Son Dakika
2. Dünya Savaşı’nın ardından, gelişmeye başlayan teknoloji, çeşitli silahlar ve özellikle kitle imha silahlarının, bir takım ülkelerin tekelinde bulunması, yaşanılan savaş tecrübeleri, milletlerin dünya üzerinde tek başına var olabilmelerini imkânsız kılmıştır.
Hukukun üstünlüğü ve özgürlükleri tanıyan devletler, barış ve güvenliği sağlamak, ayrıca askeri, sosyal ve kültürel olarak birbirlerine destek sağlamak için bir araya geldiler. Milli menfaatleri benzer yönde olan ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz gibi devletler, belli noktalarda buluşarak, dayanışma ve işbirliği yapmak zorunda kaldılar.
Kolektif savunma, birleşme ve dayanışma üzerine iş birliği yapan üye ülkeler herhangi bir dış saldırıya karşı ortak savunma sistemi üzerinde anlaştılar. Bu doğrultuda bir araya gelen on iki ülke, Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO)’nı kurdular. Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı, 4 Nisan 1949 tarihinde üye ülkeler tarafından imzalanmış olup uluslararası askeri bir ittifaktır.
Uluslararası bir kuruluş olan “NATO“, “Kuzey Atlantik Antlaşması” anlamında olan İngilizce “North Athlantic Traty Organization” isminin her kelimesinin baş harflerinin alınmasıyla meydana getirilmiş kısa adıdır. NATO’nun ana merkezi, Belçika/Brüksel’deki Haren’de bulunmaktadır.
NATO’nun kuruluşunda önemli üç organ yer almaktadır.
1. NATO KONSEYİ: Üye ülkelerin devamlı temsilcilerinden veya dışişleri bakanlarından meydana gelmektedir.
2. SEKRETERYA: Genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarından meydana gelmekte olup, NATO’nun günlük işlerini yürütmektedir.
3. ASKERİ KOMİTE: NATO’ya üye devletlerinin Genel Kurmay Başkanlarından meydana gelmekte olup en yüksek askeri kuruldur.
NATO’ya üye ülkeler, 4 Nisan gününü, “NATO GÜNÜ” olarak kabul etmişlerdir. Bu günde NATO’nun amaçları ve çalışmaları hakkında bilgi verilmektedir. Barışın sağlanması, ülkelerin birbirlerine karşı saygılı olması, yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanması bakımından NATO’nun önemli bir kuruluş olarak görev yaptığı anlatılmaktadır.
NATO’ya 1952 yılında Türkiye, 1954 yılında Yunanistan, 1982 yılında da Batı Almanya ve İspanya katılmıştır. Kurulduğu dönemde 12 üyesi bulunan örgüt, 2009 yılı itibariyle toplam 28 üyeye ulaşmıştır. Kurucu üye Fransa NATO’nun askeri kolundan 1966 yılında ayrılmış olmasına rağmen, 2009 yılında geri dönmüştür. 1999 yılına kadar NATO’ya başka üye kabul edilmemiştir.
1999 yılından 2009 yılına kadar eski Doğu Bloku ülkeleri olan devletlerin katılımı ile NATO büyük bir üstünlük sağlamıştır. 12 Mart 1999 tarihinde Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya. 29 Mart 2004 tarihinde Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Letonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya katılmıştır. Son olarak 1 Nisan 2009 tarihinde Arnavutluk ve Hırvatistan’ın da katılımı ile NATO’ya üye ülke sayısı 28’e çıkmıştır.
Günümüzde NATO’ya üye 28 ülkeden en çok dikkat çekeni İzlanda’dır. İzlanda, ordusu olmayan tek NATO üyesi ülkedir.
NATO’nun kuruluş amacı, üye ülkelerin dışarıdan gelecek olan tehlikelere karşı askeri savunmasını sağlamak ve aynı zamanda gerek siyasi gerekse ekonomik ve sosyal alanlarda işbirliği sağlamaktır. Kısaca saldırıya uğrayan devletin yanında savunma tedbirleri almaktır.
Türkiye, NATO üyeliğinden kaynaklanan sorumluluklarına yerine getirmesine rağmen başta terörle mücadele olmak üzere birçok alanda NATO tarafından Türkiye’ye verilecek destek hep söz de kalmıştır. Bu durum da “NATO görevini yapıyor mu?” sorusunu akla getirmektedir. Bu konu hep tartışılmaktadır. Özellikle son dönemlerde NATO şemsiyesi altında güvenlik ortaklığı kurduğumuz üye ülkelerin ön yargılı olduklarını görmekteyiz. Bu da NATO’nun üye ülkelerini ortak bir güvenlik politikası etrafında buluşturamadığı ve terörle mücadelede desteği sağlayamadığını göstermektedir.
NATO son yıllarda dünyanın birçok farklı noktalarında aktif askeri faaliyetlerde bulunarak üye devletlerin çıkarlarını koruma amaçlı ve dünya barışını düzenleyebilmek için askeri müdahalelerde bulunmasına rağmen ülkemiz için bu gayreti göstermemiştir. Yaşanan olumsuzluklar karşısında Türkiye, güvenliğini sağlama yolunda NATO’ya bel bağlamamış ve onun yerine kendi ayakları üzerinde durmayı tercih etmiştir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
30 Haziran 2022 Köşe Yazarları
30 Haziran 2022 Köşe Yazarları
30 Haziran 2022 Köşe Yazarları
24 Haziran 2022 Köşe Yazarları