Son Dakika
Mehmet Akif Ersoy, Türk milleti için sadece İstiklal Marşı’mızın şairi olmaktan öte, bir edebiyat, düşünce, sanat ve kişilik abidesidir. O, yaşadığı dönemde şair ve düşünür kimliği ile topluma yol göstermiş, toplumun önünde gitmiş ve toplumda derin izler bırakmıştır.
İslamiyet’i ve Türklüğü aynı bedende bir bütün olarak gören Mehmet Akif Ersoy, şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi ve siyasetçidir. Türk milleti için oldukça önemli bir yere sahip olan değerli yazar ve şair olan Mehmet Akif Ersoy, bu ülke için birçok gazetede başyazarlık yapmış ve Kurtuluş Savaşı döneminde Milli Mücadeleye destek vermiş tam bir vatan aşığıdır.
Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873 tarihinde, İstanbul’da doğmuştur. Dini eğitimini babasından alan Akif, öğrenimine Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladıktan sonra sırasıyla Fatih Rüştiyesi, İstanbul İdadisi ve Halkalı Baytar Mektebi’ne devam etmiştir. 1893 yılında Halkalı Mülkiye Baytar Mektebini birincilikle bitirmiş, Ziraat ve Ticaret Nezaretinde baytar olarak görev almıştır. Köylülerle, çeşitli halk kesimleriyle yakın ilişkilerde bulunmuş, Arnavutluk, Arabistan ve Rumeli’de dolaşmıştır. Spora büyük ilgi duyarak güreş, yüzücülük, uzun yürüyüş, koşma ve gülle yarışmalarına katılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Teşkilat-ı Mahsusa’ dan Kuşçubaşı Eşref ile birlikte İngilizlerin kışkırttığı Arapların ayaklanmasını önlemek amacıyla Arabistan’a gitmiştir. Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Zaferi’ni Arap topraklarında iken öğrenmiş, büyük heyecan ve mutlulukla “Çanakkale Destanını” yazmıştır.
1920’de Burdur vekili olarak meclise girmiştir. 12 Mart 1921 günü yazdığı İstiklal Marşı, meclis tarafından milli marş olarak kabul edilmiştir. Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrasında uzunca bir süre Mısır’da yaşayan Milli şairimiz, 17 Haziran 1936 tarihinde tedavi için İstanbul’a dönmüştür. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Mısır apartmanında vefat etmiş ve Edirnekapı Şehitliğine defnedilmiştir.
En önemli iki eseri İstiklal Marşı ve şiirlerini yedi kitap halinde topladığı Safahat adlı eseridir. Hatıralar, Gölgeler, Süleymaniye Kürsüsünde, Astım, Halkın Sesleri yazdığı diğer eserleridir. Mehmet Akif Ersoy, yazarken ve yaşarken din ve iman ile yoğrulmuş düşüncelerini yansıtmaktan çekinmemiştir.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı için verilen 500 liralık ödülü almayıp, Hilal-i Ahmer bünyesinde olan, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Kızılay Dar-ul Mesaisine bağışlamıştır. Gerçek yaşamı boyunca ekonomik durumu çok iyi olmamıştır. Buna rağmen devletine ve milletine karşı kendisini hep borçlu hissetmiş, erdemli ve onurlu bir duruş sergilemiştir. Büyük şair, hiçbir zaman para için şöhret için veya kişisel hırs ve ihtiraslar içinde olmamıştır.
İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müşterek olarak çıkardığı yönetmenlikle 20-27 Aralık Tarihleri “Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası” ilan edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy’un 20 Aralık doğum günü, 27 Aralık ölüm günü olmasından dolayı her iki günü de kapsayacak bir hafta boyunca vatan şairinin anılması hedeflenmiştir.
“Allah bir daha ülkemize İstiklal Marşı yazdırmayı nasip etmesin” diyerek ülkesine olan sevgisini ve milli bağımsızlığa olan düşkünlüğünü dile getirmiştir. Bizler, gururla söylediğimiz İstiklal Marşını yazıp bize armağan ettiği için Mehmet Akif Ersoy’u, her zaman onurla ve gururla anacağız. Ona şükran borcumuzu asla unutmayacağız. Kendisini saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
23 Şubat 2021 Köşe Yazarları
19 Şubat 2021 Köşe Yazarları
19 Şubat 2021 Köşe Yazarları