Son Dakika
Eskiden okullarımızda tiyatro sahnelenir, şiir yarışması düzenlenirdi.
Dersler çok zor değildi. Düşünmeye ve çözüm üretmeye yönelik bir eğitim vardı. Şimdiki gibi zamansızlıktan koşturmaca değil, aldığın fikri ve dersi özümseme vardı. Bir görüşün diğerine bariz üstünlüğü olmadığı durumları tartıp değerlendirebilmemiz, araştırma yapmamız ve düşünmeyi alışkanlık hale getirmemiz için münazaralar yapılırdı. Sanat sanat için midir, toplum için mi? Kapitalizm mi, sosyalizm mi? gibi… Neticede esas amaç fikirleri çarpıştırarak şimşek çaktırmak (ki ışığından faydalanılsın) ya da basit usulle testileri çarpıştırarak birinin kırılmasını seyretmekti.
Her fırsatta kitap okuma yarışması düzenlediğimizi, bağlarda bahçelerde çalışarak halktan olmayı, soğan ekmek yemeyi, yerli ve yabancıyla sabit fikirli olmadan her konuda fikir alışverişinde bulunmayı, karşıyı dinlemeyi, Müslümansın peki Hıristiyan kim, Demokratsan Halk Partili ne ister diye araştırmayı, hoşgörü ve kemale sahip olmanın kural ve gereği olarak bilirdik. Ayrıca kibar olmayı, teşekkür etmeyi, özür dilemeyi, kul hakkını omuzlarda taşımamayı vb. Kimse fakirlik edebiyatı yapmazdı, kimse böbürlenmezdi. Herkes her şeyi olduğu gibi kabul eder huzur bulurdu. Şimdi bakıyorsunuz hoşgörü, teşekkür yok, özür ne gezer.
İnsanımız seçimden sonra serzenişte bulunuyor, seçim esnasında diyemediklerini anlatıyor. Önceden konuşmasının hoş olmayacağını bildiği için. Yani ÖZVERİ ile çalışmış, gayret etmiş sonuç beklenen gibi olmayınca haliyle ÖZELEŞTİRİ yapıyor. Söyleyeceklerim diğer seçim bölgelerinden durum değerlendirmesi yaptığım kişilerin de fikirleri. Denen o ki; yardım ediyorsunuz, zaman harcıyorsunuz, kendisini öne çıkartmaya uğraşıyorsunuz, ne bir teşekkür ne bir selam. Sanırsınız, siz mecbursunuz, ya da beklentileriniz için yapıyorsunuz da karşınızdaki buna fırsat vermemek için sizden uzak duruyor. Tekrar seçim yapıldığında bir davanın peşinden koştuğunuz için siz yine aynı yakınlığı gösterirsiniz. Ama hataları affetmeyecek kişiler çoğunluktadır. Yani kırgınlar ordusu…
Bu anlattıklarım sadece seçimde değil her sahada yapılan çalışmanın inkişaf kaydedebilmek için dikkat edilmesi gereken ALT YAPISI / HAREKET NOKTASI olarak değerlendirilmesi gereğindendir. Yani ‘biz kimiz’ sorusu sorulduğunda bilinmesi gereken hususlardır. Deyin bana temelde Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve AK Partinin değerli isimleri için verilen oyları kendinize mi veriliyor sandınız?
Ey idareciler, ey sorumlular, hiç istişare ediyor musunuz?
Genel seçim geride kalınca herkes konuşuyor yorum yapıyor. Ama bilen konuşuyor bilmeyen konuşuyor. Ne oldu? Neden oldu? Şöyle olsa iyi olurdu… ‘Yaptıkta karşılık göremedik; hizmet götürdük bakın nankörlüklerine, hainler, mel’unlar, fitneler, dinsizler, imansızlar, cahiller’ gibi sarf edilen sözler sorular ve yorumlar; her kesimden, her meslekten her yaştan. Şu kaybettiğimiz zamana bakınız. İnsan kendi öz işinin sorumluluğunu bırakmış konuşuyor aynen bir psikolog, bir istatistikçi, bir ekonomist veya bir strateji uzmanı gibi. Yani ‘her şeyin uzmanı’… Saygılarımla.
3.7.2015
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
15 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
01 Ocak 2021 Köşe Yazarları