logo

TAŞRADA EDEBİYAT Veya DEVELİ’DE SANAT

Sanat, düşünce, duygu ve zihnimizi meşgul eden bir konuyu ele alıp işleyen ve dil ile işlenen bir estetik yoğunluklu anlatı sanatıdır. Anı, biyoğrafi , eleştiri, roman, şiir, tiyatro vb türlerde konular ele alınır ve işlenir. Böylece bir çok konu bilinmezlikten kurtulur ve yazıya dökülerek “dün” unutulmaz nice duydular, olaylar ve bilinmezler farklı bir biçimde hale ve geleceğe unutulmaz olarak belge sunar. Tabir caizse “Söz uçar, yazı kalır.” gerçeğe dönüşür.
İmparatorluk döneminde bütün sanatların merkezi İstanbul’dur. Beylikler dönemi hariç, taşranın fazla bir etkinliği yoktur. Basınımızda M.Sadık Aslankara ve Doğan Hızlan’ın “Taşra“ da sanat çalışmaları üzerinde durduklarını bilirim. Ben de bunların yazılarının etkisi ile bu sütunda bir yazı yazmış ve yine Develi’de sanat çalışmaları üzerinde bir denemede bulunmuştum! Bu konu gündeme gelince Yaşar Kemal’in “İnce Memet”i, Mahmut Makal’ın “Bizim Köy”, Fakir Baykurt’un “Efkar Tepesi” adlı eserlerini anmamak olmaz!
Belki okuyucu kanıksayacaktır ama şahsi düşüncemi söylemek isterim. Küçük kültürel çalışmalar görülsede taşra, bir yazar için bir açık hava hapishanesidir. Hoş görüye, farklı bir görüşe tahammülsüz bir toplum. Sermayesi emek isteyen bir toplum yerine sermayesi dedikodu üreten, çekememezliğin diz boyu olduğu, teşekkürü ve alkışlamayı bilmeyen, tahammülsüz ve politikanın her şeyin üzerinde olduğu bir toplum. Taşra bana göre bu. Düşünen ve sermaye sahibini büyük illere kaçıran bir topluluk içinde edebiyat ve sanat gelişemez. Herkes bilir ki sanat ilgi gördüğü yerde gelişir!İşin acı yanı taşra artık her yerde.
Develi bu konuda bir çok olumsuz tabuyu yıkmış bir beldedir. Hayır sahiplerinin çokluğu ile hizmet yarışına çıkması boşuna değildir. Bu konuda Develi çok şanslıdır. Develi Belediyesi’nin yayınları yanında düzenlediği sempozyumlar, bu vesileyle kültürel etkinlikler, sair sosyal ve sportif etkinlikler ile özel yayınlar hiç de yabana atılacak şeyler değildir.
Yazarlarımızdan İlklerden olmak üzere Mehmet Özdemir, Osman Coşkun, Ahmet Gürlek ve Dr.Nuriye Develioğlu, Nevzat Üstün, M.Asım Köksal başı çekerler. Son yıllarda Develi’de eğitimin artışı, sorumluluk alan yetişmiş insanlarımızın çoğalması, üniversite şehrine doğru gitmesi ve bu konuda zengin bir kültürel yapıya sahip olması sanat konusunda ister istemez bir ivme alacaktır. Kütüphanemdeki nice kitapların şair ve yazarları bunun belgeleridir: Ahmet Fırat, Fuat Sevimay, İlhami Şekercioğlu, Necati Develioğlu romanları, doğduğu yerle ödeşmeye çalışan: Erdal Akdoğan, İlhami Şekercioğlu, Kemal Yücel, Orhan Cebeci, Saim Karasioğlu,Hamdi Özdamarlar, Mustafa Asım Köksal, Mustafa İslamoğlu, Nevzat Görücü; şairlerimizden Adem Armağan, Dülgeroğlu Sabit, Emir Ali Özçakır, Gökhan Yıldırım, Güzini, Hasan Hüseyin Yıldırım, Hatice Çerçi, İlyas İlhan, Kadir Yücel, Öner Güney, Âşık Seyrânî ve daha gazete ile dergi sayfaları arasında sıkışmış kalan nice ilgi bekleyen şairleri vd.de unutamayız.
Burada da bir problem var. Bu çalışmaların Develi İnsanına etkisi nedir? Ne yazık ki bu konuda ciddi bir araştırma yok ki bilelim ?
İnşallah yakında yeni kitaplar çıkacak. Nasıl mı? Kısaca bilgi vereyim. Bu yılın başlarında Erdal Akdoğan babası Mustafa Akdoğan’a ait mektupları, 1946 yılında DP’yi kurarlarken seçim konuşmalarını, askerlik hatıralarını vs…Yazılı belgelerden faydalanarak, bir sorumluluk örneği sergileyerek “Hizmet Eri:Mustafa Akdoğan” adıyla mütevazi ama Develi siyasî hayatı hakkında önemli bir kitap çıkardı. İkinci kitap asker dayısı Çakıoğlu Velittin Özgür’ün hayatını ele alan bir roman ile yine bizim sona yaklaştığımız babası Mustafa Akdoğan’ı bütün yönleriyle ele alan bir incelememiz tamamlanmak üzeredir.
Kitaplar da yayınlandığı zaman Develi kültürü bir hazine kazanacaktır. Unutmayalım ki bir beldenin gelişmişliği o yörenin yetişmiş insanlarının zihin gücüyle orantılıdır. Ağustosun sıcağında yollar asvaltlanırken, elini cebine sokup seyreden bir adamdan siz ne beklersiniz ?

