Son Dakika
555 sene önceki Türkiye’nin görünüşü… Yıl 1460, İngiliz bir yazarın ifadesiyle ‘King of the Kings,Conqueror Sultan Mehemmed Khan’ devri. (Kralların Kralı Fatih Sultan Mehmet Han.) Kul hakkı yok. Esnafa gidildiğinde az bir alış verişten sonra seni komşuya gönderiyor; ‘daha siftah yapmadı’ sebebiyle. Yapılan yardımın sağ elinin verdiğinden sol elin haberi yok. İŞTE İSLAM!
ŞİMDİ: Elinde bir torbayla tanıdık dükkânların önünden geçerken bazı esnaf güceniyor, alışverişin kendisiyle yapılmadığı için. NEREDE İSLAM!
DEVİR 17. asır: Kuş hastaneleri, aç hayvanları beslemek için vakıfların olduğu devir. Fransız seyyah diyor: ‘İstanbul’da hangi semtte olduğunuzu ayırt etmenin bir yolu var: ‘Eğer kedi gelip size mırlıyorsa Müslüman yok kaçıyorsa gayrimüslim bir semttesiniz. Peygamberlerinin hayvanların emanetinin kendilerinde olduğu biliciyle şefkat gösteriyorlar…’ İŞTE İSLAM!
ŞİMDİ: Zavallı köpekler insanların korkusundan geceleri geziyor, hayvanlar aç,
bir deri bir kemik. İnsanın ağlayası geliyor. Bahçe önüne koyduğunuz su ve yiyecek kaplarına taş dolduruluyor. Epeyi araba çarpması, çocukların taşlamasıyla sakat ve/veya ölüyor. Yiyecekler çöpte. NEREDE İSLAM!
DEVİR eski: 1.Elizabeth – Londra balçık, insanları hastalık sahibi. Tertemiz İstanbul’dan, Kanuniden sağlık heyeti istenir; imdat! Herkes temiz, sokaklar temiz yakın zamana kadar. Şimdi ters, sokaklara atılan çöpler. Nerede ‘temizlik imandandır!’
19. ve 20. asır: Her birey vatanını savunuyor. Ölüyor! Davalar farklılaşıyor: Sağ-sol, alevi-sünni vesaire. Kavga gürültü! Davasını güdüyor! YAZIK zaman kaybı, tehlikeye açılan yelken!
Gelişmiş ülkeler sevmese bile karşı görüşe saygı duyuyor. Hak – hukuk var. Bizde üzülerek kaydedeyim menfaatlerin hâkim olduğu bir devir. Devleti yönetenlerimizin
işi zor. Eğitim illaki eğitim! Yukarıda belirttiğim gibi yardımlar dahi reklama yönelik. Çünkü genellikle reklam niyetiyle veya karşılığını almak için rüşvet olarak yapılıyor. Rüşvet, yalan, boş konuşma, tutamayacağın sözü verme, kibir, say say bitmez hepsi haram hepsi günah.
Düşünebiliyor musunuz? Doğru olan bir şeyin doğru olduğunu biliyor da doğru diyemiyorsa bazılarımız, nasıl bir dava adamı olabilir ki. Dava adamıyım demese mesele yok ama öyle bir hava esiyor ki herkesin ağzında bir dava ve dava adamı sözü! O halde neyin davasını güdüyorlar yorumu siz sayın okuyucularıma bırakıyorum.
Neden tarihin derinliklerine indim izah edeyim: Hep derler ya kıyamet öncesi Müslüman toplumu iyice bozulacak. Deccal gelecek, Mehdi gelecek.
YORUM: Henüz tam bozulmadık, bazılarımızın duası, yüzü-suyu hürmetiyle ayaktayız. Tam dava adamımız da var, dürüstümüz de, çalışkanımız da, fikir adamımız da, vatan millet Sakarya türküsü söyleyenimiz de!
Bu durumda 500 senede bu kadar bozulduysak, düşmanlarımız tarafından çepeçevre sarılmış vaziyette – etrafımızdan kaynaklanan bütün olumsuzluklara, kültür emperyalizmine karşı bunca asırdır direnebildiysek, kıyametin kopmasına daha çok yüzyıllar var demektir bu.
Nereye gidiyoruz? Uyan ey necip ve asil Milletim! Aslına, asaletine ve dinine dön ki demokrasi, insan hakları, saygı, sevgi, hak-hukuk, merhamet oluşsun. Batının bizden öğrendiği değerlerimizi geri alalım. Dön ki Yöneticilerimizin memleketimizin gelişmesi, modernleşmesi, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinin gerçekleşmesi için çalışmalarına destek olasın!
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
28 Temmuz 2022 Köşe Yazarları
28 Temmuz 2022 Köşe Yazarları