logo

Hz. Peygamberin Cenazesinin Yıkanması, Kefenlenmesi ve Defni

Müslümanlar kendi gelecekleri adına endişelerini yaşarken Hz. Peygamber(s.a.v)’in mübarek bedenini kendi ailesinden başka düşünen olmamıştı. Cenaze başında Hz. Ali, Hz. Abbas ve azatlı kölelerinden başka hüzünlü kimse de yoktu. Bunlar çok hüzünlü ve endişeli bir şekilde yapayalnız kaldılar. Perişan ve müteessir bir halde Rasulullah’a karşı son görevlerini ifa etmek üzere harekete geçtiler. Rasulullah’ın vefat ettiği küçük odada kapalı kalarak dışarıda cereyan eden olaylardan uzak durdular. Hz. Ebu Bekir’in takdire şayan bir cesaret ve dâhiyane bir basiret göstererek ümmeti meydana gelecek en büyük fitneden kurtarma çabasına karşılık; halife seçiminde yaşanan olaylar karşısında infial hissine mağlup olarak cenazenin teçhiz, tekfin ve tedfinini gizli bir şekilde ifa etmeye karar verdiler. Rasulullah’ın hanımlarını da cenaze mahallinden uzaklaştırdılar. Gizli bir şekilde geceleyin cenazeyi yıkadılar. Duyulma korkusuyla mezarı Hz. Aişe’nin yatak odasında vefat ettiği noktada kazdılar. Gece yarısı cenazeyi mezara indirdiler. Yalnız aile bireyleri ile bazı yakın akrabaları mezarın üstüne toprak örttüler. Rasulullahın başını dizine koyarak vefat ettiği Hz. Aişe bile bu definden haberi olmadı. Bu durumu Hz. Aişe’nin Halife seçilen Hz. Ebu Bekir’in kızı olmasına hamledenler olmuştur. Hz. Aişe bitişik odasında kürek ve kazma sesini işittiği zaman eşinin yani Rasulullahın defnedildiğini anlamıştı. Yazılan bu rivayete göre ne Hz. Ebu Bekir ne Hz. Ömer ve ne de diğer sahabeler cenazede hazır bulunmuşlardır. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve diğer sahabeler Cenazenin defnini ertesi gün artık hiçbir şey yapılamayacağını anladıkları zaman haber aldılar.
Rasulullah(s.a.v)’in teçhiz, tekfin ve defni hakkında kaynaklarda en çok zikredilen rivayetlerden birini yukarıda verdim. Bundan başka şu rivayete de kaynaklar yer vermektedir: Meşhur tarihçi İbn İshak naklediyor: Halife seçiminden sonra Rasulullah’ı defnetmek için bir araya geldiler. Cenazenin nereye defnedileceği hakkında ashap arasında ihtilaf çıktı. Ensar’ın arzusu Medine’ye, Muhacirler Mekke’ye, bazı sahabeler ise peygamberlerin defnedildiği, Miracın gerçekleştiği Kudüs’e defnedilmesini istiyorlardı. Bazı sahabeler de oğlu İbrahim’in, kızı Rukiye ile yakınlarının defnedildiği Cennetü’l-Bakı Mezarlığına defnedilmesini istiyorlardı. Yapılan bu münakaşalara Hz. Ebu Bekir müdahale etti ve şunları söyledi: “ Ben Rasulullahtan işittim. Her peygamber nerede vefat ettiyse oraya defnedilmiştir”. Bunun üzerine Hz. Ali, Hz. Abbas, Fadıl b. El-Abbas, Ganem bi El-Abbas, Üsame b. Zeyd ve Hz. Peygamberin azatlı kölelerinden ola Şakran son hazırlıkları ifa ettiler. Hz. Peygamberin yattığı odanın halısı kaldırıldı. Orada derin bir mezar kazıldı. Hz. Ali, Hz. Abbas ve iki oğlu cenazeyi yıkamak için sağa sola çevirdiler. Diğerleri de su döktüler. Yıkarken Rasullaha hürmet için gömleğini çıkarmadılar. Kimsenin Peygamberi çıplak görmesini istemediler. Sonra mübarek bedeni üç kat giysiyle sardılar. Bunların ikisi sahari denilen cinsten giysiydi. Bir de renkli ve çizgili hırka vardı. Cenaze defnedilmeden önce erkekler, kadınlar ve çocuklar tarafından ayrı ayrı herkes cenaze namazını eda ettiler. Cenazenin ne zaman ve hangi saatte defnedildiği hakkında farklı rivayetler vardır. Vefatın ikinci günü defnedildiğine dair haberler çoğunluktadır. Üçüncü günü defnedildiğini yazan tarihçiler de vardır. Ekseri rivayetler Cenazenin gece defnedildiğini kaydetmektedir. Defin bittikten sonra Rasulullahın azatlı kölesi Hz. Peygamberin giysisi olan harmaniyi başka kimse kullanmasın diye yırtıp mezarın üstüne attı.
(Devam Edecek)

