Son Dakika
Sevgili okurlarım, bu hafta ‘ibraname’ konusuna değineceğiz.
Konuyu daha iyi anlama açısından ilk olarak ibra nedir?, ibra kelimesi hangi durumlarda kullanılır biraz onlara bakalım. Sözlük anlamı ile ibra, aklama, temize çıkarmadır. İbra kelimesi, bir kimseyi belirli bir borcu ödemekten ya da bir edimi yerine getirmekten kurtarmak manasında kullanılmaktadır. Alacaklının alacağının bir kısmından veya tamamından vazgeçmesi de ibra olarak nitelendirilir. İbra borcu sona erdirir. Türk iş hukukunda ibra ve ibra sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmemiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda da iş hukuku ile ilgili olan herhangi bir ibra hükmü düzenlenmemişti. İş hukuku ile ilgili ibra konusu ilk kez 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 420’de ibra başlığı altında düzenlemiştir. Söz konusu hüküm şöyle, ‘İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.’ Her ne kadar hüküm ibra başlığı altında düzenlenmiş olsa da iş hukukunda işçilerin işverenleri ibra etmesi gibi bir husus düşünülemez. Çünkü buradaki amaç işverenin ibra yolu ile borcundan kurtulmasını değil, işçiye olan borcunu ifa etmesidir.
İş hukuku açısından ibra belgesi, ibraname, ibra yazısı vs. değişik adlarla ifade edilen ibra, işçinin iş ilişkisinden ve iş sözleşmesinden doğan alacaklarını ki bunlar; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, kullanılmayan izin ücretleri gibi işçilik alacaklarının tümünü aldığını ve bu alacaklar bakımından işverenden herhangi bir talebinin kalmadığını gösteren yazılı bir belgedir. Dolayısıyla, ibraname işverenin ibrasından ziyade işçilik haklarının ödendiğini gösteren bir ispat aracıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcunu da dikkate alarak işçinin işverenden olan alacağına ilişkin yapılacak ibranameleri birtakım geçerlilik şartlarına bağlamıştır. İbranamenin geçerli olabilmesi için ilk şart, ibra sözleşmesinin yazılı olmasıdır. Buradaki yazılılık şartı kurucu şarttır ve yazılı yapılmayan ibra sözleşmeleri geçersizdir. İkinci şart, iş sözleşmenin sonra ermesinden başlayarak en az 1 aylık sürenin geçmiş bulunmasıdır. Kanun koyucu bu şart da işçiyi düşünmüş ve iş sözleşmesi devam ederken işçiden ibra ile ilgili herhangi bir belge alınmasının önüne geçmiştir. Bu nedenle iş sözleşmesi sona erdiğinde sona erdiği tarihte değil iş sözleşmesinin sona ermesinden en az 1 aylık sürenin bitiminde ibra sözleşmesi yapılabilecektir. Üçüncü şart ise, işçiye ödenen alacakların tek tek neler olduğu ve miktarlarının açıkça belirtilmesidir. Örneğin ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti gibi alacakların türleri yazılıp miktarlarını net şekilde belirtilmelidir. Nihayet dördüncü şart ise, ödemenin eksiksiz olarak ve banka aracılığıyla yapılmasıdır. Ödemelerin eksiksiz yapıldığı işçinin işvereni ibra ettiği değil, işverenin işçiye olan borcunu ifa ettiği anlamına gelir.
Yukarıda bahsettiğimiz koşullardan herhangi birinin ya da bir kaçının eksikliğinde ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz olup banka aracılığıyla ödeme ve devamına ibra edilmişse ödeme miktarı kadar olan kısım makbuz kabul edilecek ve ibraname geçersiz olacaktır. Eksik ödeme halinde, makbuzda ödendiği belirtilen miktar işçi alacağından mahsup edilecektir.
Son olarak belirtmek isterim ki bahsettiğimiz ibraname hükmü( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 420. madde hükmü )01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği için bu tarihten sonra düzenlenen ibranameler içindir. Daha açık bir ifadeyle, 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibranamelerin geçerliliği ile ilgili olarak yukarıda bahsettiğimiz hükümler çerçevesinde değil, Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilip bir çözüm bulunacaktır.
KAYNAKÇA
Akyiğit, Ercan, İş Hukuku, Seçkin Yayınları, 13. Basım, Ankara 2021.
Ekmekçi,Ömer/Yiğit, Esra, Bireysel İş Hukuku Dersleri, On İki Levha Yayınları 3. Baskı, İstanbul 2021.
Kenan Tunçomağ-Tankut Centel, İş Hukukunun Esasları, Beta, İstanbul, 6. Bası, Nisan 2013
Mollamahmutoğlu, Hamdi/Astarlı, Muhittin/Baysal, Ulaş, İş Hukuku Ders Kitabı ,Cilt 1, Güncellenmiş 5. Baskı, Ankara 2021.
Sümer,Haluk Hadi; İş Hukuku, Ankara 2016.
Süzek, Sarper, İşyerinin Devri Ve Hukuki Sonuçları , Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 15, Özel S., 2013
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
27 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
27 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
27 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
20 Mayıs 2022 Köşe Yazarları