Son Dakika
Bugün 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü”dür. Ülkemizde de kutlanan bu mücadele günü nasıl ortaya çıkmıştır? Neden her yıl kutlama ihtiyacı duyulmuştur? Bu konuyu bilmemizde fayda var.
25 Kasım’ların “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edilmesinde trajik bir olay yer almış ve şöyle gelişmiştir. Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden Patria, Minerva, Maria Mirabel isimli üç kız kardeş, 25 Kasım 1960 tarihinde, cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret dönüşü, yolda arabalarının önü kesilerek durdurulmuştur. Mirabel kardeşler, arabadan indirilerek tecavüz edilmiş ve vahşice öldürülmüştür. Bu olayın ardından tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı kampanyalar düzenlenmiştir.
1981 yılında yapılan Kadınlar Kongresinde, Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım’ı, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü” olarak ilan edilmiştir.
Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler de, 17 Aralık 1999 tarihinde, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesine karar vermiştir. Bu karara bağlı olarak ülkemizde de her yıl 25 Kasım’da bu gün kutlanmaktadır.
Kadına yönelik şiddet; Kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurma amacıyla yapılan, tehdit, dayatma, fiziki şiddet ve kontrol içeren her türlü eylemdir. Uzmanlar kadına yönelik şiddeti, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet ve fiziksel şiddet olarak dört ana başlıkta toplamaktadır. Yapılan araştırmalarda kadının en çok yakın sosyal çevresinden ve ailesinden şiddet gördüğünü ortaya koymaktadır.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet üzerine yapılmış araştırma sayısı oldukça sınırlıdır. Bu araştırmalarda da her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığı belirtilmektedir. Şiddet toplumsal bir sorundur. Bir haftadır Türkiye gündemine oturan “Cinsel İstismar Yasa Tasarısı” yoğun tepkiler sonucu geri çekilmek zorunda bırakılmıştır. Bu tepkilerin ülkemizde önemli bir sorun haline gelen kadına şiddet konusunda da gösterilmesi gerekmektedir.
Günümüzde de kadın cinayetleri ve kadına şiddet olaylarını her gün gazetelerde okuyor veya televizyonlarda izliyoruz. Yapılan bir araştırmada ülkemizde 2002- 2015 yılları arasında öldürülen kadın sayısı 5.046 olduğu belirtiliyor. Her geçen gün de bu sayı azalacağı yerde artarak devam ediyor. Pekiyi bu cinayetler neden işleniyor? Maalesef ülkemizde, kadın dövmeyi güç gösterisi ve erkeklik sanan, boşandığı karısını kıskanan sadist ruhlu insanlar oldukça bu sayı hiçbir zaman azalmayacak gibi görülüyor.
Yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin toplumsal duyarlılığın yetersiz olması ve bu durum karşısında devletin caydırıcı önlemler almaması, istatistikî verilerde görüleceği gibi, kadın cinayetlerinde büyük bir artışın yaşanmasında rol oynamaktadır. Şiddet, sadece şiddeti gören tarafından değil toplumun tüm kesimi tarafından ele alınması gerekmektedir. Ayrıca bu sorun kadının ve toplumun gelişmesine de engel olmaktadır.
Kadına şiddet konusunda yeni stratejiler geliştirilerek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu konuda deneyimi olan kadın kuruluşları ve akademisyenlerin fikirleri bir araya getirilmeli ve hükümet tarafından da acilen bu düzenlenme desteklenmelidir.
Sonuç olarak kadınların ne kadar narin, zarif ve ince ruhlu olduklarını unutmadan onları biraz daha anlamaya çalışalım ve kadınlarımıza sahip çıkalım. Peygamberimiz bir hadisinde “Sizin hayırlınız, kadınlara iyi davranandır” diye söylemiştir. Biz de kadınlarımıza iyi davranalım.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
10 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
10 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları