Son Dakika
Göç insanlık tarihinin en önemli gerçeklerinden birisidir ve daha iyi bir yaşam için bulunulan yerden başka yerlere gitme arzusu insanlığın doğuşundan itibaren var olmuştur. Göçebe olsun yerleşik olsun tüm yaşam biçimlerinde, insanlar zaman zaman bir yerden başka bir yere gitmek durumunda kalmışlardır. Savaş, kıtlık, hastalık, çalışma, eğitim gibi sosyal, ekonomik ve kültürel nedenlerle bazen gönüllü ancak çoğu zaman zorunlu olarak dünyada her yıl milyonlarca insan kendi ülkelerinden başka ülkelere göç etmektedir.
Göçmen (Muhacir), bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişidir. İnsanlar, siyasi istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar, mezhepsel çatışmalar, ayaklanmalar ve savaş gibi olumsuz durumlardan dolayı canını kurtarmak, refaha ulaşmak, baskılardan kurtulmak ve güvenli bir ülkede yaşamak amacıyla yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalabilmektedir.
Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun kesiştiği dünyanın en önemli göç rotalarından biri üzerinde yer alan Türkiye, zorunlu göçlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Ülkelerinden kopan insanlar için bir umut kapısı olarak görülen ülkemiz, çok büyük göç dalgalarına tanıklık etmekte ve hali hazırda milyonlarca göçmene ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.
İlk defa 1997 yılında Filipinli ve Asyalı göçmen organizasyonları arasında 18 Aralık günü “Uluslararası Göçmen Dayanışma Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Uluslararası göç hem zorunlu hem de gönüllü göçmenleri kapsamakta ve küreselleşme, iletişim ve ulaşım imkânlarının artması ile tüm dünyada artmaktadır. Uluslararası göçün en önemli sebeplerinden birisi zengin ülkelerdeki yüksek kazançlı işlerdir. Birçok gelişmiş ve dinamik ekonomi eleman bulunamayan işleri yapmak için göçmenlere ihtiyaç duymaktadır. Nüfusun yaşlanması ayrıca bu talebin artışına yol açmaktadır.
Birleşmiş Milletler, göç eden bu insanların karşılaştıkları zorlu koşullara kayıtsız kalmamış, dünya kamuoyunda ve devletler nezdinde göçmenlerin hayatları konusunda yeni bir farkındalık oluşturmak için 2000 yılında 18 Aralık gününü “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak kabul etmiştir.
Ülkemiz, Suriye savaşından kaçıp ülkemize yerleşen 3,7 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın yerinden yurdundan edilmiş insana ev sahipliği yapmaktadır. Gerçek rakamın bu sayının üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Suriyeli göçmenler konusu, ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamında önemli bir yer tutmaktadır.
Başta Suriyeliler olmak üzere ülkemizde bulunan göçmenler, toplum gözünde yabancı, misafir, düşman, tehdit vb. olarak gözükmektedir. Bundan dolayı ırkçı ve fiziksel saldırılara maruz kalmakta ve ötekileştirilmektedir. Bu nedenle ilk önce Suriyeli göçmenler olmak üzere tüm göçmenlerin sorunlarına çözümler üretilmelidir. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı temelinde Ortadoğu’ya barışın ve istikrarın getirilmesi gerekmektedir. Çoğunluğu Suriyeli olan göçmenlerin kendi ülkelerine dönmeleri sağlanmalıdır.
Başta ülkemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan muhacir durumundadır. Bugün dünyada her 33 kişiden biri göçmen kökenlidir. Bu artışın arkasında uluslararası ve yerel çatışmaların, savaşların, insan hakları ihlallerinin, ekonomik sömürünün büyük önemli payı bulunmaktadır. Günümüzde birçok ülke tarafından göçmenin bir yük olduğunu ve külfet olarak karşılandığını ne yazık ki görmekteyiz.
Türkiye, tarihin hiçbir döneminde mazluma sırtını dönmemiştir. İnançlarımız, kültür ve değerlerimiz bizlere yardımlaşmayı, mağdura el uzatmayı emretmektedir. Ülkemiz tarih boyunca mağdurlara, mazlumlara, insanlara yurt, milyonlarca göçmene yuva olmuştur. Unutmayalım, göç ve göçmen sorunu çözülmeden, hiç kimseye rahat da, huzur da yok! Çünkü Göç, küresel bir gerçekliktir.
Ülkemizde ve dünyanın her yerinde anavatanından kopup çeşitli sebeplerle başka memleketlere göç etmek zorunda kalmış göçmenlerimizin “18 Aralık Dünya Göçmenler Gününü” içtenlikle kutluyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
23 Ocak 2021 Köşe Yazarları
23 Ocak 2021 Köşe Yazarları
15 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları