logo

Hz. Peygamberin Teçhiz, Tekfin ve Tedfini

Hz. Ebu Bekir’e biat etmek istemeyenlerin ortaya sürdüğü nedenlerden biri Hz. Ali’yi halifeliğe en layık olarak görüyor olmalarıydı. Bu görüşlerini de şöyle ifade etmekteydiler: “ İlk Müslümanlardan olan Hz. Ali, Hz. Peygamber’in en yakınıdır. Hz. Peygamberin amcazadesi olması yanında aynı zamanda damadıdır. Yani Hz. Fatıma’nın eşidir. Rasulullah(s.a.v.) Hz. Ali ve Ehl-i Beyti hakkında hiç kimse için söylemediği övücü ve muhabbet ifade eden hadisler zikretmiştir. Nitekim vefatından kısa bir süre önce Hz. Peygamber (s.a.v), Hz. Ali’yi kucaklayıp bağrına basarak gözlerinin arasını öpmüş ve şunları söylemiştir: “Ey Müslümanlar, bu benim kardeşimdir, amcamın oğludur. İslam’a ilk inananlardandır, damadımdır. Bunun eti benim etimdir, kanı benim kanımdır. Bu, cennet gençlerinin iki ulu yiğidi olan Hasan ve Hüseyin’in babasıdır. Bu, sıkıntılarımı giderendir. Bu, Allah’ın yeryüzündeki aslanıdır. Düşmanlarına karşı Allah’ın kılıcıdır. Allah’ın ve lanet edenlerin laneti buna buğuz edenlere olsun. Allah’a ant olsun ki ben ona buğuz eden kişiden uzağım, o da benden uzaktır. Allah’tan ve benden ayrılmak, uzaklaşmak isteyen, bu hale düşmeyi seven kişi, Ali’den uzaklaşsın. Burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin.”
Hz. Ali de kendisini Rasulullaha olan manevi bağlılığı ve en yakını olduğunu düşünerek Hz. Peygamberin mirasına, nüfuz ve kudretine tabii bir varis olarak görüyordu. Çevresinde bulunan akrabaları yani Abbas ailesi ile bazı sahabeler de Hz. Aliyi bu düşünce istikametinde yönlendiriyorlardı. Çünkü Hz. Ali seçilmediği takdirde tüm makam ve mevki beklentilerinin, nüfuz ve kudretlerinin kendilerine verilmeyeceğini biliyorlardı. Hz. Ali, Hz. Abbas ve taraftarları bu içe kapanmış hissiyatın hüznünü yaşarken; Medine’de güneş battıktan sonra küçük zeytinyağı kandillerinin ışığı ile hurma yaprağı ateşinin aydınlığında Hz. Ebu Bekir’e biat devam ediyordu. Bu sırada Hz. Peygamberin mübarek cansız bedeni henüz yattığı küçük odada adeta unutulmuş bir vaziyetteydi. Odada yalnız hanımları ve yakın akrabaları bulunuyordu. Müslümanlar kendi gelecekleri adına endişelerini yaşarken Hz. Peygamber(s.a.v)’in mübarek bedenini kendi ailesinden başka düşünen olmamıştı. Cenaze başında Hz. Ali, Hz. Abbas ve azatlı kölelerinden başka hüzünlü kimse yoktu. Çok hüzünlü ve endişeli bir şekilde yapayalnız kaldılar. Perişan ve müteessir bir halde Rasulullah’a karşı son görevlerini ifa etmek üzere harekete geçtiler. Rasulullah’ın vefat ettiği küçük odada kapalı kalarak dışarıda cereyan eden olaylardan uzak durdular. Hz. Ebu Bekir’in takdire şayan bir cesaret ve dâhiyane bir basiret göstererek ümmeti meydana gelecek en büyük fitneden kurtarmasına karşılık; halife seçiminde yaşanan olaylar karşısında infial hissine mağlup olarak cenazenin teçhiz, tekfin ve tedfinini gizli bir şekilde ifa etmeye karar verdiler. Rasulullah’ın hanımlarını da cenaze mahallinden uzaklaştırdılar. Gizli bir şekilde geceleyin cenazeyi yıkadılar. Duyulma korkusuyla mezarı Hz. Aişe’nin yatak odasında vefat ettiği noktada kazdılar.

(Devam edecek)

Share
2.795 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

8+7 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KAHRAMANLIK

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Kahramanlık, insanlık tarihi boyunca saygı duyulan ve aranan bir özelliktir. Farklı kültürlerde ve zamanlarda farklı şekillerde tanımlanmış olsa da kahramanlık özünde cesaret, özveri ve başkaları için fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir. Kahramanlık, cesaret, fedakârlık, özveri ve olağanüstü başarılarla tanımlanan bir kavramdır. Kahramanlık, toplumun veya bir bireyin güçlü değer yargılarını sergileyerek belirli bir amacı veya ideali gerçekleştirme çabasıdır. “Kahraman” sözcüğü Türkçeye, Farsçadan girmiştir. Kahramanlık genellikle zorlu k...
  • Develi’de Kuvâ-yi Milliye Harakatının İlk Kıvılcımını Yakan Posta Görevlisi

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Develinin ilk atlı posta nakil arabası. Develi'de lojistik posta hizmetlerinin öncüsü Aşşa Everekli Arabacı Mevlüt Efendi posta ve telgraf idaresinden aylık otuz dokuz liraya EVEREK postasının ihale ile almış olup; Pazar, Salı, Perşembe günleri haftada üç gün akşamdan Everek'ten yola çıkar Yavaş ve İncesu istikametinden Kayseri'deki Sivas Hanı'nda (Kiçikapı'daki Sivas Oteli) birkaç saat kestirir (uyur). Posta idaresinin açılması ile EVEREĞİN posta torbasını alır. Esnafın ismariçini de (siparişini alır) toplar ve düşer yola. Ambar, İncesu, Yava...
  • ORUÇ İBADETİ VE BİZE KAZANDIRDIKLARI

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Oruç kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Arapçısı ''savm'' veya ''sıyam'' dır. Sözlük anlamı; bir işten kendini tutmak, nefsini engellemektir. Bu iki kelime ve türevleri Kur'an-ı Kerimde on dört yerde geçer. Orucun İslam dinindeki terim anlamı ise; tanyerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar oruç tutmaya niyet ederek ve oruçlu olduğunu bilerek yemekten, içmekten ve cinsi temastan uzak durmaktır. Oruç, İslâm’ın beş şartından biridir. Ramazan orucunun farziyeti Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir. Orucun farz...
  • YAPAY ZEKÂ NEDİR?

    06 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Yapay zekâ (YZ) veya İngilizce adıyla Artificial Intelligence (AI), makinelerin insan benzeri zekâ görevlerini gerçekleştirebilme yeteneğidir. Bu görevler arasında öğrenme, problem çözme, karar verme, algılama, dil anlama ve üretme gibi bilişsel (Zihinsel) işlevler bulunur. Kısacası, yapay zekâ, bilgisayarların ve makinelerin "düşünmesini" ve "davranmasını" sağlayan bir teknolojidir. En basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olar...