logo

KARDEŞLİK HUKUKU

Hukuk, “hak” kelimesinin çoğuludur. Gerçek, sabit, doğru, varlığı kesin olan şey” anlamlarında isimdir. Bâtılın zıddıdır. İslâmî kaynaklarda hak kelimesi “korunması, gözetilmesi ya da sahibine ödenmesi gerekli olan maddî veya mânevî imkân, pay, eşya ve menfaatler; görev, sorumluluk, borç” gibi anlamlarda da kullanılmıştır. (TDVislam Ansiklopedisi)

Yüce Allah (c.c) Hucurât suresi ayet 10 da: “Mü’minler ancak kardeştirler”… buyurularak bütün müminlerin din kardeşi olduklarını ilan etmiştir. Bu sebeple kardeşler arasında var olan hak ve hukukun hem maddi men de manevi olanları vardır. Yazımızın yayınlandığı platform dikkate alındığında, takdir edersiniz ki, bunların tamamına yer vermemiz oldukça zordur. Ancak, tam da bu konu ile alakalı Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadisleri yazımızın omurgasını oluşturmaktadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s), şöyle buyuruyor: “Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak, davete icabet etmek ve aksırana dua etmek.”Buhârî, Cenâiz, 2. Şimdi bunları kısa kısa açıklayalım ve maddeleştirelim.

1- Selam vermek ve almak;

Selam vermek ve almak iki müminin birbirine gönülden dua etmesidir. Güven ve huzur vâdetmesi, var olan kardeşliği ve dostluğu güçlendirmesidir.

2- Hastaları ziyaret etmek;

Hasta kardeşimizi yalnız bırakmamak, maddi ve manevi destekte bulunmak ve şifa dilemek bir kardeşlik hukukudur. Allah rızası için hasta ziyaretinde bulunan müminler için melekler şöyle dua ederler: “Ne iyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yerin yuvan olsun.” Tirmizi, Birr, 64.

3- Cenazelere katılmak;

Tanıdık olsun ya da olmasın, gördüğümüz cenazelerin namazını kılmak, onun için hüsn-i şehadette bulunmak, defnetmek ve yakınlarına taziyede bulunmak hem dini hem de insani bir vazifedir. Cenaze namazı farz-ı kifayedir.

4- Davetlere katılmak;

Davet deyince sadece yemekli bir oturum ve ortam anlaşılmamalı. Bir konunun görüşülmesi, bir sorunun halledilmesi veya bir istişari bir toplantı daveti olabilir. Şartlar ve imkânlar ölçüsünde davet olunan yere icabet etmek kardeşlik hukukunun bir gereğidir.

5- Aksırana dua etmek;

Aksırma, burun yollarında gelişen ve beyincikteki reflekse bağlı olarak ağızdan ve burundan soluk boşalmasını sağlayarak burundaki yabancı maddeleri temizleyen, esnemenin aksine insanda zindelik meydana getiren bir hadise olduğundan sağlık belirtisi kabul edilmiş ve İslâm’da bazı muaşeret kurallarına bağlanmıştır.

Hz. Peygamber üçe kadar aksırmanın sağlık, fazlasının ise nezle belirtisi olduğunu söylemiştir (Tirmizî, “Edeb”,5). Aksırma “Allah’ın sevip lutfettiği bir nimet” olduğu için (Buhârî, “Edeb”, 125; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 89; Tirmizî, “Edeb”, 6) her nimet gibi ona da şükretmek gerekmektedir. Bunun için aksıran kişi ya “elhamdülillâh” veya “elhamdülillâhi alâ külli hâl” demelidir. Aksırırken ağzı elle veya mendille kapatmak sünnettir.

Aksıran kişinin “elhamdülillâh” demesi halinde yanında bulunanlardan birinin ona “yerhamükellah” (Allah sana rahmetiyle muamele etsin) diye dua etmesi ve aksıranda, bu defa “yehdikümullah ve yüslihu baleküm” ‘Allah sizlere hidayet eylesin ve hâlinizi, işinizi de iyileştirsin’ desin.” Buhârî, Edeb, 126.

