Son Dakika
Yıllar önce, 1967 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kayıt yaptırmıştık.
O yıllarda 1. ve 2.sınıflar birlikte ders yapılırdı.
Derslere girmeden önce ağabeylerden en “belalı” öğretmen Prof.Dr.Hasibe Mazıoğlu olduğunu öğrenmiştik.Niçin belalı idi,doğru dürüst söyleyene rastlamamıştık.
Kendisi Develi’li idi.Çatbaşlar ailesinden idi.Münevver bir aile idi.Bir kardeşi de Develi ilkokullarında uzun süre başöğretmen olarak çalışan Mehmet Çatbaş’tı. İyi bir hatip ve eli kalem tutan bir eğitimciydi.Develi’de çıkmaya başlayan ilk özel gazetelerde bazı yazılarına rastlamıştık.Çocukları da Develispor’un ilk sporcularıydı.İşte H.Çatbaş böyle özellikleri olan bir ailenin zeki bir kızıdır.Develi’den çıkan ilk profösörüdür.
Derse ilk geldiğinde,sınıfta çıt çıkmıyordu.Bizim Develi’li Prof.Dr.Hasibe Mazıoğlu demek buydu.Önce sınıfta bir yoklama yaptı.Sonra tahtaya Osmanlıca bir beyit yazdı.Bu beyit 2.sınıfların baraj sorusu imiş.Osmanlıcayı iyi bilen bir öğrenci kalktı,bu metni günümüz Türkçesine çevirdi:
“Dahi kimden ümid-i sıdk idersin Nabiya bilmem
Sabahın bir nefeste nısf-ı kazıp nısf-ı sadıktır”
Anlamı: “Ey Nabî,bir günün bile yarısı gerçek ,yarısı ise yalancıdır.Sen daha kimden doğruluk bekliyorsun.”Ancak bu günümüz Türkçesi2ne çevriyi sadeleştiren ve ölçüsünü yazan bendim.Hoca Hanım şaşırmış:
-Dur bakalım,evladım.Sen nerelisin?Edebiyat Hocan kim demez mi?Hemen bizde cevapladık tabii:
-Develi’liyim Efendim.Hocamız da Mahir Tevfik Hocaoğlu’dur.
Sınıf kahkahalar içerisinde iken Hoca Hanım öyle bir memnun oldu ki:
-Gördüğünüz gibi Develi,ler böyle zeki olurlar,
diyerek bizi en çok korktuğumuz Hoca övüyordu.Geçen yıllarda öğretmen öğrenci dostluğumuz sevgi ve saygı içerisinde devam etti gitti.
Hasibe Çatbaş 1922 yılında doğmuştur.İlk tahsilini Merkez okulunda, orta tahsilini Develi Ortaokulu’nda,liseyi ise Kayseri lisesi’nde okudu.1940 yılında AÜ.DTCF’ne girdi. Her okulda olduğu gibi burayı da birincilikle bitirdi. Devrinin en iyi hocalarından dersler gördü.Ama özellikle Necmettin Halil Onan Hoca’nın yeri meslek hayatında ayrı olmuştur.
Aynı yıl fakülteye asistan olarak girdi.1948 yılında evlendi ama dört yıl sonra kocası öldü. Bir oğluyla yıllardır beraber yaşadılar.1955’te Doçent,1962 yılında da profösör oldu.Gerçek bir öğretim üyesiydi.
Evlendikten sonra Mazıoğlu soyadını alan hocamız aynı zamanda Fırat ve Selçuk Ünivertsitesi Fen-Edebiyat Fakültelerinin kurulmasında büyük hizmet gördü.Fazla makale yazmadı ama sahasında hala aşılamayan eserlere imza attı.
Büyük hocamız, Develi’den çıkan ilk akademisyen geçtiğimiz yıl hayata veda etti.Arkasında yüzlerce öğrenci ve ellerinden tuttuğu akademisyenleri geride miras bırakarak…
Develi’nin ve edebiyat dünyamızın bu büyük insanı hepimiz için onur kaynağıdır.
Ne kadar övünsek azdır.
Çağdaş Develi Gazetesi; 14.01.2014
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
13 Şubat 2025 Köşe Yazarları
13 Şubat 2025 Köşe Yazarları
07 Şubat 2025 Köşe Yazarları
07 Şubat 2025 Köşe Yazarları