Son Dakika
Hallaç,“ENEL HAK”(Ben Allah’ım) demekle Allah’la bir rekabete girişmemişti ama muhtemelen Allah’la arasında kuracağı birliğin ilk unsuru olan benzerliği görmüştü. O, benzerlikten kalkarak sevgi yoluyla, “İlm-i Ledün” bilgisi ile yani Allah’ın geleceğe yönelik bilgisinin Salih kullarının kalbine yansıması ilmini izleyerek o’na ulaşacak ve onunla bir olacaktı. Hallaç’ta bu, kişinin Allah’la birliğini ifade eden hulûl (Allah’ta bütünleşme) anlayışıdır. Öte yandan, yine bu ittihat, birleşme anlayışı Allah’ın evrenle mutlak birliğini ifade eder.
Hallacın bu Allah sevgisi, sûfileri, Mutlak’a/Allah’a veya Gerçeğe (el-Hakk) yakınlaştırmıştır.
Bu yakınlık /sevgi insanı ve Allah’ı ayrılmaz bir tümlükte birleşmiştir. Hallaç bu birleşmenin suretini mısralarında tasvir etmiş ve sonradan sûfi cemiyetlerinde çok ünlü olmuş ve şu sözleri söylemiştir:
•Biz bir bedende yaşayan iki ruhuz,
•Birbirimize sevgiyi yemin ettiğimizden beri,
•Onu gördüğün zaman beni görürsün ve
•Beni gördüğün zaman da onu görürsün”.
Hallaç’ın “Enel-Hak” açıklaması, kendini tanrılaştırma iddiası olarak sayılmıştır. Aynı zamanda, bütünün parça-parça olarak görünmesi anlamına geleceği söylemiştir. Buna göre Allah her şeyin bütünlüğüydü o yüzden adedi bir şeyle sınırlanmıyordu. Bu anlamda Allah en yüce idi. O kâinatın ve zamanın üstündedir, gözle görünmüyor ve tasvirler Onu kapsamıyor.
Hallaç, sûfizmin esası olan Hz. Muhammed’in nuru düşüncesini geliştirmiş ve sonuçta “mükemmel insan” düşüncesi meydana gelmiştir. Hz. Muhammed’in nuru her şeyin hem kaynağı hem de daimisi olmuştur. İnsan mahlûkların en önünde olmuş ve yaratılanlar insan kıyafetinde ortaya çıkmıştır. O yüzden dinler aslında bir idi. Budizm, Hristiyanlık, İslâm ve diğer dinler adları başka başka ama özü bir idi. Güvenirlik ve Güvenmezlik birbirinin adlarıyla farklılaşıyorlar, ama hakikatte onların arasında farklılık yoktur düşüncesi Hallaç’a atfedilmiştir.
Hallaç, şeytana (iblis) hükmeden ve kahramanlığını öven İslâm mütefekkirlerinin ilki olmuştur. Kur’an’a göre İblis, Âdem’e secde etmeyen/eğilmeyen ve Allah’ın cezasından korkmayan meleklerden birisidir. Hallaç, İblisi kendisinin arkadaşı ve öğretmeni saymıştır. Onun tasavvuruna göre İblis esasta azimlilik ve fedakârlık örneği olmuştur. Yine Onun, Allah cezasından korkmadığı ve kendi mahkûmiyetiyle samimi kaldığı için Allah’tan başkasına ibadet etmeyi kabul etmesi mümkün değildi; aksi halde tek tanrılığa (tavhid) riayetsizlik olurdu. Burada Allah’a olan sevginin tekliği anlaşılıyor.
Hallacın akidesinde Şeytan hayranlığına rağbet onun büyük acı / işkence çekmesine ve hatta acının dozajının yükselmesine sebep oluyordu. Buna rağmen o, Bağdat sokaklarında vaaz verirken eziyet çekmek için kendi dinleyicilerinden kendine işkence vermeleri için yardım istiyordu. Aynı inancı onun taraftarlarından biri olan Ayne’l-Kudat el-Hemedani de yaşadı.
O, Hocasının facialı kaderine iştirak etti. 1131 senesinde Hallaç’ın İblisi haklı görmesinden sonra, o sûfi edebiyatında, tasavvuf dünyasında meşhur oldu.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
06 Mart 2025 Köşe Yazarları