Son Dakika
Her dilin bir argosu vardır. Şüphesiz Türk dilinde de kendine göre argo vardır. Her yazar da bu kelime hazinesinden yeri geldikçe zaman zaman yararlanır. İlhan Ayverdi, hazırlamış olduğu sözlükte”argo” hakkında şöyle der:” Ortak dilden ayrı olarak ,daha çok kendini gizlemek isteyen belli topluluklar tarafından kullanılan, herkesçe anlaşılmayan, ortak dilde ki kelimelere farklı anlamlar yükleyen ,mecazî anlamların önemli bir yer tuttuğu özel dil.”.
İşte “Rus Köylüsü de böyle bir ifadedir!
Böyle bir anlatımı ben İstanbul’da çok yaşlı bi hanım öğretmenden öğrenmiştim. . Öyle zannediyorum ki bu ifade Rus ihtilalinden sonra İstanbul’a dolan nice Ruslardan dolayı kullanılır olmuştur. Argo, anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil olarak konuşulur. Temelde sözlü ve doğal bir dil ve sürekli değişen gelişen özel bir dildir.
Ruslar köylere reyon derler. Köylerde ki çiftliklerde çalışanların köy evleridir. Ben böyle köyleri Rusya’da görmüştüm. Damları çinko saclardan örtülü küçük evler.
Peki bu ifade nereden Develi’ye gelmiştir.? Öyle zannediyorum ki bu ifade istanbul’daki Develiler tarafından getirilmiştir. Yahut Güney Amerika’ya XX. asrın başlarında Arjantine işçi olarak giden Develiler tarafından getirilmiş bir mizah anlatımdır. Develi’de ise bu ifade biraz da Rusyalı fakir işçi evlerine denilmiştir. Öyle zannediyorum ki bu ifade ile Develi’de biraz Ruslara karşı alaylı kullanılan bir anlatım şeklidir.
Argo her mesleğin dilindeki özel bir dildir. Doktorların, şoförların, kabadayıların, berberlerin, öğrencilerin vs. Direksiyon sallamak, racon kesmek gibi… Bu dille bazı yazarlar anlatımları zenginleştirmek için kullanırlar
Türk edebiyatında özellikle Peyami Safa ve Nurullah Ataç argo kelime kullanımında ustadırlar. 1938 yılının Mayıs ayı boyunca gazetelerde devam eden bir argo tartışması ele alınmıştır. Bu tartışma, argonun edebî eserdeki konumu hakkında iki farklı görüşü yansıtmaktadır. Tartışmanın bir cephesini teşkil eden Peyami Safa, Yaşar Nabi ve Orhan Seyfi’nin içinde bulunduğu ilk grup edebî metinlerde argonun kullanımına belli şartlar dâhilinde ve sınırlı biçimde cevaz verirken Nurullah Ataç, Vâlâ Nurettin ve Sabiha Zekeriya Sertel dâhil olduğu grup edebî metinlerde kelime sınırlaması yapılmasına karşı çıkmışlardır. Çalışmada, tartışmanın yaşandığı yıllarda yeni yeni parlamaya başlayan Garip Hareketi’nin edebî dilde yapmaya çalıştığı değişimin bu tartışma için nasıl bir zemin oluşturduğu bir gerçektir.
Günümüzde edebî metin argo ilişkisine baktığımızda argonun edebî alandaki varlığını güçlendirdiğini görüyoruz. Bu güçlenmeye paralel olarak argonun edebî metin içindeki yeri konusundaki tartışmalar zayıflamıştır. Öyle ki tartışma sürecinde argonun-hatta halk tabirlerinin-edebî metinde kullanılmasına kat’i biçimde karşı olan Peyami Safa bile yıllar sonra yazdığı yazılarda argoya karşı daha hoşgörülü bir tavır içine girmiştir.
Ferit Develioğlu, Osman Cemal Kaygılı, Emel Kefeli, Zekeriya Sertel argo üzerinde sözlük hazırlayanlardandır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
24 Haziran 2022 Köşe Yazarları
24 Haziran 2022 Köşe Yazarları
17 Haziran 2022 Köşe Yazarları
17 Haziran 2022 Köşe Yazarları