logo

YAZARKEN VE KONUŞURKEN YANLIŞ KULLANILAN KELİMELER

Birçoklarının bildiği Türkçe, yazıldığı gibi okunan bir dil değildir.
Genel olarak öyle ancak her kelime yazıldığı gibi okunmuyor.
Bunun dışında bir de yanlış telaffuz edilen kelimeler var.
Bazı sözler yöresel şivelerle söylense de daha güzel ve akıcı bir Türkçe kullanmak için yanlış telaffuz edilen kelimeleri kullanmaktan sakınmamızda fayda var.
Hatalı sözcükler, hepimizin hem iş hem de sosyal yaşamımızda ara sıra söylediği kelimelerdir.
Toplum içinde yanlış kullanılan bu kelimeler kişiyi zor duruma düşürebilir.
Diğer taraftan kelimelerin yanlış yazılma sebepleri genellikle acelecilik, dikkatsizlik ve bilgisizliktir. İnsanlar az kullandığı veya anlamını bilmediği ifadelerin yazımında hata yapabilir. Bu yüzden sözlü ve yazılı anlatımda sıkça yapılan bazı yanlışlara dikkat çekmek için bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Meğer ne çok hata sığdırmışız dilimize.
Türkçede doğruymuş gibi gelse de sık sık yanlış yazılan kelimeleri dikkatinize sunuyorum.
Birçoğumuz ‘Hayır’ kelimesini okurken ‘Haayır’ şeklinde, a’yı uzatarak söylüyor.
Ancak kelime okunurken kısa olarak ‘Hayır’ şeklinde telaffuz edilmelidir.
Altmış kelimesi zor olduğundan genellikle ‘Atmış’ diyoruz. Bunu doğru söylemek için biraz çalışmak gerekiyor, dil ve dudak tembelliğini yenersek kolaylıkla ‘Altmış’ diyebiliriz.
Soğan’a, ‘Sovan’ diyen çok fazla insan var. Ancak yazılışı yanlış olsa da söylerken ‘Soan’ şeklinde söylersek doğru telaffuz etmiş oluruz.
Çok fazla yapılan yanlışlardan birisi de ‘Muhatap’ kelimesidir. Hem yazılırken hem de konuşulurken hata yapıyoruz. İnsanlar ‘Muhattap’ şeklinde söylüyor ancak kelime tek ‘T’ ile yani ‘Muhatap’ şeklinde olmalıdır. Bazı insanları ve çocukları güldüren, komiklik yapan palyaço ismi de çokça yanlış yapılan kelimelerdendir. ‘Palyanço’ şeklinde söyleyenler çok fazla. Arada ‘N’ harfi yok, doğrusu ‘Palyaço’ şeklinde söylemeliyiz.
En sık hata yapılan kelimelerden birisi de ‘Gazete’dir. Bütün hecelerin hakkını vermemiz gerekiyor Gazete kelimesinde. ‘Gazte’, ‘Gaste’ gibi söylemek hatalı bir davranıştır.
Son zamanlarda hayatımıza daha fazla giren ‘Kolonya’yı insanlar ‘Kolanya’, ‘Konolya’, ‘Kolonyağı’ şeklinde telaffuz ediyorlar. Hâlbuki doğru kelime ‘Kolonya’dır.
Bunu doğru söyleyen çok az insan bulunuyor. ‘Apörlö’, ‘Oparlör’ şeklinde söyleyen çok fazla kişi var. Doğru kelimemiz ‘Hoparlör’ şeklinde okunuyor.
İşyeri sahibinin bile levhasını yanlış yazdığı Egsoz kelimesinin doğrusu “Egzoz”dur.
Hepimizin kullandığı cep telefonların pillerini dolduran alet, genellikle Şarz olarak ifade edilmekte ve yazılmaktadır. Hâlbuki doğru kelime “Şarj” olarak yazılmalı ve söylenmelidir.
Spor yaparken veya rahat hareket etmek için giydiğimiz elbiseye genellikle Eşortman olarak ifade ederiz.
Oysa bu elbisenin doğru ismi Eşofman olup, bu şekilde ifade etmeliyiz.
Araç kullanan kişileri ifade ederken Şöför, şöfeer şeklinde hitap edilmektedir. Oysa doğru kelime Şoför olmalıdır.
Birçok kişinin en çok hatalı söylediği ve yazdığı kelimelerden birisi de Karnabahar kelimesidir. Genelde Karnıbahar olarak yanlış söylenmektedir.
Doğru kelime Karnabahar olarak ifade edilmelidir.
Pek çoğumuz banyo ve tıraştan sonra “sağatler olsun”, “saatler olsun” diye telaffuz etsek de bu sözcüğü doğru olarak “sıhhatler olsun” diye söylemeliyiz.
Bazı hayvanların ölüm şekli nedeniyle söylenen mundar kelimesi yanlış olup, aslında doğrusu murdar şeklinde söylenmelidir.
Birisini korumaya çalışırken hissedilen sevgi, merhamet duygusu ve acıma hissi, “Şevkat” olarak söylense de doğru telaffuzu “Şefkat” olarak söylenmeli ve bu şekilde kullanılmalıdır.

