Son Dakika
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünün üzerinden tam 60 yıl geçti.
Bu süre içinde devletler ve toplumlar nezdinde insan onuruna sahip çıkma adına demeçler verildi, zalim ve dışlayıcı güçlerle mücadele edildi.
Ancak akıl almaz bir kibirle dünyanın yasalarına meydan okuyan emperyalist devletler yalanlar ve yanlışlar üzerine kurulu düzenlerini sürdürebilmek için insan aklının zayıflıklarından da yararlanarak kendi mutluluklarını sağlamlaştırmak için ülkeleri sömürdü, yakıp yıktı, milyonlarca insan savaşlarda ya öldürüldü ya da tutsak edildi. Ve hala tüm hızıyla aynı zulüm devam etmektedir. Çevremize bir bakın. Ortadoğu, Filistin halkı ateş çemberi içinde. Yakıp yıkıyorlar. Bu zalimler insan kanından ve insan emeğinden besleniyor. Adalet nedir bilmiyor. Bunların ahlakı materyalist bir zihniyetin şeytani fıtratla birleşmesi sonucunda : “Her şey maddedir. O halde onun ardından git, hilekâr, hırsız, katil ol, senin babanın yasası budur,” zihniyeti ile şekillenmiştir. Bu emperyalistlere göre dünyada sözü geçer olmak büyük bir sermaye olarak algılanıyor ve yok olması da istenmiyorsa dilediğin yapacaksın, yoksa tek başına adalet sizi fazla ileriye götüremez.
İşte evrensel mutsuzluğun müsebbibi olan, kötülüğün çocuklarının yasası bunlardır. İnsanları her şeye inandıran, iradelerinin oluşmasına engel olan, baskın kararlarıyla, zalim ve dışlayıcı uygulamalarıyla insanlığa zulüm yapan emperyalistlerin zihniyeti budur. Peki, bu zihniyet daha ne zamana kadar sürecek? Tüm yaşamı acılarla dolduran bir dünyaya ne zamana kadar egemen olacak? Kendi gücüne terk edilmiş insanların onurları ne zamana kadar sahipsiz kalacak? İnsanları mutlu edecek bir dünya ne zaman kurulacak? İnsanların bir kısmı mutluluklar içinde yaşarken bir kısmı sürgün gibi mi yaşayacak? Tüm isteklerin yerine gelmiyor diye, kendi çıkarların için insanları sömürmek niye? Evrende en önemli olan şey insanın mutluluğu değil mi? Bu mutluluğa sahip olanların sahip oldukları şeye sahip olmayanların da hakkı da değil mi? Elbette hakkı.
Netice olarak: Yirmi birinci yüzyılda, insanoğlu egemen sınıfların, emperyalist devletlerin sloganları altında ezilmek ve onların zulümleri altında mahkûm olmak istemiyor. İnsana acı ve ıstırap veren yaşamdan kurtulmak istiyor. Bu dünyanın gürültüsünden, baş döndürücü savaşlarından insanlık kurtulmak istiyor. Çarpışmadan yenmenin, fazilete karşı hakaretin, yaşamak isteyene karşı öldürmenin kabul gördüğü bir dünyada yaşamak istemiyor artık insanlık. Bütün olumsuzluklardan arınmış, bütün olumsuzlukların karşıtı bir dünya düşlüyor insanoğlu. Yükselmenin ve gururun hazzını tüm insanlıkla birlikte tatmak istiyor. İnsanı insan yapan değerlerle birlikte yaşam mücadelesi vermek istiyor insanoğlu. Gerçek bir yaşam sürmek için engellerden kurtulmanın yolunu arıyor insanlık.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
06 Mart 2025 Köşe Yazarları