logo

Ramazanda Nefsimizde İz Bırakan Bencil Duygularımızdan Arınma Ayıdır

Ramazan ayı insanı ruhen ve bedenen yüce değerlere yücelten ilahi ve insani değerlerin harmanlandığı bir aydır. Ramazan ayı insana fazilet ve asaletle yaşama mutluluğunu öğreten bir aydır. Onun için insan bir ay süreyle nefis terbiyesi doğrultusunda yürüyerek ilahi rahmetten hisse alır. Ramazan, öncelikle toplumun bir bireyi olarak insanın kendisini tanımasına ve kendi zihninin ürünü olan yaptıklarımdan sorumlu olduğunu bilmesine vesile olur. Yani gerçeği bulmak, Yüce Yaratana ulaşabilmek için önce kendisinden başlamayı sonra da dünyanın var oluş sebebini, içinde yaşadığımız dünyayı, onun sefaletini, karmaşasını, ıstırabını, sevincini bilmeyi öğretir. Bu takdirde ancak yaşamın hikmetini dolayısıyla Hakikati /Yaratıcıyı bilme imkanı hasıl olur.
İşte böyle bir insana dindar insan diyoruz. Gerçekten de böyle bir insan, her an yeni baştan hayatı anlar ve yaşamın olağanüstü önemini keşfeder. Hem kendisini ve hem de başkalarını aydınlatacak olan da böyle bir insandır. Zaten insan olarak önce kendimizi anlamak ve kendimiz hakkında bilgi öğrenmekle mükellefiz. Ramazan insanın kendisini sürekli gözlemlemesini, davranış şeklini, konuşma biçimini, bir insana, bir çiçeğe, bir ağaca, bir hayvana, bir canlıya nasıl baktığını/bakacağını, bir insanla nasıl konuştuğunu/konuşacağını, bedenin biriktirdiği günah tortularından nasıl arınacağını, aç gözlü, hırslı bir insanın, son derece karmaşık ve doyumsuzluk duygusunu ve ben merkezli kullandığı zihnini biz merkezli statüye nasıl yükselterek bu hayatta birlikte nasıl yolculuk yaplacağını hatırlatır. Ramazan zihinleri ve dikkatleri insanlara ve yoksullara baskı yapan kargaşa ve zulüm hastalığından ve ruhsal boşluktan arındırmayı da öğretir. Aynı zamanda Ramazan insanı yüce erdeme ulaştıran alçak gönüllü olmayı, merhameti, ferağatı/ diğergamlığı, iyiliği, kardeşliği ve sevgiyi müminler için şerefli bir görev telakki etme alışkanlığı kazandırır. Böyle bir sonuç bizi, aç gözlü, bayağı, kıskanç, zalim, şiddet düşkünü, kaba, bencil bir yarışımcı ruha sahip birey olmaktan da arındırır.
Hz. Peygamber,Kendini tanımak bilgeliğin de başlangıcıdır.
Bu da kendi bencil, dar, bozulmuş zihnimizden arınmakla olur? Buyurmuşlardır. İbadetlerimizin ve her gün tekrarladığımız dualarımızın bizleri ıslah edememiş olmasının nedeni budur. Yani bozulmuş zihnimizden arınamamış olmamızdır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de Yaratıcı ile sözcükler düzeyinde tanışık olmamızdır.
İbadetlerimizde ve çoğu dualarımızda okuduğumuz, tekrarladığımız sözcükleri zihinlerimiz algılamamakta, alışıla gelmiş sözcüklerin ve duaların kuru bir tekrarından ibaret olmaktadır. Dua, istemeye hakkımız olmayan şeyi istemek değildir. Gerçekten yaşamımız erdemli değilse, içimiz, dışımız bayağı ise, hak etmediğimiz halde olağanüstü bir şey istiyorsak; Yaratıcıya tapmamıza rağmen, yaşantımız, varlığımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz İlahi değilse Hakk neylesin bizimle.
İşte Ramazan nefsimizde iz bırakan bencil duygularımızın kara lekeler halinde çoğala çoğa sonuçta temiz fıtratımızı kirletmeden ve bozmadan tabir caiz ise her yıl imdada yetişen ve ruh dünyamızı aydınlatan mübarek bir aydır. Günah kirinden temizlenmemizi, arınmamızı, bizim dışımızdakilerle ünsiyet kurarak bütün canlılarla birlikte yaşama ve paylaşmayı öğrenmemizi telkin eden bir aydır. Bir yıl süren zaman içinde biriktirdiğimiz tortulardan bizleri arındırarak yüce değerlere ulaşmamıza, ilahi ve insani değerleri imanda, aksiyonda, canda, tende ve zihinde yaşatarak birliğe, yetkinliğe ve erdemliğe yükselmemize vesile olan bir aydır.
Unutmayalım ki Yüce Allah evreni erdemli insanların ocağı olarak yaratmış ve öyle de görmek istemektedir.

