Son Dakika
Sağlığı, serveti ve kuvveti yerinde olan Müslümanların ömrü süresince bir defa hacca gitmeleri farzdır.
Bu nedenle Hac ibadeti Müslümanlar için önemli bir ibadettir. Bu ibadetin faydalarını şöyle sıralayabiliriz: Dünyanın çeşitli ülkelerinden, Peygamberimizin doğup büyüdüğü ve İslam dinini yaydığı Kâbe’yi ziyarete gelen Müslümanlar orada birbirlerini daha iyi tanırlar, birbirleriyle kaynaşarak dost olurlar. İnsanla iletişimin, sevgi, saygı ve barışın kuvvetlenmesi yönünde göz göze, diz dize gelirler.
Hac, insandaki şükür duygusunu artırır. Müslüman’da Tevhid inancını ve dini duyguları çoğaltır. İnsanın manevi bir muhasebesini yapmasını sağlar. Bilgi ve görgüsünü artırır. İnsanların harcamaya kıyamadığı mallarını bu yolda harcaması nedeniyle cimrilikten kurtardığı gibi, cömertliğe de alıştırır. Alçak gönüllü olmayı sağlar. Çekingenliği giderir. Toplum içinde birlikte yaşama duygusunu kuvvetlendirir. Müslüman’a nefsine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma karşı yapmakla zorunlu olduğu birtakım sorumluluklar yükler. Kişiye düzenli ve disiplinli yaşama bilinci kazandırır. Davranış ve hareketleriyle kul hakkına saygılı olmayı öğretir. Hac’dan önceki yaşantısında var olan aşırılıkları atmasını sağlar. Hz. Peygamberi kılavuz, imanını sermaye, amelini azık, sevgisini yakıt, ahlakını karakteri, edebini aksesuarı, merhametini sıfatı, şeref ve izzetini de adı olarak kabul etmesine vesile olur.
Dış görünüşüyle dürüst fakat ruhen hırsına ve nefsinin aşırı emellerine alet olanlar ise hac ibadetini belli kuralların ve ritüellerin yapıldığı bir mekân olarak görür. Hac İbadetini kul hakkından temizlenme ve tüm günahlardan arınma olarak görenler kuru bir emekten ileriye gidemeyenlerdir. Bu duygular Müslüman’ı hem birey olarak hem de toplum olarak insanlığa yakışmayan bir yaşam sergileyen konuma getirebilir. Böyle bir yaşam ise, insanı hiç kuşkusuz şeytani azdırmalarla çevrede riyakârlık tablosu çizen insanlar konumuna sokar ve zamanla insanda ikilik / riyakârlık hürriyetine sahip olma duygusunu geliştirir ki bu durumu Kur’an-ı Kerim şiddetle men eder. Bunların ibadetlerini gösteriş için yaptıklarından; yalan, dolan, hile ile geçen bir ömürde, kamu hakkına/iyiliğe engel olduklarını hatırlatır. O nedenle Müslüman’ın gerçeği kendi gözüyle görüp bilmesi için doğru yolu izlemesi, günaha düşmemek için en büyük engeli, en etkili uyarıcıyı gene kendisinde arayıp bulması gerektiğini Kur’an-ı Kerim bildirir. İnsan böyle olduğu takdirde bedeniyle değil de eylemleriyle / ruhuyla insan olmaktadır. İşte insan o zaman kutsallaşıyor, arşa yükseliyor; aşkın aşkına vasıl oluyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
13 Şubat 2025 Köşe Yazarları
13 Şubat 2025 Köşe Yazarları
07 Şubat 2025 Köşe Yazarları
07 Şubat 2025 Köşe Yazarları