logo

Şeyh- Mürit İlişkisi

Miladi VIII-X yüzyıllarda, insanlarla birlikte iş yapmayı, yan yana muntazam işleri (ustalık, perakende satıcılık gibi) yürütmeyi terk ederek kendilerini zahitlik ve mistik dindarlığa veren mesleki dervişler / sûfiler çıktı. Mesleki sûfilere fakir (Arapça yoksul) veya derviş (Farsça yoksul) adları verilmiştir. Fakir ve derviş kelimeleri geniş bir anlamda sûfi kelimesinin eş anlamında kullanılmıştır.
Dervişlerin çoğu vakıf (hayır sahiplerinin vasiyeti ile inşa edilen) evler ile varlıklı/soylu insanların kabirlerinin yanı başında yapılan konak, ribat, zaviye, tekke ve yurtlarda daimi veya muvakkat olarak yaşamışlardır.
Bu yerlerin/yurtların çoğu şehirlerde inşa edildiğinden, şehirde bulunan sûfi toplulukları IX-XI yüzyıllarda hüner menliği (ustalığı), esnaf loncalarını, ustalık binalarını kurmakla yaşamışlar; manevi reislik/şeyhlik/halifelik adıyla özellikle yurtlarda sûfi topluluklarını teşkil etmişlerdir. Gençler hayatlarını derviş yoluna bağışlamak amacıyla kendilerini manevi rehber/danışman olarak kabul etmişler, yurtların başkanları olmuşlar ve kendilerine “şeyh” (Arapça: büyük, yaşlı) ve pir (Farsça: yaşlı) adı verilmiştir.
İnsan kendini “şeyh” ten aşağı koymuşsa ona mürit (Arapça: izleyen, taraftar) denmiş; müride nispet olarak şeyhe de mürşit (Arapça: reis, rehber) veya üstat adı verilmiştir; Farsçası hocadır. Mürit, manevi mükemmelliği kazanmak için şeyh-mürşit rehberliğiyle uzun süre zahitlik ve dalgın hayatı izlemiştir. Müridin, şeyhin isteğine büsbütün boyun eğerek, onun öğrettiklerini anlamlı mı anlamsız mı? Münasip mi münasip değil mi? Diye sormadan kabullenmesi ve yerine getirmesi gerekirdi. Şeyh müridin elinde mevtayı/ölüyü yıkayanın elindeki ceset gibidir. Bu durum sûfinin Allah’la olan ilişkisini açıklayan düstur ile değişmiş oluyordu.
Zira Zü’n-Nûn el-Misri (ö. 860)’nin vecizesine göre: “Müridin şeyhe gösterdiği itaati, Allah’a olan itaatinden de yüksektir.
Hocasız ruhanî mükemmelliğin ve sûfi yolunun kazanılması mümkün değildir. Herhangi birinin Hocası yoksa Şeytan onun hocasıdır.”

Share
1.448 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

10+4 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KAHRAMANLIK

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Kahramanlık, insanlık tarihi boyunca saygı duyulan ve aranan bir özelliktir. Farklı kültürlerde ve zamanlarda farklı şekillerde tanımlanmış olsa da kahramanlık özünde cesaret, özveri ve başkaları için fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir. Kahramanlık, cesaret, fedakârlık, özveri ve olağanüstü başarılarla tanımlanan bir kavramdır. Kahramanlık, toplumun veya bir bireyin güçlü değer yargılarını sergileyerek belirli bir amacı veya ideali gerçekleştirme çabasıdır. “Kahraman” sözcüğü Türkçeye, Farsçadan girmiştir. Kahramanlık genellikle zorlu k...
  • Develi’de Kuvâ-yi Milliye Harakatının İlk Kıvılcımını Yakan Posta Görevlisi

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Develinin ilk atlı posta nakil arabası. Develi'de lojistik posta hizmetlerinin öncüsü Aşşa Everekli Arabacı Mevlüt Efendi posta ve telgraf idaresinden aylık otuz dokuz liraya EVEREK postasının ihale ile almış olup; Pazar, Salı, Perşembe günleri haftada üç gün akşamdan Everek'ten yola çıkar Yavaş ve İncesu istikametinden Kayseri'deki Sivas Hanı'nda (Kiçikapı'daki Sivas Oteli) birkaç saat kestirir (uyur). Posta idaresinin açılması ile EVEREĞİN posta torbasını alır. Esnafın ismariçini de (siparişini alır) toplar ve düşer yola. Ambar, İncesu, Yava...
  • ORUÇ İBADETİ VE BİZE KAZANDIRDIKLARI

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Oruç kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Arapçısı ''savm'' veya ''sıyam'' dır. Sözlük anlamı; bir işten kendini tutmak, nefsini engellemektir. Bu iki kelime ve türevleri Kur'an-ı Kerimde on dört yerde geçer. Orucun İslam dinindeki terim anlamı ise; tanyerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar oruç tutmaya niyet ederek ve oruçlu olduğunu bilerek yemekten, içmekten ve cinsi temastan uzak durmaktır. Oruç, İslâm’ın beş şartından biridir. Ramazan orucunun farziyeti Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir. Orucun farz...
  • YAPAY ZEKÂ NEDİR?

    06 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Yapay zekâ (YZ) veya İngilizce adıyla Artificial Intelligence (AI), makinelerin insan benzeri zekâ görevlerini gerçekleştirebilme yeteneğidir. Bu görevler arasında öğrenme, problem çözme, karar verme, algılama, dil anlama ve üretme gibi bilişsel (Zihinsel) işlevler bulunur. Kısacası, yapay zekâ, bilgisayarların ve makinelerin "düşünmesini" ve "davranmasını" sağlayan bir teknolojidir. En basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olar...