Share
2.798 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

3+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • KAHRAMANLIK

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Kahramanlık, insanlık tarihi boyunca saygı duyulan ve aranan bir özelliktir. Farklı kültürlerde ve zamanlarda farklı şekillerde tanımlanmış olsa da kahramanlık özünde cesaret, özveri ve başkaları için fedakârlık yapma isteği ile ilişkilidir. Kahramanlık, cesaret, fedakârlık, özveri ve olağanüstü başarılarla tanımlanan bir kavramdır. Kahramanlık, toplumun veya bir bireyin güçlü değer yargılarını sergileyerek belirli bir amacı veya ideali gerçekleştirme çabasıdır. “Kahraman” sözcüğü Türkçeye, Farsçadan girmiştir. Kahramanlık genellikle zorlu k...
  • Develi’de Kuvâ-yi Milliye Harakatının İlk Kıvılcımını Yakan Posta Görevlisi

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Develinin ilk atlı posta nakil arabası. Develi'de lojistik posta hizmetlerinin öncüsü Aşşa Everekli Arabacı Mevlüt Efendi posta ve telgraf idaresinden aylık otuz dokuz liraya EVEREK postasının ihale ile almış olup; Pazar, Salı, Perşembe günleri haftada üç gün akşamdan Everek'ten yola çıkar Yavaş ve İncesu istikametinden Kayseri'deki Sivas Hanı'nda (Kiçikapı'daki Sivas Oteli) birkaç saat kestirir (uyur). Posta idaresinin açılması ile EVEREĞİN posta torbasını alır. Esnafın ismariçini de (siparişini alır) toplar ve düşer yola. Ambar, İncesu, Yava...
  • ORUÇ İBADETİ VE BİZE KAZANDIRDIKLARI

    14 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Oruç kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Arapçısı ''savm'' veya ''sıyam'' dır. Sözlük anlamı; bir işten kendini tutmak, nefsini engellemektir. Bu iki kelime ve türevleri Kur'an-ı Kerimde on dört yerde geçer. Orucun İslam dinindeki terim anlamı ise; tanyerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar oruç tutmaya niyet ederek ve oruçlu olduğunu bilerek yemekten, içmekten ve cinsi temastan uzak durmaktır. Oruç, İslâm’ın beş şartından biridir. Ramazan orucunun farziyeti Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir. Orucun farz...
  • YAPAY ZEKÂ NEDİR?

    06 Mart 2025 Köşe Yazarları

    Yapay zekâ (YZ) veya İngilizce adıyla Artificial Intelligence (AI), makinelerin insan benzeri zekâ görevlerini gerçekleştirebilme yeteneğidir. Bu görevler arasında öğrenme, problem çözme, karar verme, algılama, dil anlama ve üretme gibi bilişsel (Zihinsel) işlevler bulunur. Kısacası, yapay zekâ, bilgisayarların ve makinelerin "düşünmesini" ve "davranmasını" sağlayan bir teknolojidir. En basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olar...