Share
9.558 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

4+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İLGİNÇ BİLGİLER – 2

    10 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Bir önceki yazımda dünya nüfusu ve konuşulan diller hakkında bilgi vermiştim. Şimdi de dünyadaki insanların yaşantısı, sosyal hayatları hakkında derlediğim ilginç bilgileri aktarmak istiyorum. Yapılan araştırmalarda dünyada yaşayanların %77'sinin konutu var. %23'ünün ise yaşayacak yeri dahi yok. İnsanların %21'i aşırı yemek yiyor, %63'ü istediği kadar yiyebiliyor. İnsanların yüzde 16'sı yetersiz besleniyor. Ancak, dünyada en çok yemek yiyen ülkeleri kesin olarak sıralamak oldukça zordur. Tüketim oranı, ülkelerin nüfus büyüklüğü, yaşam tarzı, ...
  • Üç Gonca Gülüm Adıyaman Ah! Adıyaman Şehitlerim Meral Bulut

    10 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Üç Gonca Gülüm Adıyaman Ah! Adıyaman Şehitlerim Meral Bulut “Alevler sizdeyse, közü bizdedir. Sizde ki yaranın, özü bizdedir.” Bir romanı elinize alıp okumaya başlayınca bırakamazsınız ya, bu da öyle bir kitap. Meral Hanım'ın tasvirleri ve akıcı üslubu sizi yaşayarak kitabı okutuyor sanki. Yazmak bir yetenek ve tutku. Bunun mektebi ve eğitimi de bana göre yok. Tamamen Allah vergisi. Okuyan kendini geliştiren toplumun sorunlarına duyarlı olan elbette başarılı olur. Söz kulağa, yazı uzağa gider. Meral Hanım'ın asrın felaketi depremde haya...
  • GELECEĞE UMUTLA BAKMAK

    10 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Miladi 2025 yılının şu ilk haftalarında, geleceğe ümitle bakabilmek için, her şeyden önce geçmişimiz ile ilgili ciddi bir muhasebe yapıp hatalarımızdan ders çıkarmamız gerekir. Aynı hata ve yanlışları tekrarlamamak çok önemlidir. Bir de geçmişteki başarısızlıklarımıza takılarak geleceğimizi de, aynı olacak diye ipotek altına almak yanlışların en büyüğü olur. Geleceğe umutla bakmak bizim şiarımız olmalıdır. Ümit (Reca) kelimesi, daha çok tasavvufta kullanılan ve kulun Allah’ın rahmetine ve mağfiretine güvenerek ümit içinde olması anlamında ge...
  • GEÇEN BİR YILIN MUHASEBESİ

    10 Ocak 2025 Köşe Yazarları

    Herkesin zaman algısı farklı olsa da zamanın evrendeki en değerli kaynak olduğunda hemfikirdirler. Fakat bu öyle bir değer ki; durdurulamaz, tasarruf edilemez, biriktirilemez, saklanamaz, alınıp satılamaz, ödünç verilemez, kişiye özel duruma dönüştürülemez, devredilemez, geri döndürülemez ve ötelenemez. Allah (cc) Kur’an-ı Kerimde adı “Asır/ zaman” olan bir sure indirmiştir ve öneminden dolayı ona yemin ile başlamaktadır. “Andolsun asra / zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hak...