logo

HAYATINIZI DEĞERLENDİRME GÜNÜ

Her mevsimin ayrı bir güzelliği, her yaşın ayrı bir tecrübesi vardır. İnsan hayatının değerleri, hepimiz için bir değeri veya kıymeti olan beşeri keyfiyetleridir.
Her 19 Ekim günü, “Hayatınızı Değerlendirin Günü” olarak tüm dünyada kutlanmaktadır. Hayatınızı Değerlendirin Günü, insanların hayatlarında neler olup bittiğini kontrol etmeleri ve uygun bir rotaya yerleştirmeleri için kutlanmaktadır.
Yaptıklarımıza, kaydettiğimiz ilerlemenin ve devam ettiğimiz yolun değerlendirilmesi zamanı geldiğini görmeliyiz. Bunun için hayatımızı gözden geçirip değerlendirmeye başlamalıyız. Bu değerlendirme sırasında nerede olduğumuzu, neleri sevip sevmediğimizi ve hedeflerimizle ilerleme durumumuzu, değişiklik yapmak isteyip istediğimizi fark edebiliriz.
Sizlerde, eğer belirdiğiniz hedefleriniz var ise bunların neresinde olduğunuza göre kendinizi değerlendirebilirsiniz. Eğer Finansal, Eğitimsel ya da Duygusal olarak bulunmak istediğiniz yer burası değilse önümüzdeki günlerde nerede olmak istediğinizi belirleyerek de bu işi sürdürebilirsiniz.
En iyi hedeflerinizi ve sizin için en önemli olanları belirlemek için hayatınızı bugün olduğu gibi değerlendirebilirsiniz. Yalnız bu arada kendinizi her yönüyle doğru ve kusursuz bir kişi olarak görmeyin. Bu hayatta sizin de hatalarınız olabilir. Karşınızdaki kişilerde kusursuz değildir. Dolayısıyla onlarda sizin gibi hatalar yapabilirler.
Hayatınızı değerlendirirken sahip olduğunuz şeyler için minnettar olmakla ve şükretmekle başlamalısınız. Çünkü birçok kişi sizin sahip olduğunuz değerlere sahip olamayabilir. Birikmiş kıyafetlerinize ve eşyalarınıza, evinize, arabanıza, ailenize, arkadaşlarınıza, işinize, dolabınızdaki yiyeceklere, her şeye iyice bakın ve inceleyin. Belki şu anda bakacağınız pek bir şey olmayabilir ama sahip olduklarınız için şükretmek gerekir. Bugün işleriniz ne kadar kötü olursa olsun hayat gerçekten de devam etmektedir. Hayatınızda neyin eksik olduğunu bulmak için konfor alanızdan çıkmanız gerekebilir. Önceden yaşadığınız kötü deneyimler, olumsuz düşüncelerinizi tetikleyebilir. Kendinizi olumlu düşünmeye alıştırın ve asla vazgeçmeyin.
Bazen üretken ya da başarılı insanlara baktığımda nasıl olup da bu kadar çok işin üstesinden gelebildiklerini merak ediyorum. Bu insanları incelediğimde boş zamanlarını, boşa geçen zaman olarak geçirmemek için ellerinden geleni yaptıklarını görüyorum. İşte bu insanların düzenli hareket etmeleri ve yaklaşımları sonucunda çok daha üretken ve başarılı olabildiklerini anlayabiliyorum.
Bazen hayat seni her yönden vuruyormuş gibi görünebilir. Parasal ve ekonomik endişeler, ilişki endişeleri, iş çatışması vb. hayatınızın kontrolden çıktığını hissetmenize neden olabilecek şeylerden sadece birkaçıdır. Ancak kararlılık ve planla hayatınızı kontrol altına alabilir ve tekrar kontrolden çıkmasını önleyebilirsiniz.
Hem iyi hem de kötü deneyimlerinizin tadını çıkarmak için zaman ayırın. Görsel olarak güzel bir gün batımı veya lezzetli bir yemek gibi hayattaki basit şeylerin tadını çıkarın. Şu ana ne kadar çok odaklanırsanız, o kadar mutlu ve üretken olursunuz. Asla karamsar olmayın. Anı yaşamaya başlayın ve bunun hayatınızı nasıl değiştirdiğini görün.
Elde ettiklerinizi görünce hep daha fazlasını isteyerek gününüzü de zehir etmeyin. İnsanları ve kendinizi maddi şeylerle değerlendirmeyin. Giydiğiniz kıyafetler veya gittiğiniz ortamlar hatta edindiğiniz ilim bile sizin değerli bir insan olduğunuzu göstermez. Sizin değeriniz edindiğiniz insanlarla belli olur. Bu yüzden her insanla konuşmaya çalışın. Para yerine dost biriktirin.
Diğer taraftan boş zaman diye bir şey aslın yok, Ne var biliyor musunuz? Boşa geçen zaman var. Sonuçta siz her anınızı değerlendirmek için elinizden geleni yaptığınızda zaten zaman yönetimi konusunda büyük ölçüde yol kat etmişsiniz demektir. Boşa geçen zamanın kendinize yapacağınız en büyük kötülüklerden biri olduğunu da açıkça görebilirsiniz. Zamanın bizi kullanmasına izin vermek yerine biz zamanı kullanmaya çalışalım. Bu nedenle zamanı iyi değerlendirelim.

