logo

OZAN MOLLA SEYİT-1

Develi’de âşıklar 19. Asırda hızla gözükmeye başlarlar. Âşuğ adını alan ve Türk halk şiir* dünyasından bir hayli etkilenen Ermeni sanatkarları da bunlardandır. Kültürel ortamın zenginliği,her zaman âşıklarımızı çok ilgilendirmiştir.


Bu âşıklarımız önce Develi adliyesinde görev yapan Ahmet Şükrü Esen, Ahmet Hazım Ulusoy, Prof.Dr.Fuat Köprülü, Başkatipzade Ragıp Bey ve Fahri Bilge tarafından sözlü kaynaklardan derlenmiştir. Genelde bu çalışmalar 19.Asırda yaşamış olan âşıklarımızı ele alırlar. Abdunnafi, Ali Celalettin, Çakıroğlu Emir Ali, Madazılı Derviş Osman, İmam Yazıcı Cafer, Mehmet Seyrânî,…vs. İnanıyorum ki cönkler ve şiir mecmuaları yayınlandıkça daha bazı âşıklarımız ortaya çıkacaktır. Şüphesiz bunların içerisinde en şöhretlisi ve diğer âşıklarımızı etkisi altında 812 şiiriyle etkisi alan ve haklı bir şöhreti yakalayan Âşık Seyrânî’dir.
Şüphesiz Tanzimat Fermanı ile başlayan batılılaşma süreci, modern eğitim hayatı ve basının güçlenmesi, özellikle 2. Sultan Mahmut’un yaptığı değişikliklerin halka mal edilmesi için âşıkların gerek söz ve gerekse müzik ile mesajlarını iletme gücünden faydalanmak için âşıklar için kahvehaneler açtırması ve tahsilli olanlara resmi görev vermesi 19.Asır âşıklarımız için çok verimli bir dönemdir. Fakat bütün bu yapılan yenilerin meyvesi aslında 20.Asıra yansır. Bu asırda âşıklarımız çoğalır, kültür çevrelerinde ve Anadolu’da şehir ağaları konaklarında ilgi görürler. Şiirleri basılır. Plak piyasasından nemalanırlar.
Nice destanları ve ağıtlar basılır ve satılır. Ayrıca edebî değerleri üzerinde ve hayat hikayeleri üzerinde eserler ,antolojiler çıkarılır.Özellikle 1975 yılında üniversitelerimize kazandırılan Türk Müziği ve Türk Halk Edebiyatı bölümleri ile bilimsel çalışmalar şüphesiz sahasında çok şey kazandırdı!. Kazalar ve şehirlerde düzenlenen festivaller ve sempozyumlar sayesinde sazları, atışmaları ve sözleri ile dikkat çekerler. Radyo ve TV ların neşriyatı, ile çoğu sanat gücü sayesinde şöhret sahibi oldular. Besteleri radyo repertuarlarına girdi. Bugün 250’ye yakın âşığımızın olduğunu ve Kültür Bakanlığınca kayıt altına alındıklarını biliyoruz.
Develi de bu gelişmelerden nasibini aldı. Özellikle 1974-1975 lerde başlatılan Âşık Seyrânî adına düzenlenen sempozyumlar, festivallerin ilgi görmesi, Develi aydınlarınca ve Develi Belediyesi’nin desteğiyle 1979 yılından beri ,bazı siyasî ve sosyal olaylar sebebi ile birkaç defa sekteye uğramasına rağmen üç defa olay Uluslararası olarak kutlanmaktadır. Elbette bu kültürel zenginlik, nice unutmalara ve değişen sosyal hayatın içinde ister istemez kaybolan Develi kültürünün ortaya çıkarılmasında büyük bir etkinliğe sahiptir. Bilhassa bu çalışmaların kitaplaşarak yarınlara ışık tutması da ayrı bir zevktir. İşte 1979 yılında başlatılan Develili Âşık Seyrânî Festival ve Sempozyumu adıyla başlayan bu çalışmada büyük bir zevkle görev aldım ve bu güne kadar da büyük bir şevkle görev aldım ve almaktayım.
Çok âşığımızla tanıştım. Onlardan çok faydalandım. Bu aradan 40 yılı geride bırakırken Seyrânî ve Çağdaş Develi Gazeteleri ile Develi adına çıkarılan değişik dergiler arasında şiirleri yayınlan bazı âşıklar ile şairleri bir tarafa bırakırsak, Develili şu âşıklar dikkatimi hep çekmiştir: Âşık Ali Çatak, Emir Ali Özçakır, Güzinî, Haseneyn, Tornacı Ömer ile sazıyla şöhret olan eğitimci Şaban… İşte bunlara ek olarak bir kişi daha var ki o da Ozan Molla (Seyit Berber )’dır.
Kendisini 1979 yılından beri tanırım ve şiir dünyasını takip ederdim. Sümerbank Mağazasında çalışırdı. Son derece dengeli ve ağırbaşlıydı. Âşık tarzı şiirler yazıyordu. Şiirleri de usta malı şiirlerdi. Seyrânî Festivallerinde nice âşıklarımızla çok iyi bir bağ kurardı. Arşivimizde 2-3 kare âşıklarımızla birlikte fotoğrafı da vardır. İlk defa tanıştığımızda saz da çalardı. Fakat her halde usta saz çalanları görünce kendisinin saz kullanmasındaki zayıflığını görünce sazı bıraktığını öğrendim.
Devamı haftaya