Bu, İslâm’ın muaşeret kurallarından sayılmıştır. Buna teşmîtü’l-âtıs denilmektedir. Hatta teşmît, müslümanın müslüman üzerindeki haklarından kabul edilmiş ve bu hakkın dünyada yerine getirilmediği takdirde kıyamet gününde talep edileceği bildirilmiştir. (TDV. İslam Ansiklopedisi)

Tabiki, kardeşlik hukuku bu beş madde ile sınırlı değildir. En yakınlarımızdan başlayarak dünyanın dört bir yanında bulunan bütün din kardeşlerimize karşı maddi ve manevi görevlerimiz ve sorumluluklarımız bulunmaktadır.

Kardeşlik hukukunda; sevinç ve kederlerin paylaşılmasından tutunda, emri bil- maruf ve nehy-i anil münker’e (iyiliği emir kötülüğü yasaklama) varıncaya kadar çok geniş bir alanı kapsadığını söyleyebiliriz.

İnsan olmak, şükrü gerektirir. Mü’min insan olmak daha fazla şükrü gerektirir. Çünkü, Mü’min insan haddini ve hukukunu bilen ve kardeşlerinin hukukuna riayet edendir.

Ali Rıza Tahiroğlu

DİB. Başkanlık Müftüsü

Share
611 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

8+1 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KAHRAMANLIK

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Kahramanlık, insanlık tarihi boyunca saygı duyulan ve aranan bir özelliktir. Farklı kültürlerde ve zamanlarda farklı şekillerde tanımlanmış olsa da kahramanlık özünde cesaret, özveri ve başkaları için fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir. Kahramanlık, cesaret, fedakârlık, özveri ve olağanüstü başarılarla tanımlanan bir kavramdır. Kahramanlık, toplumun veya bir bireyin güçlü değer yargılarını sergileyerek belirli bir amacı veya ideali gerçekleştirme çabasıdır. “Kahraman” sözcüğü Türkçeye, Farsçadan girmiştir. Kahramanlık genellikle zorlu k...
  • Develi’de Kuvâ-yi Milliye Harakatının İlk Kıvılcımını Yakan Posta Görevlisi

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Develinin ilk atlı posta nakil arabası. Develi'de lojistik posta hizmetlerinin öncüsü Aşşa Everekli Arabacı Mevlüt Efendi posta ve telgraf idaresinden aylık otuz dokuz liraya EVEREK postasının ihale ile almış olup; Pazar, Salı, Perşembe günleri haftada üç gün akşamdan Everek'ten yola çıkar Yavaş ve İncesu istikametinden Kayseri'deki Sivas Hanı'nda (Kiçikapı'daki Sivas Oteli) birkaç saat kestirir (uyur). Posta idaresinin açılması ile EVEREĞİN posta torbasını alır. Esnafın ismariçini de (siparişini alır) toplar ve düşer yola. Ambar, İncesu, Yava...
  • ORUÇ İBADETİ VE BİZE KAZANDIRDIKLARI

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Oruç kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Arapçısı ''savm'' veya ''sıyam'' dır. Sözlük anlamı; bir işten kendini tutmak, nefsini engellemektir. Bu iki kelime ve türevleri Kur'an-ı Kerimde on dört yerde geçer. Orucun İslam dinindeki terim anlamı ise; tanyerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar oruç tutmaya niyet ederek ve oruçlu olduğunu bilerek yemekten, içmekten ve cinsi temastan uzak durmaktır. Oruç, İslâm’ın beş şartından biridir. Ramazan orucunun farziyeti Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir. Orucun farz...
  • YAPAY ZEKÂ NEDİR?

    06 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Yapay zekâ (YZ) veya İngilizce adıyla Artificial Intelligence (AI), makinelerin insan benzeri zekâ görevlerini gerçekleştirebilme yeteneğidir. Bu görevler arasında öğrenme, problem çözme, karar verme, algılama, dil anlama ve üretme gibi bilişsel (Zihinsel) işlevler bulunur. Kısacası, yapay zekâ, bilgisayarların ve makinelerin "düşünmesini" ve "davranmasını" sağlayan bir teknolojidir. En basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olar...