Son Dakika
Dil, insanı insan yapan değerlerin başında gelmektedir. Dilbilgisi bize dilimizin ses, şekil, cümle yapısı kurallarını öğretmekte olup, imla kuralları da dilimizi yanlışsız yazmamızı sağlamaktadır.
Dil, insanların fikir alışverişinde bulunma, birbirleriyle iletişim kurma aracıdır. Her dilin kendine özgü ses dizgesi, söz varlığı ve dil bilgisi kuralları vardır. Dilin bu yönleri, dil biliminin ilgili dallarında incelenmektedir.
Bireyin kendi ana dilinin imkân ve zenginliklerini bilmesinin yanı sıra dil becerilerini geliştirmesi için de dil bilgisi öğretimi çok önemlidir. Dil bilgisi öğretimi, çoğu kişinin aklına ilk geldiği gibi bir kurallar yığını ve ezberden ibaret ve hatta sevimsiz olmamalıdır. İnsan bilgi biriktirme ve nakletme işini temelde dil aracılığıyla yapmaktadır. Ayrıca yazma becerisinin geliştirilmesi esnasında dil bilgisi kurallarını uygulamak gerekmektedir. Bu yüzden dil bilgisi kazanımları öğrenciye ilk adımda verilmelidir.
Türk alfabesi, 1928 yılında Latin harfleri esas alınarak 1353 sayılı “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” ile kabul edilmiştir. Bu kanuna göre, Türk alfabesinde 29 Harf bulunmaktadır. 4 Mart tarihi, “Dünya Dil Bilgisi Günü” olarak kabul edilmiştir. “Dil Bilgisi Günü” olarak kutlanan bu günün amacı kullandığımız dilin kurallarını öğrenmek ve uymaya çalışmak konusunda duyarlık yaratmaktır.
Yeryüzünde yaklaşık 4000 dil konuşulmaktadır. Bu dillerden sadece 118’i “Devlet Dili” olabilmiştir. Devlet dillerinden birisi de Türkçedir. Bu diller arasında en çok konuşulan on dil; Çince, İspanyolca, İngilizce, Fransızca, Arapça, Hintçe, Bengalce, Portekizce, Rusça ve Türkçedir.
M.Ö. 3. Yüzyılda Hun İmparatorluğunda kullanılan dil Türkçeydi. Bu tarih esas alındığında Türkçeyi yaklaşık 2300 yıldır kullanılan bir dil olarak kabul edebiliriz. Bu anlamda Türkçe, dünya dilleri arasında en eski ve en köklü dillerden biri olma özelliğini de göstermektedir. Türkçeye en çok benzeyen dil Moğolcadır. Türkçenin yazılı döneminde bilinen ilk alfabesi Göktürk alfabesidir.
Milletler, duygularını, düşüncelerini, evrendeki bütün varlıkları kendilerine göre seslendirirler. Dil, bir milletin ses ve iletişim dünyasıdır. Millet bu anlamda dile kendi damgasını vurur. Dil, milleti oluşturan insanları birbirlerine bağlayan bir bağdır. Çünkü ifade aracı olarak dil, en yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı bir temel unsurdur. Bu nedenle insan, diline dair bilgileri ve incelikleri öğrenmelidir.
Bu arada yabancı bir ülkede yaşayan kişiler bulundukları ülkelerin dillerini de hem de kuralları ile beraber öğrenmelidir. Hem anadil hem de bulunulan ülkenin dili aynı derecede önemlidir. Anadil, sadece bir iletişim aracı değildir. Aynı zamanda kişinin kimliğinin ve geçmişten beri gelen kültürünün temel unsurudur. Bulunduğu ülkenin dili de kendisini ifade etmenin ve haklarını aramanın tek yoludur.
Dünyada son yıllarda eğitim alanında önemli gelişmeler olmuş ve buna paralel olarak da ülkemizdeki öğretim programlarında birtakım değişiklikler yapılmıştır. Dünya tarihinde iz bırakmış insanların hayatlarını incelediğimizde bu insanların çoğunun ortak özelliği, iyi okuyucu, iyi konuşmacı veya yazar olmasıdır. Bu insanlar, hayatta tutuğunu koparan, kitleleri bir amaç için peşlerinden sürükleyebilen kişilerdir. Yine bu insanlar, dillerinin özelliklerini, yani dil bilgisini iyi bildikleri ve bu bilgileri konuşmalarına ve yazılarına uygulamış oldukları için iyi iz bırakmışlardır.
İnsanlar kullandıkları dil ile düşünürler. Eğer dili düzgün öğrenip de kullanamazlarsa kendilerini ifade etmekte zorlanacakları gibi hayatlarında başarılı olmaları da zordur. Çünkü herhangi bir sorunu anlayıp çözebilecek bir yöntem bulmak ve uygulamak için de dile ihtiyacı vardır.
Günümüzde gerek medyada gerekse toplum hayatında ve öğrencilerin okuma, yazma, anlama gibi becerilerinde gördüğümüz dil yanlışları, bize dil öğreniminin istenilen düzeyde gerçekleşmediğini göstermektedir.
Özellikle günümüz koşullarında, internet dünyasında ve cep telefonlarında kişilerin kendi ana dillerini dahi bozarak ve yozlaştırarak konuşup yazdığı düşünülürse gramer (Dil) bilgisinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla ister kendi dilimiz ister yabancı dil olsun, dili kendini oluşturan dil bilgisinden soyut düşünmemeli, gramer bilgisinin dil öğreniminde zorunlu olduğunu unutmamalıyız.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
14 Nisan 2021 Köşe Yazarları
09 Nisan 2021 Köşe Yazarları