Son Dakika
Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren devrim hareketleri hız kazanmış ve birçok alanda yenilikler yapılmıştır. Başta eğitim olmak üzere siyasal, kültürel, hukuksal ve ekonomik alanlarında yenilikler yapılmıştır. Yapılan bu yenilik hareketleri değişime ivme kazandırmış ve toplumsal yapıyı etkilemiştir.
Ulu Önder Atatürk, özgürlük savaşının ardından Türk ulusuna yakışan, onu çağdaş uygarlığa yükseltecek devrimleri gerçekleştirme savaşına girişmiştir. Birçok devrimleri ele almıştır. Eğitim ve kültür alanında kendini gösteren ve toplumsal yapıyı etkileyen gelişmelerin başında ise dil alanındaki gelişmeler gelmektedir. Bunların içinde en önemli devrimin “Harf Devrimi” olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
Tarih içerisinde değişik yazı şekilleri kullanmış olan Türkler, Müslüman olduktan sonra da, uzun bir süre Arap harflerini kabul etmişler ve kullanmışlardır. Ama zaman içerisinde, özellikle Arap harfleri sessiz harflerden oluştuğundan Türkçeyi, bu harfler ile okuyup yazmanın kolay olmadığı ve yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Türkçede ise sekiz sesli harf bulunduğundan okuma ve yazma daha rahattı.
Diğer taraftan Arap harfleri, Türk dilinin seslerini söylemeye elverişli değildi. Öğretimi güç, basımı zahmetliydi. Bundan dolayı eğitim ve kültürün yayılmasına engel teşkil ediyordu. Hâlbuki dilin akıcı, kolay yazılır ve anlaşılır olması halinde okuryazar oranı da o kadar çok olacaktı. Arap harfleri ile okuyup yazmak sınırlı sınıfın, özellikle idarecilerin ve ilmiye sınıfının imtiyazındaydı. Okuyup yazmayı kolaylaştırmak ve yaymak, modern öğretim ve eğitim gerçekleşmesine çalışmak, ancak harf devrimi ile sağlanabilirdi.
Mustafa Kemal Atatürk, bu konuyla 1905- 1907 yıllarında, Suriye’de iken ilgilenmeye başlamış ve 1922 yılında da Halide Edip Adıvar ile yine bu konu hakkında konuşmuştur. Atatürk, uzman bilim adamlarını toplayarak onlara Türkçemizin yapısına en uygun gelen bir alfabe hazırlamalarını söylemiştir.
1927-1928 yılları içinde çalışan bir bilim kurulu, Latin harflerinden oluşan bir Türk alfabesini ortaya çıkarmıştır. 26 Haziranda “Latin Harflerinin Kabulü, İmkânı ve Tarzını İncelemek” konusuyla ilgili olarak İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda özel bir komisyon toplanmıştır. Yaz boyunca İstanbul’da olan Atatürk de komisyondaki tartışmaları yönetmiştir.
Komisyon ciddi bir çalışma sonucunda Türk diline uyan güzel bir alfabe ortaya çıkarmıştır. Atatürk, 9 Ağustos 1928 gecesi İstanbul Sarayburnu Parkında düzenlenmiş bir şenlik sırasında, yeni Türk harflerini Türk ulusuna sunarak harf devrimini gerçekleştirmiştir. Harf Devrimi, yazı dilinde kullanılan Arap harflerinin yerine Türk harflerinin alınmasını ifade etmektedir.
Türk Harflerinin Kabulü (Harf Devrimi) Türkiye’de 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” ile kabul edilmiştir. Bu yasa ile birlikte o güne kadar kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı Alfabesi terk edilmiş ve Latin harflerini esas alan yeni Türk Alfabesi yürürlüğe girmiştir. Yeni Türk alfabesinin kabul edildiği 1 Kasım dikkate alınarak her yıl 1-7 Kasım tarihleri arasında “Türk Harf Devrimi Haftası” kutlanmaktadır.
Okuma yazmayı kolaylaştırmak, Türk milletinin eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek, milli kültürü oluşturmak ve çağdaş uygarlığa yönelmek amacıyla yapılan “Harf Devrimi” başarıyla gerçekleştirilmiştir.
Bu devrim, ulusal bir kültürün gelişmesini sağlamış ve ulusal bir dil oluşturulmuştur. Ayrıca Harf Devrimi, kendisinden sonra yapılması planlanan birçok devrimin temelini oluşturmuştur. Okumanın, bilgilenmenin öneminin çok daha açık şekilde anlaşıldığı günümüzde bizi bu günlere getiren Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyor, tüm halkımızın “Harf Devrimi Haftasını” kutluyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
26 Şubat 2021 Köşe Yazarları
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
19 Şubat 2021 Köşe Yazarları