlisi acaba Kültür Evi’nde bu ressamlarımız için bir atölye kurulamaz mı?
Bunlar yapılabilir çalışmalardır. Ancak ressamımızın da biraz daha kendini ve sanatını tanıtma gibi bir gayreti de olmalıdır. En azından bu tablolardan bazıları çeşitli sanat dergilerine gönderilebilir. Ressamlarla bağlantılar kurulabilir.
Son söz. Amatörlükten çıkıp, profesyonel olma yolu aralanmalıdır.
BENZER HABERLER