Son Dakika
Toplumların, millet haline gelmesinde; üzerinde yaşadıkları toprak parçasının vatan olarak oluşmasında geleneklerin büyük payı vardır.
Eski düşünürlerimiz, vatanın tarifini, “Vatan, ananatı kavmiyenin, mukaddesatı milliyenin metfun olduğu yerdir.”diye tanımlamışlardır.
Vatan kuru bir toprak parçası değildir. Milli ve dini değerlerin canlı olarak yaşatılması ile orası senin vatanın olur.
Tarih, törelerini unutmuş toplumların yok olduklarını kaydetmektedir. Göktürk’leri güçle yenemeyen Çin’liler, gözde Türk ailelerinin gençlerini Çin kızları ile evlendirerek onları törelerinden koparmışlardır. Arkasından Göktürk toplumunu ikiye bölerek, kolayca esaret altına almışlar.
Orhun Abideleri’nde, “Türk beylerinin, Çin’in yumuşak ipeklerine, hileli siyasetlerine kapılıp bozulduğu; Çin’ce isimler alıp milli benliklerinden uzaklaştıkları anlatılır.
Bilge Kağan’ın ağzından, taşa kazınan bu güçlü ifadelerde, güçlü Türk oğullarının Çin’lilere kul; temiz Türk kızlarının cariye oldukları adeta haykırılır.
Bilge Kağan’ın; “Türk milleti,senin töreni kim bozdu…”haykırışı, bizi derin derin düşündürmelidir.
Bugün, geleneklerimizin bir çoğunun kokuşmaya yüz tuttuğu bizi endişelendirmektedir.
Düğünlerimizin, neresi, geleneklerimizle bağdaşır. Cenazelerimiz bile artık ıslıkla, alkışla kaldırılıyor. Sanki cahiliye dönemi arapları. Hatta yavrularının isimlerini Avrupa’dan ithal edenler var. Tıpkı Göktürk’lerde olduğu gibi değil mi…
Dilimiz bile Avrupa çıkışlı kelimelerin istilasına uğramış dün Osmanlı’yı eleştiriyorduk. Ya bugün? Kocabir sözlük, “Dilimize giren yabancı kelimeler.”
Ben, aslında tesbit ettiğim olayı değerlendirecektim. Milletimin karşılıksız yardımlaşma geleneği vardı. Düğünde, ölümde, yoksullukta hiç bir karşılık beklemeden yardım edilirdi. Bugünde yapılıyor. Hemde ilan ederek. “Falan yarım altın takdı!” Bir borazan böyle ilan ediyor. Aradan yirmi sene geçiyor adamı çeviriyor, ben senin oğluna yarım altın takdım öde, diyor.
Allah aklımı korusun. Sakın bunu şişirme bir ifade zannetmeyin. Çok örnekleri var. Adam büyümüş okumuş memur olmuş. Bir sokaktan geçerken bir kadın karşısına çıkıyor “ ben senin sünnetinde çeyrek altın takmıştım, annene söyle ödesin”diyor.
Ben, bunları kişisel olaylar diye değerlendiriyordum. Meğer, genelleşmiş, sanki töreleşmiş. Doğrusu bunu yakıştıramadım. Benim Ailecenab milletim meğer ne hale gelmiş. Geleneklerimiz nasılda sulandırılmış.
Bundan böyle davetiyelerinizin altına “Geri isteyecekseniz, takıntı takmayınız”diye not düşünüz.
BENZER HABERLER