logo

DÜNYA YÜRÜYÜŞ GÜNÜ

Her geçen gün oturarak her zamankinden daha fazla zaman geçiriyoruz. İster iş yerinde, isterse evde televizyon ve bilgisayar karşısında veya cep telefonu ile sanal dünyada dolaşırken hareketsiz yaşam tarzı sağlığımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Günün kaç saatini oturarak geçiriyorsunuz hiç düşündünüz mü? Teknolojinin hayatımıza girmesi ile birlikte hareketsiz kaldığımız süre de artmaya başlamıştır.

Toplumun fiziksel aktivite konusunda bilgi düzeyinin yetersiz olması, fiziksel aktivitenin sağlık için öneminin yeterince anlaşılamaması giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesine neden olmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü, vücut kaslarının enerji harcayarak gerçekleştirdiği tüm hareketleri fiziksel aktivite olarak tanımlamaktadır. Egzersiz ile çok sık karıştırılan bu kavram, egzersizi de içine alan ve gün içinde diş fırçalamaktan, merdiven çıkmaya, bulaşık yıkamaktan, yemek yapmaya kadar dinlenme dışındaki tüm hareketleri kapsayan bir aktivitedir. Egzersiz veya spor ise süresi ve şiddeti planlanarak uygulanan fiziksel aktivite türüdür.
Bağışıklık sistemini destekleyen önemli etmenlerden biri de fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmektir. Yürüyüş yapmak tüm yaştaki bireyler için en yaygın ve kolay uygulanabilen dayanıklılık hareketleridir. Fiziksel hareketsizlik dünya genelindeki ölümlerin dördüncü önde gelen risk faktörü olarak belirlenmiştir.

Hepimiz fiziksel aktivitenin daha iyi bir genel sağlığa yol açtığını biliyoruz. Ülkemizde 1991 yılından bu yana gündelik hayatın içine fiziksel aktiviteyi de dâhil etmek amacıyla her yıl Ekim ayının ilk hafta sonu, “Dünya Yürüyüş Günü” olarak kutlanmaktadır.

Ülkeler kutlama için farklı günler belirleyebilmekte ise de otuz yılı aşkın bir süredir 160’dan fazla ülkeden gelen milyonlarca insan Ekim ayının ilk Pazar gününü “Dünya Yürüyüş Gününe” dönüştürerek birlikte yürümeyi alışkanlık haline getirmiştir.

Ülkemizde de 3-4 Ekim günleri yürüyüş günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Yürüyüş Günü etkinlikleri ile gündelik hayatımızın içine fiziksel aktiviteyi de entegre ederek teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Yapılacak çeşitli fiziksel aktivitelerle hem bağışıklık sistemini güçlendirmek hem de ruhsal ve bedensel olarak güçlü olmak amacıyla “4 Ekim Dünya Yürüyüş Gününde” ülkemizin ve dünyasının dört bir yanında yürüyüş etkinlikleri düzenlenmektedir.

Uzmanlar, yürüyüş yapmanın faydalarını şöyle sıralamaktadır. Yürüyüş, ruh halinizi düzeltir. Yürümek beyin için harikadır. Yürümek sizi daha dikkatli hale getirmekte ve daha güçlü bağlara yol açabilmektedir. Yürümek güven oluşturmakta ve yaratıcılığı artırmaktadır. Yürüyüş kronik hastalıklardan korunmaya yardımcı olmaktadır. Yürüyüş enerjiyi artırmakta, sindirimi kolaylaştırmaktadır. Yürüyüş kemikleri güçlü tutmaktadır. Yürümek daha iyi uyku sağlar ve daha uzun yaşamanıza yardımcı olabilir. Yürümek metabolizmayı hızlandırır. Yürüyüş kilo vermenize yardımcı olabilir. Yürümek denge bozukluğuna ve diyabete iyi gelir. Yürüyüş bağışıklık sistemini sağlıklı tutar ve akciğer kapasitesini artırır. Yürüyüş yaşlanma belirtilerini önler. Yürüyüş varis başlangıcını geciktirir. Şunu unutmayalım yürümek en ucuz aktivitedir.

