logo

DÜNYA EKMEK GÜNÜ

Ekmek, dünyanın en eski ve en çok beğenilen gıdalarından biridir. Her öğüne eşlik eden ekmek, çeşitli fermantasyon süreçleri ve farklı pişirme yöntemleri ile karakterize edilen çeşitli buğday türlerinden yapılan, tüm kültürlerde bulunan evrensel ve küresel bir üründür.

Tarihçilere göre, bugün bildiğimiz şekliyle fermente ve yumuşak olan ekmek, ilk olarak yaklaşık 6.000 yıl önce üretilmiş ve bugün Irak’ın bulunduğu Mezopotamya bölgesinde buğday ekimi ile birlikte ortaya çıkmıştır.

İlk ekmeklerin tahıl ve su karışımından yapıldığına inanılır, sıcak bir taş üzerine konulduğunda yoğun ve lezzetli bir hamur haline dönüşür. Henüz ekmek olarak bilinmese de, “şey” lezzetliydi ve avlanmanın zayıf olduğu günlerde açlığı doyuruyordu.
Tarihsel olarak kanıtlanmış ve kaydedilmiş olan şey, ekmek yapımı, 4000 yıllarında bir buğday kütlesinin fermantasyonunu gözlemleyen Mısırlılar tarafından bulunmuştur. İlk mayalı ekmek, Mısırlılar tarafından bir gecede bir kapta bırakılan hamur kalıntılarından tesadüfen keşfedilmiştir. Bunun nedeni, bir hamur (eklenmiş maya olmadan) havada bırakılırsa, doğal olarak mayalanacaktır. Sıcaklık ve nem koşullarına bağlı olarak, doğal fermantasyon için gereken süre 4 ila 8 saat arasında değişebilir, ancak hamur sonunda mayalanacaktır. Hamuru pişirmeden önce mayalanmış hamurun bir kısmı çıkarılırsa, bir sonraki parti için maya elde edilmiş olur. Bu fermantasyon şekline doğal fermantasyon veya ekşi hamur denir. İlk fırınlar, İbranilerin daha iyi üretim tekniklerini öğrendiği ve tarifini aldığı Mısırlılarla temastan sonra Kudüs’te ortaya çıkmıştır.

MÖ 50 civarında, ekmek bilgisi Yunanlılar, Romalılar ve Saksonlar arasında yayılmıştır. Dönen bir değirmene ilk olarak Romalılar sahip olmuştur. Yunanistan’ın Romalılar tarafından ele geçirilmesi sonrası ekmek, İtalya üzerinden tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

16 Ekim günü, dünyada ve ülkemizde hem “Dünya Ekmek Günü” hem de “Dünya Gıda Günü” olarak 2006 yılından beri her yıl kutlanmaktadır.

Yüzyıllardan beri en kutsal ve en değerli besin olan ekmek, artık günümüzde birden fazla çeşitleri ile üretilmektedir. Türkiye’de günlük üretilen 127 milyon adet ekmeğin %5’i çöpe atılarak israf edilmektedir. Bu veriler gösteriyor ki ne yazık günlük 6 milyon ekmek çöpe atılmaktadır. Aynı zamanda ülkemizde her yıl üretilen 20 milyon ton buğdayın 14 milyon tonu fırıncılık sektöründe kullanılmaktadır.

Yüzyıllar boyunca ekmek pişirmek bir sanattı, ancak 1676’da mikroskobun icadı, maya da dâhil olmak üzere mikroskobik mikroorganizmaların tanımlanmasına yol açmıştır. Bu süreçte öğütme süreçlerinde iyileştirmeler ve yeni buğday ve maya çeşitleri geliştirilmiştir. 17. yüzyılda Fransa, modern pişirme yöntemlerinin devreye girmesiyle lüks ekmek üretiminin merkezi haline gelmiştir.
Şu anda mevcut olan çok çeşitliliğe rağmen ekmek, un, su, tuz ve mayadan oluşan ve zamanla tahıllar, baharatlar, sosisler, etler, peynirler, sebzeler, yeşillikler, kremalar, çikolata ve meyvelerle zenginleştirilmiş bir kombinasyondan oluşmaktadır.