Share
328 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • DEVELİ VE YÖRESİ DERNEĞİMİZİN İSTİŞARE VE YÖNETİM KURULU TOPLANTISI

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    19.09.2024 Perşembe günü Develimizin sevilen simalarından Naci Kaman'ın eşi Münevver Hanımı ebedi aleme yolcu ettik. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Beylikdüzü Fatih Sultan Camii'nde cenazesine hemşehrileri ve sevenleri katılarak son görevlerini ifa ettiler. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Cenaze sonrası Florya Emim Develi Cıvıklısı salonunda(Turan Sırakaya) Yönetim Kurulu üyemiz Seyit Subay'ın daveti üzerine Seyrani Vakfı Başkanı Suat Köylüoğlu, hayırsever Turan Aksu ağabeylerim, 26. Dönem Kayseri milletvekilimiz Sami Dedeoğlu, Yönetim Kurul...
  • DÜNYA GÜLÜMSEME GÜNÜ

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    “Tebessüm” ya da “Gülümseme”, fizyolojide özellikle ağzın iki kenarındaki ve gözlerin çevresindeki kasların hareketiyle oluşan bir yüz ifadesidir. Tebessüm, dişlerini göstermeyecek şekilde hafifçe gülümsemek demektir. Arapça kökenli bir sözcük olan tebessüm, gülümseme anlamına gelmektedir. Günümüzde gülümseme genelde mutluluk, sevimlilik, cana yakınlık gibi olumlu duygularla özdeşleştirilmektedir. Daha çok gülümseyenlerin ve tanımadığı kişilere bile gülümseyerek yaklaşanların iletişime daha açık ve pozitif kişiler olduğu algısı yerleşmiş dur...
  • CAMİ, ŞEHİR VE MEDENİYET

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın yapıp ettiği her şey, kendi tarihi kadar eskidir. Her türlü sanat, mimari ve musiki de buna dahildir ve kaynağı da din’dir. Bunu doğrulayan Kur’an, yeryüzünde yapılan ilk mâbedin, Müslümanların kıblesi, Kâbe olduğunu haber verir. Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev -mâbed- Mekke’deki Kâbe’dir (Âl-i İmrân, 96); “Bir zamanlar İbrâhim’e beytin yerini göstermiş ve şöyle demiştik: Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf eden, kıyamda bulunan, rükû ve secde edenlere evimi temiz tut” (el-Hac, 26);...
  • İNANDIĞIMIZ DİN BİZİ İNŞA EDİYOR MU?

    27 Eylül 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın en önce Allah’a ubudiyetle (kullukla) sorumlu olan bir varlık olduğu (Zariyat, 56), bu görevi gereği gibi yerine getirebilmesi için Allah’ın ona pek çok özellik lütfetmiş ve onu diğer varlıklara üstün kılmış olduğunu biliyoruz. Kulluk. Vazifesini gerçekleştirmesi için insana verilen nimetlerin başında akıl ve sağlık gelmektedir. “Aklı olmayanın dinî sorumluluğu da yoktur” buyurur Allah Rasulü. Dinin birçok emri de yine sağlıklı olunca yapılabilmektedir. Fakat insanın ruh dünyasını ve zihin yapısını, önce anne- babası, aldığı eğitim, yet...