Share
365 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

6+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • RAHMANA KUL OLMAK (UBÛDİYYET) -2

    17 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Rabbimize karşı kulluğumuzda ne kadar hassas olsak da, insan olmanın gereği hata ve günahtan uzak kalamıyoruz. Ama hata edenlerin en hayırlısı hatasından pişman olup Rabbine dönmeyi bilendir. Allah da günahını fark edip pişmanlık duyan kulunun tövbe etmesine çok sevinir( Müslim, Tevbe, l). Rahmeti geniş Rabbimiz (Mü'min, 7; Mlüslim, Tcvbe, 14) gecenin son üçte birinde dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve "Bana dua eden yok mu, duasını kabul edeyim! Benden isteyen yok mu, ona (dilediğini) vereyim! Benden mağfiret isteyen yok mu, onu b...
  • RAHMANA KUL OLMAK (UBÛDİYYET) -1

    17 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Ubudiyet; Zahirî ve bâtıni açıdan Allah’a tam kulluğu ifade eden tasavvuf terimidir. Dinimizde insanın Allah’a karşı hürmet, tevazu, sevgi ve itaatini göstermek, rızasını elde etmek niyetiyle ortaya koyduğu dinî içerikli davranışlar için ibadet, hayatını daima Allah’a karşı saygı ve itaat bilinci içinde sürdürmesi şeklindeki kulluk duyarlılığı için de ubudiyet kelimeleri kullanılmıştır. İbadette belirli fiilleri yerine getirme öne çıkarken ubudiyette bu fillerle kazanılan hal, ahlâkî ve manevi öz ağır basmaktadır. (TDV, İslam Ansiklopedisi, cil...
  • ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ

    17 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Ülkemizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Kurtuluş Savaşı'ndaki liderliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak devlet adamlığı vasıfları herkesçe bilinir. Ancak, kişiliği, ilgi alanları ve bazı özel tercihleri hakkında pek çok kişinin bilmediği ilginç detaylar ve yabancıların duyduğu hayranlık bulunmaktadır. İşte Atatürk'ün pek bilinmeyen yönlerinden bazıları: - Atatürk'ün dünyada “Başöğretmen” sıfatlı tek lider olduğunu, bir geometri kitabı yazdığını, üçgen, açı, dikdörtgen gibi 48 tane geometri teriminin (Türkçe) is...
  • Baba Dağdır, Baba Çınardır, Baba bayraktır Baba Vatandır

    17 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Baba Nasihati: Bir nasihatim var tutarsan, Her yüze gülene aldanma OĞUL, Bir bardak su verir başına kakar, Namert sofrasına aldırma OĞUL. Haramdan uzak ol, söyleme yalan, Görmedim bunlarla bahtiyar olan, Aç olsan da, tokmuş gibi davran, Yokluğunu kimseye, bildirme OĞUL Üç beş kuruş paran olsun bir yerde, Muhtaç olup, boyun eğme namerde, Seni mahcup eder gördüğü yerde, Kapını borçluya çaldırma OĞUL. İbretlik Bir Hikaye: Babasının sürekli “şikâyetleri” nedeniyle babasının evinde yaşamaktan hoşlanmayan bir evlattım. Bana her zaman şunu sö...