Son Dakika
Hicretin on birinci yılının Rebiu’l-Evvel ayının Pazartesiye denk gelen on ikinci günü idi: yani miladi 632 Haziranın sekizinci günü.
O sabah erkenden Hz. Peygamberin ateşi düştü ve çok güçsüz olmasına rağmen ezan okununca Mescide gitmeye karar verdi. Mescide açılan perde kaldırıldı. Rasulullah’ın Hz. Aişe’nin evinin kapısının yanında ayakta durduğu görüldü. O sırada namaz kılmakta olan cemaat Peygamberi görmekten mütevellit sevinçlerinden neredeyse namazı bırakacaklardı. Fakat Rasulullah onlara devam etmelerini işaret etti. Bir süre onları seyretti ve namazlarındaki içtenliği görünce yüzü sevinçten parlıyordu.
Enes b. Malik diyor ki: “Rasulullah’ın yüzünü o andaki kadar hiç böyle güzel görmemiştim.” Hz. Ebu Bekir Rasulullah Mescide geldiğinde namazı kıldırıyordu.
Peygamberin huzurundan mütevellit ashaptaki heyecanı hissedince mameti Rasulullaha teslim edecek gibi oldu. Fakat Rasulullah devam etmesini işaret ederek namazını bitirmesini istedi. Bazı rivayetlerde Rasulullah’ın Hz. Ebu Bekir’in arkasında durarak oturduğu yerden namazını tamamladığı zikredilmektedir.
Hz. Peygamber Fadıl ve Sevban’ın yardımıyla Hz. Aişe’nin odasına döndü. Hz. Ali ve Hz. Abbas da oraya kadar peşlerinden gittiler fakat çok kalmadılar. Dışarı çıktıklarında oradan geçen bazı sahabeler Hz. Ali’ye, Hz.Peygamberin nasıl olduğunu sordular. Hz. Ali de :“ Allah’a hamdolsun durumu iyi “ dedi. Fakat soranlar gittikten sonra Hz. Abbas, Hz. Ali’nin elini tuttu ve “: Yemin ederim ki, kabilemden adamaların yüzlerinde gördüğüm gibi Allah’ın Rasulünün yüzünde de ölümü fark ettim. Gidelim ve onunla konuşalım. Eğer hüküm /idari görev bizim üstümüze yüklenecekse, ondan insanlara bize iyi davranmalarını söylemesini isteyelim” dedi. Fakat Hz. Ali sormam, çünkü hâkimiyeti bizden o alırsa, ondan sonra asla kimse onu bize vermez” dedi.
Hz. Peygamber(s.a.v.) odasında başını Hz. Aişe’nin göğsüne dayamış halsiz bir şekilde yatıyordu. Bu sırada Hz. Aişe’nin kardeşi Abdurrahman elinde bir misvak ile odaya girdiğinde Aişe(r.a) Hz. Peygamberin kendisinden sanki misvağı istiyormuş gibi baktığını gördü.
Misvağı kardeşinden aldı ve yumuşatmak için çiğnedi. Daha sonra Peygambere verdi. O da güçsüzlüğüne rağmen yavaş yavaş dişlerini misvakladı. Sonra yorgun bir halde misvağı yere bıraktı. Hastalığı her an artıyordu. Hz. Aişe Rasulullah’ın kendisine gittikçe daha ziyade yaslandığını hissediyordu. Rasulullah (s.a.v) başını Hz. Aişe’nin dizlerine dayamıştı. Hz. Aişe Rasulullah’ın gözlerine baktı. Gözlerini semaya doğru kaldırdığını ve vasiyeti hakkında karışık bir şeyler söylemek istediğini gördü. Hz. Aişe Hz. Peygamberin kendisine daha önce şöyle dediğini hatırladı: “Hiçbir peygamber cennetteki yeri gösterilmeden ve yaşamakla ölmek arasında bir seçim kendisine sunulmadan ölmez”. Hz. Aişe şimdi bunun yerine geldiğini anladı. Tam bu sırada Hz. Aişe Rahmet Peygamberi Hz. Muhammde (s.a.v)’in: “ Cennette buluşmak üzere” dediğini duydu. Bu cümleler ondan duyduğu son kelimelerdi. Hz. Aişe yavaş yavaş Rasulullah’ın başını bir yastığa koydu ve kendisi de eşlerine haber göndererek ağlamaya başladı. (Devam edecek)
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
06 Mart 2025 Köşe Yazarları