Son Dakika
Peygamber Efendimizi (a.s) anlatma imkanımız yoktur. Onu anlatmaya kimsenin ne gücü, ne kalbi, yetmez. Bizler onun ismini yazmakla ancak şu satırlarımız şereflenir. küçük yaşta yetim ve öksüz kalmasının hikmeti bizzat Rabbimiz (c.c) kendi kudretiyle yetiştirmek içindir.
Çünkü onsekizbin alem onun hürmetine yaratılmıştır, eğer o olmasaydı bugün ne Güneş doğardı ne bir nefes alabilirdik nede Dünya olurdu. Çünkü sen olmasaydın Ey habibim eflak helak olurdu buyuruyor, Rabbimiz (c.c) Abdullah Efendimiz (a.s) Amine Valide’mizle henüz iki aylık evliyken kervanın başında ticaret için Suriye’ye gönderildi.Dönüşünde Medine’ye geldiği vakit hastalanıp öldü. Dört gözle yolunu bekleyen birisi vardı. Kervan Mekke’ye girmişti ki Amine Valide’miz aralarında Abdullah’ı (a.s) göremedi. Endişelendi, bu acıklı manzarayı gören kervancılar söyleyemeyip, hasta dediler. Buna da şükür deyip, doğruca Abdulmuttalip’e haber verdi. Abdulmuttalip büyük oğlu Haris’i Medine’ye gönderdi. Medine’ye vardığında manzara başkaydı.
Kardeşi ölmüş ve defnedilmişti. Bu durumu babasına ve daha çok hanımı Amine Valide’mize nasıl anlatacaktı? Nihayet dört gözle yolunu bekleyen Amine Valide’miz Haris’in geldiğini duyunca koştu. Haris durumu söyleyemiyor ve ağlamaya başlıyor.Amine Valide’miz anlamıştı.Canından çok sevdiği kocası ölmüştü.Yıkılmıştı çünkü iki aylık hamileydi.Acılarını içine gömdü. Tek tesellisi karnındaki yavrusuydu. Onu sağlıklı dünyaya getirmeliydi.Doğumu yaklaştı, sayılı günler kalmıştı ki rüyasında ‘Sen alemlerin en hayırlısına ve bu Ümmetin Efendisine hamile oldun.Onu dünyaya getirdiğin zaman adını Muhammed koy dediler. Nihayet:(Hicri 12 Rebiyyülevvel Pazartesi günü) Miladi 20 Nisan 571 sabah vakti idi. Görünürde ebe olarak Şifa Hatun ve yardımcıları Hz.Osman’ın annesi Fatıma Hanım ve sonradan Peygamber Efensimiz’in dadısı olan Ümmü Eymene vardı.O vakit her taraf karanlıkken evin içi nurla doldu. Her taraf ışıktı.Ebeler ancak ışık olduğunu görebiliyordu.Ama Amine Valide’miz başka şeylerde görüyordu ve şöyle anlatıyor : ”Doğum vakti geldiğinde kulağıma bir ses geldi,ürktüm. Hemen bir ak kuş geldi kanadıyla arkamı sıvadı. Bir de baktım etrafımı boylu poslu kadınlar sardı.Öyle ki ben o kadar yüzü nurlu kadınlar görmedim.Bunlardan birisi beni arkamdan tutuyordu.Çok susamıştım, birisi de yaklaşarak beyaz bir kase içinde şerbet sundu. Alıp içdiğim zaman her tarafımı nur kapladı.Sütten ak, kardan soğuk, baldan tatlı bir şerbetti.Hiç doğum sancısı çekmeden o anda doğum oldu.Sonra bunların birinin Hz.Asiye diğeri Hz.Meryem ötekilerde Cennet Hurilerinin olduklarını söylediler.Oğlum yıkanmış olarak sünnet edilmiş ve göbeği kesilmiş dünyaya geldi.İki küreğinin arasından Nübüvvet Mühürü vardı.’Peygamber Efendimiz 6 yaşındaydı ki Amine Valide’miz onu babası Abdullah’ın mezarına götürdü.Dönüşünde o da yolda vefat ettiler, vefat sırasında şu şiiri oğluna okuduğu rivayet edilir. ESKİR YENİ OLAN, ÖLÜR YAŞAYAN, TÜKENİR ÇOK OLAN, VARMI GENÇ KALAN, BENDE ÖLECEĞİM, TEK FARKIM ŞUDUR , SENİ BEN DOĞURDUM, ŞEREFİM BUDUR. Diyerek ruhunu teslim etmiştir. Peygamber Efendimiz hem yetim hem de öksüz kalmıştı. Onu anlatmaya ve anlamaya imkanımız yoktur.!.”Bizim yapabileceğimiz ona Salat-ü Selam göndermektir 03 Şubat Cuma akşamı (bugün) Veladed Kandilidir.
Tüm okuyucularımızın Mevlid kandilini tebrik ediyorum.
BENZER HABERLER