Son Dakika
Üç yıla yakındır, Develi sosyal hayatının aşağı yukarı yüz elli yıllık sosyal hayatını değişik yönleriyle ele almaktayız. Bu bilgilerin birçoğu gözlemlerden, bir kısmı yazılı bilgilerden, bir kısmı özel sohbetlerden,bir kısmı da değişik kaynaklardan elde edilmektedir.Bu bilgiler tamamlandığında ve değişik bilgilerle desteklendiğinde doğrulara daha çok yaklaşılmaktadır.
Ayrı bir kitapta toplayacağımız Develi’de önem verdiğimiz insanların hayat hikayelerini ortaya çıkarırken zaman zaman eksik bilgilerin yolumuzu tıkadığını, bu konuların mutlaka ortaya çıkarılması gerektiğini ileri sürmüşümdür.Nitekim değişik zamanlarda İstanbul ziyaretlerimde, telefon görüşmelerimizde, çoğu zamanda yazılarımızın ulaşabildiği, yurdumuzun değişik yerlerindeki Develililer tarafından bazen takdir dolu ifadeler yanında bazen de verilen, eksik bilgiler hakkında yeni bilgilerlerle geçmiş yazılarımız zenginleştirilmektedir.Kitaplaştığında bu gelişmeler görülecektir.
Geçenlerde elime Aşağı Everek’te bakkal-manifaturacı Kerimin İbrahim’in sekiz çocuğundan ilki olan Muammer Etöz’den Develi ve insanlarımız hakkında bir geniş yazı geldi.Kendisinin anlattığı fakat oğlu Emk.Ast.Sb.İsmail Etöz’ün kaleme aldığını öğrendik.Bu yazı bize İnş.Müh.Erdal Akdoğan eliyle ulaştırıldı.Yazı aslında “Mustafa Akdoğan “için ele alınmış ama Develi’nin gerek sosyal,gerek siyasi gerekse ticari hayatının en az yetmiş beş yılı hakkında bizzat yaşanmış olayları ele almıştır
Kendisi 1927 yılında Develi’de doğmuştur. İlkokul mezunu olduğunu sanıyorum ama bundan da emin değilim.Tanınmış lakabı “Kerimin Kara”dır.Seyyar esnaflığın çıraklığını da , kalfalığını da,ustalığını da bizzat yaşayarak kendini emekli eden namuslu,vatansever ,dindar bir esnaftır.Zaten “Etöz ailesi” de bu vasıfları ile tanınmıştır.Kendisini aynı mahallenin insanları olduğumuz,kardeşlerinin çoğu hem okul,hem mahalle arkadaşları olduğu için yakinen tanırım.On dört yaşında başladığı seyyar manifaturacılık ona çok şey öğretmiştir. Nev-i şahsına mensup bir adamdır.Cin gibi,derler ya öyledir.Hayvan alım satımının piridir.Bir kurban arifesinde bir koyun almak isteyen adama bu koyun hamile dedi.Mal sahibi şaşırdı:Arkadaş,ben kuzusu olan koyunu niçin satayım,dedi ama bizim ki bunun karnında kuzusu var, dedi.
Gerçekten o hayvanın karnında kuzusu çıktı.Hiç kendinden çıkmayan bir tarzda konuşur.
Bu hatıralarını dağınık anlatmış.Farz edin ki ben onunla,bir röportaj yaptım.Buyurun şimdi bizim röportajı okuyunuz.
-Muammer Ağabey,siz aşağı yukarı 1940’lardan beri seyyar manifaturacılık yapıyorsunuz.O yıllarda aynı işi yapan kimler vardı?
-Benim 14 yaşında ticarete başladığım yıllarda dedelerimizin ve babalarımızın akranı olan büyüklerimizden bir çok yakın tanıdığı insanlar hayvanlarla seyyar ticaret yaparlardı. Mesela hatırlayabildiğim kadarıyla Yukarı Develi’den Çavuşlunun Hacı Ömer Ağa (daha sonra Mağara / Tufanbeyl’ye dükkan açtı ve oraya yerleşti )Demircioğlu’nun Mehmet ve İsmail Demircioğlu, Kabacanın Emin Ağa,Hacı Osman Ağa,Halliklerin Halil,Yusuf,Osman ve Ahmet Çiçekyurtlart kardeşler,Yusuf,Kasımların Kasım,Tekelerden Musa Teke,Katibin Hacı Ali Özçay,Vahap Ağanın Kuru Mustafa Yiğit,Dedeoğlunun Mustafa Kabaca,Diksüllünün Şükrü Çavuş,Kafalının Mustafa ve oğlu Muammer,Elifin Hacıahmet, Aygösten’den Tortalin Yusuf Gündüz Aygözmeden ,Şam oğlunun Mustafa Şam,Kösenin Yusuf vb.
Sonra bunların birçoğu Develi’de dükkanlarını açtılar ve burada manifaturacılık yaptılar.
-Siz de bu hemşehrilerle beraber yirmi-yirmi beş yıl at üzerinde beraber ticaret yaptınız. Neler satardınız?
-Bunların birçoğu manifaturacılık yaparlardı. Bazıları da kuru kaysı,kuru üzüm,pekmez,iğde,keçiboynuzu/ harnup ile Nevşehir’den getirilen kaya tuz ve kırma tuz,toz biber gibi mataklar / satılık mallar çuvallara doldurulur, hayvanlar üzerinde seyyar ticaret yapılırdı.
-Bunlara ilave edeceğiniz bilgiler var mı?
