Son Dakika
Çocukluğumuzda gönlümüzü en çok heyecan-
landıran çevresel mekanlar; sanat özelliği yüksek
Develi evleri olmuştur. Develi’de Reşadiye mahalle-
sinde, 1924 yılında Yunanistan’a göçürülen Karaman
Türklerinden kalan ve özellikle Yukarı Fenese’de Hadi-
bey cadddesi üzerinde bulunan Ermeni evleri ile kültür ve
refah seviyesi yüksek Türk ailelerinin nadide evleri
hep dikkatimizi çekmiştir.
Gel gör ki içlerinde nice tatlı hatıraları barındıran
bu mekanlar zamanla siyasal sosyal ve kültürel sa-
halardaki düşüşler bazen de nufus artışları ve yeni
yerleşim yerlerine duyulan ihtiyaçlar sebebiyle çoğu
yok olmuştur. Kaldı ki bu mekenlar sadece yok olmak-
la kalmıyor aynı zamanda tarihi ve nice estetik zevkleri,
hatıraları da beraberinde götürüyor.
Bazı mekanlar vardır ki gelecek kuşalkara en güzel
tarihi mirastırlar. Bugün Develi de Kuvva-i Milliye Heyeti-
nin toplandığı bina yok, yetim çocukların İstiklal Harbi
sırasında toplatılıp, eğitilen ve adına “ Yetim Hane”
denilen, kiralık ev yok, adı ve şiirleriyle Develi adını
dışarıya taşıyan Aşık Seyrani’nin yaşadığı ev yok…
Daha niceleri… Keşke bu binalardan bazıları koruma
altına alınsaydı, kötü mü olurdu? Çok amaçlı kullanı-
lamaz mıydı… Devre mülk gibi, misafirhane gibi,
müze gibi, galeri gibi… Ahmet GÜRLEK dostumuzun
“Develi Evleri” adlı eseri kısmen de olsa bu boşluğu
dolduruyor. Kitabeleriyle, duvar süslemeleriyle,
iç mekan, işcilikleriyle, zarif kapı ve pencere süsleme-
leriyle, tata ve demir işciliğinin en nadide örneklerinin
bugün büyük bir bölümü yok… Ne diyelim. Sağlık
olsun mu diyelim, hayır.
Bari kalanların kıymetini bilelim, koruyalım. Bu güzel
mekanların kıymetini bilelim “ Gavurun” malı beni
niye ilgilendirsin, mantığını düşünenler varsa bunlar
ucuz düşüncelerdir. Bunun önünde milli haysiyet
var gibi görünürse de, iyi biliriz ki arkasında rant
vardır. Büyük adam büyük düşünür, dünü yarınlara
taşımaya çalışır. 1970 yılndan beri Develi’nin kültür
varlıklarının resmini çeker, kitabelerini okur Develi’yi
ilgilendiren ne kadar maddi manevi belge var,
kütüphaneme kazandırmaya çalışırım.
Hatta Develi üzerine de bir doktora çalışmam
var. Bir gün bu evlerin yıkılacağını anladığım an bir
emanet fotoğraf makinası buldum. Bu makina ile
Reşadiye’de ki evlerin, kitabelerinin, kapıların ve
işcilikli tokmaklarının, güzelim çörtenlerinin resimlerini
çekip Kayseri’ye döndüm. Bir gün sonra evet
bir gün sonra Develi’de oturan garip anam tele-
fon ediyor: Oğlum, fotoğraflarını çektiğin evlerin
tarihi çörtenlerini, güzelim kapı tokmaklarını hırsızlar
söküp götürmüşler. Şimdi evimizde evleri soyulanlar
var. Oğlun bunların fotoğraflarını çekti, hırsızlar da
evimizi soydu diye şikayet ediyorlar diye bilgi veriyor.
Bir taraftan da; aman oğlum elin evinin çörtenlerinin
kapı tokmağının derdi sana mı düştü diye sitem etmez mi.
Sorumluluk yürek ister, zor dostum zor.
Develi’ye imar planını sokan ve iki dönem belediye
başkanlığını üstlenen Hadi ERDOĞAN diye biliyorum.
Ana caddeyi yaptıran, hamamı, parti binasını, Halkevi
binasını, Şehir kulubünü, Belediye gazinosunu, park’ı ve
Elektirik dairesini yaptıran hep Hadi ERDOĞAN dır.
Binalar da Develi’nin yetiştirdiği Tekkeşin UNUTULMAZ
Kalfa tarafından taş, işciliğinin nefis örnekleriyle yapılmıştı.
Hele Develi Lisesi binası… Bugün, bu binalardan
ayakta duran yok.
Bir dönemler Develi’nin en önemli kültür mekanları
Develi, Everek Ulu Camileri, Klublerin evi, Halkevi, Şehir
Klubü ve özellikle açık, kapalı alanı ile Belediye Gazi-
nosuydu. Büyük park’ın yanında idi. Kapalı mekanı ve
merdiveni yonu taş işciliğinin en önemli bir örneği idi.
Geniş ve ferah bir mekanı vardı. Çok amaçlı bir salonu
ve çok geniş bir de tiyatro, konser, konuşma için sahnesi
vardı. Bu gazino kıraathane idi. Akşamları sahnenin perdesi
çekilir, arkasında Develi Ekabirleri ve yöneticileri kumar oynarlardı.
Develi Şehir Kulubü ile buradan yönetilirdi, dersem doğru
söylüyorum zamanın bir çok şöhretli sanatçıları bu sahnede
müzik proğramı hazırlamışlar, nice siyasi parti liderleri de halk’a
buradan hitap etmişlerdir. Şahsen ben önemli bestekarlarımızdan
Arif Sami TOKER’i 1963 yılında bu sahnede dinlemiştik ve çok ta
keyf almıştık. Yıllar sonra Arif Sami TOKER’le Kayseri’de bir karşılaş-
mamızda bu konseri anlattığımda gözleri parlamış ve;
– Hayatımın belki en samiimi proğramı idi. Küçük bir belde ol-
masına rağmen, gazinonun lebaleb dolması ve dinlemeye geln-
lerin kılık ve kıyafetlerinin düzgünlüğü ile hele dinleme terbiyeleri
bizi ziyadesiyle memnun etmişti, dedi.
Türk siyasetinin önemli isimlerinden Osman BÖLÜKBAŞI’yı ve
Prof. Dr. Turhan FEYZİOĞLU’nu bizim kuşak burada dinlemişti.
Develi’de artık böyle nezih bir mekan yok.. Develi Belediyesi
Düğün Salonu ile Halk Eğitimi Merkezi Salonu ile idare ediliyor.
Bu mekan yok artık. Ama nüfusu günden güne artan ve
üniversite şehri olmaya aday Develi’de adam gibi bir salona
ihtiyaç yok mu? Her halde bu da yeni belediye başkanımız
Recep ÖZKAN’a şerefli bir görev olacaktır.
BENZER HABERLER