Çağdaş Develi Gazetesi 18.03.2021

Share
9.534 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

1+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KAHRAMANLIK

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Kahramanlık, insanlık tarihi boyunca saygı duyulan ve aranan bir özelliktir. Farklı kültürlerde ve zamanlarda farklı şekillerde tanımlanmış olsa da kahramanlık özünde cesaret, özveri ve başkaları için fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir. Kahramanlık, cesaret, fedakârlık, özveri ve olağanüstü başarılarla tanımlanan bir kavramdır. Kahramanlık, toplumun veya bir bireyin güçlü değer yargılarını sergileyerek belirli bir amacı veya ideali gerçekleştirme çabasıdır. “Kahraman” sözcüğü Türkçeye, Farsçadan girmiştir. Kahramanlık genellikle zorlu k...
  • Develi’de Kuvâ-yi Milliye Harakatının İlk Kıvılcımını Yakan Posta Görevlisi

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Develinin ilk atlı posta nakil arabası. Develi'de lojistik posta hizmetlerinin öncüsü Aşşa Everekli Arabacı Mevlüt Efendi posta ve telgraf idaresinden aylık otuz dokuz liraya EVEREK postasının ihale ile almış olup; Pazar, Salı, Perşembe günleri haftada üç gün akşamdan Everek'ten yola çıkar Yavaş ve İncesu istikametinden Kayseri'deki Sivas Hanı'nda (Kiçikapı'daki Sivas Oteli) birkaç saat kestirir (uyur). Posta idaresinin açılması ile EVEREĞİN posta torbasını alır. Esnafın ismariçini de (siparişini alır) toplar ve düşer yola. Ambar, İncesu, Yava...
  • ORUÇ İBADETİ VE BİZE KAZANDIRDIKLARI

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Oruç kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Arapçısı ''savm'' veya ''sıyam'' dır. Sözlük anlamı; bir işten kendini tutmak, nefsini engellemektir. Bu iki kelime ve türevleri Kur'an-ı Kerimde on dört yerde geçer. Orucun İslam dinindeki terim anlamı ise; tanyerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar oruç tutmaya niyet ederek ve oruçlu olduğunu bilerek yemekten, içmekten ve cinsi temastan uzak durmaktır. Oruç, İslâm’ın beş şartından biridir. Ramazan orucunun farziyeti Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir. Orucun farz...
  • YAPAY ZEKÂ NEDİR?

    06 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Yapay zekâ (YZ) veya İngilizce adıyla Artificial Intelligence (AI), makinelerin insan benzeri zekâ görevlerini gerçekleştirebilme yeteneğidir. Bu görevler arasında öğrenme, problem çözme, karar verme, algılama, dil anlama ve üretme gibi bilişsel (Zihinsel) işlevler bulunur. Kısacası, yapay zekâ, bilgisayarların ve makinelerin "düşünmesini" ve "davranmasını" sağlayan bir teknolojidir. En basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olar...