Bugün ekmeğin değeri ucuz, besleyici ve çok sağlıklı bir gıda olmasıdır. Ekmek, tüm sosyal sınıfların sofrasında bulunmakta, en ucuz ve en popülerinden en karmaşık olanlara kadar birçok ekmek çeşidi yer almaktadır.
Ekmek tek başına kilo aldırmaz. Sizi şişman yapan şey, proteinler ve yağlar gibi diğer makro besinlerin yanı sıra aşırı karbonhidrat tüketimidir.

Dünya Sağlık Örgütü, insanların yılda 50 kilo ekmek yemesini tavsiye etmektedir. En çok ekmek yiyen ülke Fas’tır ve her Faslı yılda ortalama 100 kilo ekmek yemektedir. İdeale en yakın olan ülke, yılda ortalama 55 kilo (kişi başı) yiyen Uruguay’dır.
Ekmek yemenin beş iyi nedeni şöyledir. Bir karbonhidrat kaynağıdır. Ekmeğin neredeyse hiç yağı ve kolesterolü yoktur. Ayrıca B vitamini kaynağıdır. Vücut için önemli mineraller sunmaktadır. Popüler ve çok yönlü bir besin olmasıdır.

Share
272 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

10+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • SENDE BENDE ÖLECEĞİZ

    01 Aralık 2023 Köşe Yazarları

    “Her nefis ölümü tadacaktır”.(Al-i imran ,185) Bunun istisnası yoktur. Buna rağmen , eskilerin deyimi ile tûl-ü emellerimiz hiç çoktur. Geleceğe dair bitmez tükenmez emellerin peşinde koşarken kimi zaman yaratılış amacımızı unutuyor, ölümü aklımızın ucundan dahi geçirmiyoruz. Hepimiz bilir ve iman ederiz ki, ölüm ve yeniden diriliş haktır. İmtihan için geldiğimiz bu dünyadan ahirete ansızın ölüp gideceğiz. İnansak da inanmasak da Rabbinin huzurunda iyi ya da kötü yaptıklarımızın hesabını vereceğiz. Ya sonsuz bir mükâfata ereceğiz ya da elim ...
  • DÜNYA KIRMIZI ELMA YEME GÜNÜ

    01 Aralık 2023 Köşe Yazarları

    Elmanın tarihi, çok eski dönemlere dayanmaktadır. İnsanlık tarihinin erken dönemlerinden beri elma, çeşitli kültürlerde önemli bir yere sahiptir. Eski Türkçede “alma” diye bilinen adının, meyvenin rengi olan “al” (kırmızı)’dan geldiği bilinmektedir. Elmanın ilk olarak Türkiye (Kuzey Anadolu), İran (Güney Kafkaslar), Rusya’nın güneybatısında kalan bölgeler ve Orta Asya (Kazakistan’ın doğusu) dolaylarında ortaya çıktığı değerlendirilmektedir. Tür bütün dünyaya Orta Asya’dan yayılmıştır. Antik Mısırlılar, Yunanlar ve Romalılar da elmayı önemli ...
  • Kayseri’ de Bir Yıldız Daha Kaydı İdris Demirel Ağabey

    01 Aralık 2023 Köşe Yazarları

    Kayseri'nin ünlü iş adamlarından Kayseri'de iz bırakan İdris Demirel ağabeyim son yolculuğuna uğurlandı. Uzun bir süre rahatsızdı ve tedavi oluyordu. Kayseri aşığı İdris Demirel 82 yaşında ahirete göçtü.28.11.2023 Salı günü saat:14.00 da Kayseri Hulusi Akar Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlığa defnedildi. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Mayıs ayında kitabını imzalayarak bana göndermişti. Okuduktan sonra aradım teşekkür ettim. Mayıs ayında altı ay önce aşağıdaki yazıyı kaleme almışt...
  • DÜNYA ZEYTİN AĞACI GÜNÜ

    24 Kasım 2023 Köşe Yazarları

    Zeytin sofralarımızın ve kahvaltılarımızın vazgeçilmez bir temel ürünüdür. Geleneksel olarak Akdeniz ve Ege bölgelerinde bulunan zeytin ağacı, dünyanın en eski ve en iyi bilinen ağaçlarından birisidir. Hatta dini bir öneme sahiptir. Zeytin Ağacının mahsulünden zeytinyağı, zeytin, olarak faydalanmanın yanı sıra yaprak özü ve çay gibi çeşitli bileşenleri de tüketim ve ilaç sektöründe kullanılmaktadır. Zeytin yetiştiriciliğinin doğuşu konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, yaklaşık 6.000 yıl önce Anadolu’da başlamış olduğu söylenebilir....