Son Dakika
Hz. Peygamber(s.a.v) vefat ettiğinde ne altın ne gümüş ne köle ne cariye bırakmadığını nakleden rivayetler vardır. Buharı ve îbn Sad’daki bir hadise göre; Hz. Peygamber geriye sadece silahı ile beyaz katır bırakmıştır. Maverdî’de, O’nun geriye; develeri, giyim eşyaları, yüzüğü, bazı aletleri, kılıç ve zırhının kaldığı, kaydedilir. Ferrâ bunlara ilave olarak O’na ait bir bayraktan da bahseder. Şüphesiz ki hanımlarının kullanmakta oldukları evleri ile ev eşyalarını bunlardan hariç tutmak gerekir.
Bunlardan başka Hayber’in fethinden sonra ganimet olarak alınan ve yarısı Hz. Peygamber’e tahsis edilen arazi vardı. Bu şöyle oldu: Hz. Peygamber, Hayber’in fethinden sonra Ensar’dan Muhayyesa b. Mes’ûd’u Fedek halkını İslâm’a davet için gönderdi. Fedek halkı topraklarının yarısı karşılığında Resûlullah ile anlaşmak istediler. Resûl-i Ekrem, Müslümanların istedikleri zaman Yahudileri çıkarmaları şartıyla bunu kabul etti. Böylece Fedek savaş yapılmadan ele geçirildiği için arazisinin yarısı Hz. Peygamber’e tahsis edildi. Resûlullah buradan elde edilen geliri amme işlerine, yolcu ve misafirlere, ayrıca ailesine sarf ederdi.
Hz. Peygamber’in vefatı üzerine hanımları Resûl-i Ekrem’in Hayber ve Fedek’teki hisselerinden miraslarını almak için Hz. Osman’ı Hz. Ebû Bekir’e gönderdilerse de Hz. Âişe onlara Resûlullah’ın, “Biz peygamberler miras bırakmayız, bizim bıraktıklarımız sadakadır”, dediğini söyledi. (Buhârî, “Meġâzī”, 14, 38.
Hz. Ebû Bekir’in Hz. Fâtıma’ya babasının mirasını vermediğine dair bir başka rivayet daha vardır. Bu rivayette, Hz. Fâtıma’nın Fedek hurmalığını Resûlullah’ın kendisine hibe ettiğini söylemesi üzerine Hz. Ebû Bekir’in Hz. Fâtıma’dan şahit istediği, onun da Hz. Ali ile Ümmü Eymen’i şahit gösterdiği, halifenin Hz. Ali’nin şahadetini Hz. Fatıma’nın kocası olması sebebiyle geçerli saymadığı, sadece Ümmü Eymen’in şahadetini de yeterli görmediği belirtilmektedir. Babasından kalan mirası alamayan Hz. Fâtıma’nın ashabı toplayarak onların huzurunda uzun bir konuşma yaptığı, Kur’ân-ı Kerîm’deki miras âyetlerini okuyup halifeyi onlara şikâyet ettiği, kendisine yardımcı olmadıkları için de sitemde bulunduğu, bunun üzerine Hz. Ebû Bekir’in Resûlullah’a olan bağlılığını dile getirerek peygamberlerin miras bırakmayacaklarına dair hadisi ondan bizzat duyduğunu belirttiği, buna karşılık Hz. Fâtıma’nın peygamberlerin miras bıraktığına dair âyetler (en-Neml 27/16; Fâtır 35/32) okuyarak ona itiraz ettiği yolunda rivayetler de vardır.
Hz. Ömer, anlaşmalara bağlı kalmayıp müslümanlar aleyhinde faaliyette bulundukları için Yahudileri Fedek’ten çıkarmaya karar verince Ebü’l-Heysem Mâlik b. Teyyihân, Sehl b. Ebû Hasme ve Zeyd b. Sâbit’i oraya gönderdi. Bunlar Fedek topraklarının yarısının değerini tespit ettiler. 50.000 dirhemin üzerinde olduğu sanılan bu miktarı Hz. Ömer ödedi ve Yahudileri yine İslâm sınırları içinde bulunan Suriye tarafına gönderdi. Böylece Fedek gelirinin yarısı beytülmâle geçti, diğer yarısının harcanmasına da Hz. Peygamber devrinde olduğu gibi devam edildi.
Halife Hz. Ömer Fedek’i Hz. Fâtıma’nın mirasçılarına vermek istediyse de Hz. Ali ile Abbas arasında anlaşmazlık çıktığı için arazi yine beytülmâle kaldı. Muâviye Fedek’i Mervân b. Hakem’e tahsis etti. Mervân da burayı iki oğlu Abdülmelik ile Abdülazîz’e bağışladı. Daha sonra Ömer b. Abdülazîz’e ve Abdülmelik b. Mervân’ın iki oğlu Velîd ile Süleyman’a intikal etti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
10 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
10 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları
05 Ağustos 2022 Köşe Yazarları