Son Dakika
Bu hafta önemli günler içerisinde yer alan ünlü Türk İslam filozofu ve hekimi İbni Sina hakkında yaptığım araştırmayı aktarmak istiyorum.
Gerçek adı Ebu Ali el Hüseyin İbni Abdullah İbni Sina el Belhi olan İbni Sina’yı çağdaşları Şeyhü’l- Reis, öğrencileri Reis, batı dünyasının ise Avicenna adıyla tanımaktadır. İbni Sina, her ne kadar hekim olarak şöhret yapmışsa da matematik, astronomi, fizik, kimya, jeoloji, felsefe, teoloji, şiir ve müzik onun dehasıyla zenginleşmiştir.
İbni Sina, 17 Ağustos 980 tarihinde, bugünkü Özbekistan sınırları içinde yer alan Buhara yakınlarında bulunan Afşana (Efşene) kentinde dünyaya gelmiştir. İbni Sina’nın babası Abdullah İbni Sina, saygın bir bilim adamı olup, yüksek rütbeli memurluk yapmıştır. Oğlu İbni Sina’yı çok küçük yaşlarda özel dersler verdirilerek yetiştirmiş ve matematik, hukuk, mantık, felsefe ve tıbbı çok küçük yaşta öğrenmesini sağlamıştır.
Buhara’da iyi bir eğitim gören İbni Sina, olağan üstü zekâ ve hafızası ile henüz 10 yaşında Kuran-ı Kerim’i ezberlemiştir. Kuşyar adlı bir doktorun yanında okuduğu tıp kitapları sayesinde tıpta yoğunlaşmaya başlamıştır. İbni Sina kısa bir süre devrin filozofu Natili’den de dersler almıştır. Aldığı eğitim ve olağanüstü zekâsı sayesinde bilgi düzeyi, 14 yaşına geldiğinde kendisine ders veren öğretmenlerini bile geçme düzeyine gelmiştir. 17 yaşına geldiğinde ise bir hekim olarak şöhret kazanmıştır.
İbni Sina, 18 yaşındayken Samani Hükümdarı Nuh bin Mansur’un hastalığını tedavi etmiştir. Bu olayın ardından kendisine saray kitaplığından faydalanmasına izin verilmiştir. İbni Sina bu kitaplıktan yararlanarak bilgisini çok daha genişletmiş ve kendini geliştirmiştir. Bir süre sonra babası ve Samani hükümdarı ölünce Harizm’e gitmiştir. Burada hekimler ve filozoflarla tanışmıştır.
İbni Sina adını daha çok tıp ile duyursa da felsefe, matematik, fizik, kimya, müzik, astronomi gibi bilgi ve becerilerle donanımlıdır. Matematik konusunda matematik terimlerinin manaları, astronomi alanında ise duyarlı gözlemler yapma ile ilgilenmiştir. Tüm bunlardan dolayı da kendisine “Bilginlerin Hükümdarı” denilmiştir.
İbni Sina, Tıp alanında yaptığı çalışmalar ve incelemeler sonucunda hastalıklara sebep veren gözle görülmeyen yaratıklar olduğunu yani mikroplar olduğunu fark etmiştir. Mikroskop ‘un olmadığı bu dönemde böyle bir şeyin iddia edilmesi ise çok dikkat çekicidir. Ayrıca İbni Sina, o dönem bilinmeyen hastalıkları keşfetmesi nedeniyle tıp dalında çığır açmıştır.
İbni Sina, 1037 yılında İran’ın Hamedan kentinde mide rahatsızlığı yüzünden vefat etmiştir.
İslam düşünce tarihinin en büyük isimlerinden olan İbni Sina’nın bu seçkinliği, birçok yönden özgünlük taşıyan, ayrıntılı ve mükemmel bir sistemle sunulmuş felsefesinden ileri gelmektedir. İbni Sina, ilahiyattan ahlak ve siyasete kadar felsefenin o dönemdeki bütün disiplinlerini ele almış, ayrıca başta tıp olmak üzere, pozitif bilimlerde de söz sahibi olmuştur. Elli yedi yıl gibi kısa sayılabilecek bir ömre, birçok bilimsel ve felsefi çalışmanın yanı sıra devlet adamlığını da sığdırmıştır.
İbni Sina, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Tıpla ilgili birçok eser kaleme almıştır. Bunlar arasında özellikle kalp-damar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir. Ancak, İbni Sina dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve batı ülkelerinde 16. yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19. yüzyılın başlarına kadar okunmuş ve kullanılmış olan “El-Kânûn fî’t-Tıb” (Tıp Kanunu) adlı eseri akla gelmektedir. Değişik konular üzerine 240’ı günümüze kadar gelen 450 kadar makale yazmıştır.
Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin birinci kitabı, anatomi ve koruyucu hekimlik, ikinci kitabı basit ilaçlar, üçüncü kitabı patoloji, dördüncü kitabı ilaçlarla ve cerrahi yöntemlerle tedavi ve beşinci kitabı ise çeşitli ilaç terkipleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.
Avrupa’da Avicenna olarak tanınan büyük Türk filozofu, bilgini ve hekimlerin piri olan İbni Sina, ülkemizde 1983 yılında alınan bir kararla doğum gününü de içine alacak şekilde “İbni Sina Haftası” olarak her yıl kutlanmaya başlanmıştır.
2017 yılında, 17 Ağustos Perşembe -23 Ağustos Çarşamba günleri arasındaki hafta, İbni Sina Haftası olarak ülkemizde kutlamalar yapılacaktır. Bu haftada düzenlenecek etkinliklerde gelecek nesillere de ünlü ve bir o kadar da önemli bilim adamımıza sahip çıkılması hedeflenmektedir. Bu hafta nedeniyle çocuklarımıza ve gençlerimize İbni Sina’yı mutlaka tanıtalım. Yazımı onun söylediği dizeleriyle bitirmek istiyorum.
“Kapkara toprağın derinliklerinden Zühal yıldızına kadar evrende karşılaştığım tüm sorunları çözdüm. Tüm bağlar çözülmüş yalnız biri kalmıştı geriye, o da ölümün bağıydı işte.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
20 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazarları