Son Dakika
Dünya üzerinde çok sayıda farklı canlı yaşamaktadır. Dünya sayabileceğimizden birçok farklı bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Fakat bazı canlılar, uzun seneler içerisinde nesli tükendiği için artık aramızda bulunmamaktadır. Dünyamızda yaşamı mümkün kılan şey, bu zengin çeşitlilik ve tüm farklı yaşam biçimleri arasındaki hassas dengedir.
Yaban Hayatı kavramı, bir alanda insan müdahalesi olmaksızın doğal olarak yaşayan ve evcil olmayan, kültüre alınmamış, bitkiler dâhil tüm canlıların kendi aralarında ve çevresel faktörlerle birlikte oluşturdukları sistemli hayata denilmektedir.
Ne yazık ki madencilik, çiftçilik ve inşaat gibi birçok insan faaliyeti sürekli olarak vahşi (yaban) yaşamı tehlikeye atmaktadır. Çok fazla ağaç kesiyoruz, çok fazla yer açıyoruz, o kadar çok yol inşa ediyoruz. Bir de orman yangınları milyonlarca türün doğal yaşam alanlarını yok ediyor ve dünyanın biyolojik çeşitliliğini riske atıyoruz.
Dünyanın doğal ekosistemine insan müdahalesi yüzyıllardır devam etmektedir. Yaban hayatı koruma çağrısı 1900’lerde başlamıştır. Yasadışı vahşi yaşam ticareti için kaçak avlanma, hayvan parçalarına ve ürünlerine olan talebin (Genellikle dişleri, derileri ve boynuzları için) etkisiyle insanlar kaçak avlanmakta ve çeşitli vahşi yaşam türlerini yok olma eşiğine kadar katletmektedir.
Yaban hayatı suçları, hayvan neslinin tükenmesine neden olduğu için ekosistem zarar görmektedir. Dünya Vahşi Yaşam Fonu (WWF) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi kuruluşlar bu tür suçları sona erdirmek amacıyla insanları bilgilendirmeyi amaçlamışlardır.
Yıllar boyunca yaban hayatını koruma konusunda farkındalık yaratmak için çok şeyler yapılmıştır. Sonuçta Birleşmiş Milletler, “Dünya Yaban Hayatını Koruma Gününü” 3 Mart 2014 tarihinden itibaren kutlanacak resmi bir etkinlik olarak takvimine eklemiştir. “Dünya Yaban Hayatını Koruma Günü”, her yıl 3 Mart’ta nesli tükenmekte olan hayvanların, bitkilerin ve vahşi yaşam suçlarıyla mücadele yollarının farkındalığını arttırmak amacıyla kutlanmaktadır.
1970’lerden bu yana türler endişe verici şekilde hızla tükenmektedir. Bu yüzden dünyadaki yaban hayatı krizde ve tehlike çanları çalmaktadır. Yaban hayatı her kıtada, her okyanusta, karada ve su altında yok olmaktadır. Doğal alanlar tarıma, kentsel büyümeye, madenciliğe ve altyapıya yenilmektedir.
Dünyanın en sevilen, güzel ve büyüleyici türleri, istediklerini elde etmek için hiçbir şeyden vazgeçmeyen yaygın ve tehlikeli suç şebekeleri insanlar tarafından katledilmektedir. Doğanın en muhteşem canlıları, bazı insanların açgözlülüğü nedeniyle nesli tükenmekte veya yok olmanın eşiğine getirilmektedir. Bu da yaban hayatı ekosisteminde onarılmaz zararlara yol açmaktadır.
Asya Fili, Kafkas Bizonu, Hazar Kaplanı, Pinta Adası Kaplumbağası, Megalodon, Tüylü Mamut, Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan), Asya Çıtası, Orman Horozu, Anadolu Leoparı, İrlanda Geyiği, dünyada nesli tükenen canlılardan örneklerdir.
Ülkemiz topraklarında bizle beraber tarih boyunca nice güzel hayvanlar barınmıştır. Maalesef ki onları korumakta yaşadığımız yıllar boyunca yeterince başarılı olamadık, halen de olamıyoruz. Yaylalarımızda açan kardelenler, saz kedisi, semalarımızda uçan turnalar, dağlarımızda gezen ceylanlar, kumsallarımızda yavrulayan deniz kaplumbağaları, orfoz balığı ve denizlerimizi şenlendiren yunuslar sözleşmeler kapsamında korumakla yükümlü olduğumuz türlerden yalnızca birkaç tanesidir. Başarılı bir koruma, toplumun her kesiminden bireylerin katılımı ve ortak çözümlerin bulunmasıyla mümkündür.
Bu nedenle, hayatta kalmalarını sağlamak için vahşi yaşamı korumak ve muhafaza etmek için birlikte hareket etme ve birlikte çalışma zamanıdır. Daha sürdürülebilir canlılar yaşamalı ve doğaya saygı duymayı ve çeşitliliğini savunmayı öğrenmeliyiz. Yasal düzenlemeleri güçlendirerek yaban türlerinin yasadışı ticaretiyle mücadele etmeliyiz. Dünyamızı ve ülkemizi korumak için hepimiz birlikte çalışmalıyız.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
20 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
20 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazarları
11 Mayıs 2022 Köşe Yazarları