-Develili hemşehrilerimiz kuru mataklarını satarken bazen de mal değişimi olurdu.Mesela:Kabak çekirdeği satarken,kaysı çekirdrği,nohut, fasulye,arpa,buğday, ve bazı kuru matakları alır, satarlardı. Öteyüz dediğimiz Göksun, Tufanbeyli, Hanyeri, Çadıryeri, Gezbel, Bakırdağı, ve civar köylerde n getirdikleri bu mataklardan bakliyat ve hububatları da Mustafa Akdoğan’a satarlardı.
-O yıllar biraz da eşkiyalık dönemleri.Esnafların soyuldukları zamanlar bu konuda bildikleriniz veya yaşadıklarınız var mı?
-Olmaz olur mu?Mesela Halliklerin Ahmet Ağa o yıllarda kayboldu.Daha sonra Mağara / Tufanbeyli’nin Ayvat Köyü’nde ölüsü bulundu.O zamanlarda eşkiyalar tarafından öldürüldüğü söylenmişti.Yine Kirkit ( Bir manifaturacı esnafın lakabı) ile Kel Kadirin İsmail,Ahmet ve Kadir Sarı Develiye gelirken Göksun,Bakırdağ, arasındaki Gebze ormanlık arazi yolundan geçerken iki eşkıya tarafından yolları kesilir.Paraları hayvanların semerinde gizlenmiştir.Üstleri başları eşkiyalar tarafından iyice aranır ve bir şey bulamazlar.Bu sefer bizimkileri sıkıştırırlar.,ölümle tehdit ederler.İçlerinden biri o yıllarda namı buralara kadar gelen Mustafa Akdoğan aklına gelir ve hemen: Bu mallar haberiniz olsun,M.Akdoğan’a aittir.Vallahi jandarmaları başınıza yığar,diyince eşkiyalar M.Akdoğan’ın ismini duyunca kaçarlar.
-Yeri gelmişken madem Develi ticari hayatından bahsediyoruz, sorayım:Siyasi hayatı bir tarafa Mustafa Akdoğan’ın o yıllarda develi ticaret hayatında yeri ne idi.neler alır ve neler satardı?
-Mustafa Akdoğan,yaşadığı dönemin iyi yetişmiş bir adamı olduğu gibi yetişmiş iyi de bir esnaftı.Hem ticaret hem de iyi bir siyasetçiydi.Hemşehrilerimizin getirdikleri kuru matakları aldığı gibi,bütün Develi ve civarından getirtilen Kitre(Geven püsü),yün,nohut ,buğday,,arpa gibi matakları toplar, Cemse kamyonu ile Kayseri’ye götürür,Yüncüler Çarşısı’nda, ayrıca yine bu kamyonu ile hububatları da Adana büyük değirmenlere satardı.Bu geliş ve gidişlerde Develi esnafının mallarını da, çoğu ücret almadan götürürdü.
Eski Tabaknane’den Örsenek Deresi’ne inerken,Çay Mahallesi’nde bir su değirmenleri vardı.Burada babası Mehmet Emmi dururdu.M.Akdoğan ara sıra bu değirmene de uğrayarak kontrol ederdi.
-Bildiğim kadarıyla Mehmet Emmi hem gazi hem de iyi bir seyyar esnaftı, değil mi?
-Evet. Doru atına biner,yüklediği ayakkabıları,toz biberleri,tahta kaşık,kepçe,ile oklava götürür,satar hemde alacakları toplardı.Çünkü ben bazı köylerde kendisiyle karşılaşırdım.
-Ticaret yaptığınız yerler nerelerdi?
-:Gerek iki üç atla ,1970 yılından sonra da motorlu taşıtlarla elli yıllık ticari hayatımda bu büyüklerimle beraber Acıgöl, Avanos, Bakırdağ, Başköy, Başdere, Bor, Büyük İncesu ,Çamardı, Derinkuyu ,,Develi, Dündarlı, Gezbel, Göksun, Nevşehir, Niğde, Ortaköy, Soğanlı, Tomarza, Tufanbeyli, Yahyalı, Yeşilhisar, Zelve ve civar köyleri gezerek ticaret yapardık.Manifatura bitince atları da satar, gezdiğim yerlerden yenisini alırdım.
-O yıllarda kamyonlar Develi’de herhalde sayılıydı, değil mi?
-Evet,M.Akdoğan’ın Cemse Kamyonu yanında, bir de Akif Ağa’da vardı.Bir kamyon da Sindelhöyük’te Gadalağın Celal da vardı.Ayrıca Emir Tarhan ile Ramazan Özçay’ın ortak bir otobüsleri vardı.
Siz Bazı seyyar esnafların Yukarı Fenese’de dükkanları olduğunu söylemiştiniz. Develi ticari hayatında ve nakliyecilikte önemli olduğu için bu konuda da bildiklerinizi anlatır mısınız?
-Mustafa Ağabeyin dükkanı Fenese Çarşısı’nda, Melekgirmez’den yukarı doğru giderken,Tıstısın Hacı Osman Emmi’nin dükkanını geçince Kara Yusufun Hanı’nıa doğru giderken , şu anda zirai ilaçlar satan satan,Mahir Solak’ın dükkanın hizasında 4 dükkan yukarısındaCamcı Vakkis’in ve Çıtkırıldım Şadi’nin dükkanının karşısında manifaturacı Nafi Özçay’ın dükkanının altındaydı. 1943-1949 yılları arasında babam Kerimin İbrahimin de dükkanı Yukarı Fenese’de idi.Babamın emmioğlu Tıstısın Abdullah ta burada esnaftı.
-Gerçi Mustafa Akdoğanı konuşacaktık ama söz Develi ticari hayatının nerede ise bir asırlık geçmişini özetlemiş olduk.Çok teşekkür ederim..
-Amma Mustafa Akdoğan’ı da unutmayalım !
-Hay hay:
BENZER HABERLER