Share
3.970 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

5+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • RAKAM VE SAYI

    13 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    Günlük hayatta "rakam" ve "sayı" birbirine yakın birer kavram olduğu için bazen birlikte söylemek durumunda kalabiliriz. Ancak matematiksel olarak bu iki kavram arasında önemli bir fark vardır. Bu farkı anlamak, matematiksel düşünce yapısının temelini oluşturmaktadır. Rakam, kelimesi Arapça kökenlidir ve sayıları yazılı olarak ifade etmek için kullandığımız sembollere denilmektedir. Modern ondalık sayı sisteminde kullandığımız rakamlar şunlardır: 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9'dur. Yani, toplamda 10 adet rakam vardır. Rakamlar, sayıları oluşturmak için k...
  • Dünya Kayserililer Günü İstanbul’da Kutlandı

    13 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    İstanbul'da yaşayan Kadim şehir Kayserililer Senenin 38. gününe denk gelen 7 Şubat “Dünya Kayserililer Günü” 7. etkinliği düzenledi. Kayseri Kültür ve Tanıtım Platformu tarafından organize edilen 2019 yılında başlatılan bu yıl ise yedincisi düzenlenen etkinlikte 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat depremlerin 2.yılında hayatını kaybeden canlar unutulmadı. Kur'an-ı Kerim okundu dualar edildi. Tomarzalılar Vakfı Hekimoğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programın sunumunu Platform başkanı Ahmet Keklik üstlendi. Etkinliğe ev sahipliği yapan Tomarzalı...
  • DOMATESİN TARİHÇESİ

    07 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    Domates (Solanum lycopersicum), patlıcangiller familyasına ait, dünya genelinde yaygın olarak yetiştirilen ve tüketilen bir bitkidir. Botanik olarak meyve sınıfına girse de mutfakta sebze olarak kabul edilir. Domatesin ilk olarak ne zaman "bulunduğu" sorusu biraz karmaşık olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü domatesin varlığı binlerce yıl öncesine dayanmakta ve bu süreçte evrim geçirerek bugünkü haline gelmiştir. Bu nedenle, belirli bir "bulunma" tarihi vermek zor. Domatesin kökeni Güney Amerika'daki And Dağları bölgesine, özellikle Peru ve Ek...
  • Saraydaki Kayserili

    07 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    “O günlerde üstüne bir durgunluk çökmüştü. Düşüncelere dalmıştı. İşte o sırada hiç unutamam 16 Kasım 1922 günü, sabah kahvesini götürdüğüm zaman tuhaf tuhaf yüzüme bakarak: - Şaşkın şaşkın ne duruyorsun karşımda? Git bana bir kahve daha yap, dedi . - Onu ilk defa bu kadar sinirli ve bitkin görüyordum. Geceyi uykusuz geçirdiği belliydi. Sesi bile sönükleşmişti. İkinci kahveyi götürdüm. Her zamanki gibi, bir kenarda durdum. Yaklaşmamı işaret etti. - Vaziyetin vehamet kesbettiğini biliyorsun burada , artık hayatımız tehlikede…Binaenaleyh , ben ...