logo

DÜNYA ZEYTİN AĞACI GÜNÜ

Zeytin sofralarımızın ve kahvaltılarımızın vazgeçilmez bir temel ürünüdür. Geleneksel olarak Akdeniz ve Ege bölgelerinde bulunan zeytin ağacı, dünyanın en eski ve en iyi bilinen ağaçlarından birisidir. Hatta dini bir öneme sahiptir. Zeytin Ağacının mahsulünden zeytinyağı, zeytin, olarak faydalanmanın yanı sıra yaprak özü ve çay gibi çeşitli bileşenleri de tüketim ve ilaç sektöründe kullanılmaktadır.

Zeytin yetiştiriciliğinin doğuşu konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, yaklaşık 6.000 yıl önce Anadolu’da başlamış olduğu söylenebilir. Tarihi gelişimi içinde birçok efsaneye konu olan zeytin, eski uygarlıkların yazıtlarında ve kutsal kitaplarda da anılmıştır. Zeytin ağacı batıda, Anadolu üzerinden Yunanistan, İtalya ve İspanya’ya, güneyde ise Mısır üzerinden Kuzey Afrika’ya yayılmıştır. 16. Yüzyılda Kuzey Amerika ve Latin Amerika ile birlikte Çine ve Japonya’ya ulaşmıştır.

UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından zeytin ağacını korumak, tüm dünyada barışın sembolü, sağlıklı beslenmenin temelini oluşturan ve bu konuda dünyada ve ülkemizde farkındalık yaratmak adına her yıl 26 Kasım gününü “Dünya Zeytin Ağacı Günü” olarak ilan etmiştir.

Her ne kadar kuraklığa dayanıklı bir ağaç olsa da, zeytin üretimi yağışa bağlı olarak, yağış miktarının azalması veya çoğalması ile zeytinin verimine etki etmektedir.

Zeytin ağacının mahsulü zeytin toplanıldığında sofralarımıza yeşil ve siyah zeytin olarak gelmektedir. Yeşil zeytinler, yeşil kırma zeytin, yeşil çizik zeytin yanında kokteyl zeytin, bademli ve biberli dolma yeşil zeytin olarak da sofralarımızda yer almaktadır. Siyah zeytinler ise siyah sele zeytin, çevirme siyah zeytin ve siyah havuz zeytini olarak değerlendirilmektedir.
Yemeklik zeytin haricinde kalan zeytinler, fabrikalarda modern sistemlerle sıkılarak çeşitleri itibariyle sızma zeytinyağı elde edilerek sofralarımızın ve yemeklerimizin sağlıklı bir şekilde temel besin kaynağını

oluşturmaktadır. Bunun haricinde yemeklik vasıfları olmayan yağların bir kısmı da rafine edilerek mutfaklarımıza kazandırılırken, bunların haricinde kalan yağlarda sabun ve kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca zeytin ağacının yaprağından zeytin çayı ile birlikte sağlık sektöründe ilaç hammaddesi olarak da kullanılmaktadır. Tüm bunların yanında zeytinyağı sıkımı sonrası kalan prinanın çekirdek kısmı yakacak, eten kısmı da hayvan yeminde katkı maddesi olarak da kullanılmaktadır.

Türkiye’nin 81 ilinin 41’inde, 922 ilçenin 270’inde zeytin ağacından zeytin üretimi yapılmaktadır. Zeytin üretiminin %53’ü Ege Bölgesi,%23’ü Akdeniz Bölgesi, %18’i Marmara Bölgesi, %6’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve %0.2’si de Karadeniz Bölgesindedir.
Dünya’ya, ülkemiz üzerinden batıya doğru yayılmış olsa da bugün dünya zeytinciliğinde ağaç sayısı olarak sırasıyla İspanya, İtalya, Türkiye, Yunanistan, Tunus ve Suriye gelmektedir. Halen dünya zeytin ağaç varlığının yaklaşık %93’ü bu ülkelerde yer almaktadır. Dünyada sofralık zeytin üreten önemli ülkeler İspanya, Türkiye, Amerika, Fas, Yunanistan ve İtalya’dır.