“Her gün 10 bin (5 bin de olabilir) adım” sloganıyla uzmanlar sağlıklı hayat çağrısında bulunuyor. Çok basit yöntemlerle hayatımızı daha yaşanabilir hale getirebiliriz. Sizin için neyin iyi geldiğini keşfedin ve en önemlisi kendinizi asla başkalarıyla kıyaslamayın. Ruh halinizi ve ruh sağlığınızı iyileştirmek için mutlaka yürüyüşe çıkın.
Yürüyüş yapmak için özel bir zaman ayarlamaya özel bir program yapmaya ihtiyacınız yok. Yürüyüşü günlük hayatınızın içerisine yerleştirebilirsiniz. Doğa bizim için en güzel spor alanıdır. Günlük koşuşturmalardan sıyrılın ve doğanın güzelliğine kendinizi bırakın. Siz yeter ki yürüyüş yapın, spor yapın, her yer sizin için yürüyüş alanı ve spor alanı olur. Bahane bulmaktan vazgeçin, yürüyüşü istediğiniz an yapın. Sağlığınız için çok önemli aktivite olduğunu da unutmayın. Bu itibarla bugün sizin için de bir başlangıç olsun ve sizde her gün en az yarım saat yürüyüş yapın.

Share
446 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

6+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • DEVELİ VE YÖRESİ DERNEĞİMİZİN İSTİŞARE VE YÖNETİM KURULU TOPLANTISI

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    19.09.2024 Perşembe günü Develimizin sevilen simalarından Naci Kaman'ın eşi Münevver Hanımı ebedi aleme yolcu ettik. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Beylikdüzü Fatih Sultan Camii'nde cenazesine hemşehrileri ve sevenleri katılarak son görevlerini ifa ettiler. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Cenaze sonrası Florya Emim Develi Cıvıklısı salonunda(Turan Sırakaya) Yönetim Kurulu üyemiz Seyit Subay'ın daveti üzerine Seyrani Vakfı Başkanı Suat Köylüoğlu, hayırsever Turan Aksu ağabeylerim, 26. Dönem Kayseri milletvekilimiz Sami Dedeoğlu, Yönetim Kurul...
  • DÜNYA GÜLÜMSEME GÜNÜ

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    “Tebessüm” ya da “Gülümseme”, fizyolojide özellikle ağzın iki kenarındaki ve gözlerin çevresindeki kasların hareketiyle oluşan bir yüz ifadesidir. Tebessüm, dişlerini göstermeyecek şekilde hafifçe gülümsemek demektir. Arapça kökenli bir sözcük olan tebessüm, gülümseme anlamına gelmektedir. Günümüzde gülümseme genelde mutluluk, sevimlilik, cana yakınlık gibi olumlu duygularla özdeşleştirilmektedir. Daha çok gülümseyenlerin ve tanımadığı kişilere bile gülümseyerek yaklaşanların iletişime daha açık ve pozitif kişiler olduğu algısı yerleşmiş dur...
  • CAMİ, ŞEHİR VE MEDENİYET

    04 Ekim 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın yapıp ettiği her şey, kendi tarihi kadar eskidir. Her türlü sanat, mimari ve musiki de buna dahildir ve kaynağı da din’dir. Bunu doğrulayan Kur’an, yeryüzünde yapılan ilk mâbedin, Müslümanların kıblesi, Kâbe olduğunu haber verir. Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev -mâbed- Mekke’deki Kâbe’dir (Âl-i İmrân, 96); “Bir zamanlar İbrâhim’e beytin yerini göstermiş ve şöyle demiştik: Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf eden, kıyamda bulunan, rükû ve secde edenlere evimi temiz tut” (el-Hac, 26);...
  • İNANDIĞIMIZ DİN BİZİ İNŞA EDİYOR MU?

    27 Eylül 2024 Köşe Yazarları

    İnsanın en önce Allah’a ubudiyetle (kullukla) sorumlu olan bir varlık olduğu (Zariyat, 56), bu görevi gereği gibi yerine getirebilmesi için Allah’ın ona pek çok özellik lütfetmiş ve onu diğer varlıklara üstün kılmış olduğunu biliyoruz. Kulluk. Vazifesini gerçekleştirmesi için insana verilen nimetlerin başında akıl ve sağlık gelmektedir. “Aklı olmayanın dinî sorumluluğu da yoktur” buyurur Allah Rasulü. Dinin birçok emri de yine sağlıklı olunca yapılabilmektedir. Fakat insanın ruh dünyasını ve zihin yapısını, önce anne- babası, aldığı eğitim, yet...