Zeytin, Türkiye’de en çok Ege Bölgesinde yetiştirilmektedir. En iyi yemeklik zeytin ise Güney Marmara (Gemlik- İznik- Mudanya) bölgesinde bulunmaktadır. En fazla zeytinyağı için yetiştirilen zeytinler ise Aydın bölgesindedir.
Bugün halen ülkemizde bir taraftan zeytin ağacını önemseyerek ciddi yatırımlar yapılırken, başka bir kesimde de maalesef zeytin ağaçlarını hiçe sayarak, maden arama sahalarına veya imar odaklı inşaat alanlarına vahşice kesilerek alan yaratılmaktadır.
Son yıllarda çiftçilerimizin bazıları zeytin ağacının bakımı ve masrafı çok olduğundan dolayı ağaçları sökerek yerlerine başka alternatif sebze ve meyve (Kabak, Brokoli, Şeftali, Kivi gibi) dikmeye başlamıştır. Yasalar ve kanunlar var fakat denetim yok. Yasak olmasına rağmen güzelim zeytin ağaçları kesilerek, sökülerek yok edilmektedir. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını alamadığı için ağaçlarını kesmek zorunda bırakılmıştır. Bu nedenle zeytinin yıllık üretimi oldukça düşmüştür. Bu nedenle zeytin ve zeytinyağı fiyatları oldukça artmış ve artmaya da devam edecektir.

Share
572 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

5+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • DEVELİ VE YÖRESİ DERNEĞİMİZİN İSTİŞARE VE YÖNETİM KURULU TOPLANTISI

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    19.09.2024 Perşembe günü Develimizin sevilen simalarından Naci Kaman'ın eşi Münevver Hanımı ebedi aleme yolcu ettik. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Beylikdüzü Fatih Sultan Camii'nde cenazesine hemşehrileri ve sevenleri katılarak son görevlerini ifa ettiler. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Cenaze sonrası Florya Emim Develi Cıvıklısı salonunda(Turan Sırakaya) Yönetim Kurulu üyemiz Seyit Subay'ın daveti üzerine Seyrani Vakfı Başkanı Suat Köylüoğlu, hayırsever Turan Aksu ağabeylerim, 26. Dönem Kayseri milletvekilimiz Sami Dedeoğlu, Yönetim Kurul...
  • DÜNYA GÜLÜMSEME GÜNÜ

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    “Tebessüm” ya da “Gülümseme”, fizyolojide özellikle ağzın iki kenarındaki ve gözlerin çevresindeki kasların hareketiyle oluşan bir yüz ifadesidir. Tebessüm, dişlerini göstermeyecek şekilde hafifçe gülümsemek demektir. Arapça kökenli bir sözcük olan tebessüm, gülümseme anlamına gelmektedir. Günümüzde gülümseme genelde mutluluk, sevimlilik, cana yakınlık gibi olumlu duygularla özdeşleştirilmektedir. Daha çok gülümseyenlerin ve tanımadığı kişilere bile gülümseyerek yaklaşanların iletişime daha açık ve pozitif kişiler olduğu algısı yerleşmiş dur...
  • CAMİ, ŞEHİR VE MEDENİYET

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın yapıp ettiği her şey, kendi tarihi kadar eskidir. Her türlü sanat, mimari ve musiki de buna dahildir ve kaynağı da din’dir. Bunu doğrulayan Kur’an, yeryüzünde yapılan ilk mâbedin, Müslümanların kıblesi, Kâbe olduğunu haber verir. Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev -mâbed- Mekke’deki Kâbe’dir (Âl-i İmrân, 96); “Bir zamanlar İbrâhim’e beytin yerini göstermiş ve şöyle demiştik: Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf eden, kıyamda bulunan, rükû ve secde edenlere evimi temiz tut” (el-Hac, 26);...
  • İNANDIĞIMIZ DİN BİZİ İNŞA EDİYOR MU?

    27 Eylül 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın en önce Allah’a ubudiyetle (kullukla) sorumlu olan bir varlık olduğu (Zariyat, 56), bu görevi gereği gibi yerine getirebilmesi için Allah’ın ona pek çok özellik lütfetmiş ve onu diğer varlıklara üstün kılmış olduğunu biliyoruz. Kulluk. Vazifesini gerçekleştirmesi için insana verilen nimetlerin başında akıl ve sağlık gelmektedir. “Aklı olmayanın dinî sorumluluğu da yoktur” buyurur Allah Rasulü. Dinin birçok emri de yine sağlıklı olunca yapılabilmektedir. Fakat insanın ruh dünyasını ve zihin yapısını, önce anne- babası, aldığı eğitim, yet...