logo

DÜNYA ANANAS GÜNÜ

Tropikal meyvelerden biri olan ve her yaştan kişi tarafından sevilerek tüketilen ananas meyvesi aynı zamanda şifa deposudur. C vitamini açısından oldukça zengin olan ananas, sağlık için de sayısız faydayı içeriğinde barındırmaktadır.

Ülkemizde eskiden çok sık tüketilen bir meyve olmasa da son yıllarda oldukça popüler olmuş ve tüketimi artmıştır. Kulağa garip gelse de birçok yemeğe eklendiğinde tadını bozmadan uyum sağlayabilmektedir.

Her yıl 27 Haziran’da, “Dünya Ananas Günü” kutlanmaktadır. Ananas (Ananas comosus), ananasgiller familyasından olup, sıcak ülkelerde yetişen bir bitki ve onun meyvesidir. Anayurdu Güney Amerika’dır. Meyvesi iri olup üstünde bir demet yaprak vardır. Çam kozalağına benzediği için bu adı almıştır. Meyve ağırlığı 1,5 – 2,5 kğ arasındadır. Yüksek verimlidir. Meyveler hoş kokulu ve suludur. Uzun, sert ve dikenli olan bu meyvenin içi oldukça yumuşak, sulu ve ekşidir. İçeriğinde bol miktarda C vitamini bulunan ananas meyvesi, sağlık için önemli bir yere sahip olan Bromelain enziminin de bilinen en büyük ve tek kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Meyveleri uzun zamandır Güney Amerika’da yetiştirilmiş olmasına rağmen ananas, daha sonra Karayipler, Orta Amerika ve Meksika’da Aztekler ve Mayalar tarafından yetiştirilmiştir. Daha sonra ananas, İspanyol denizciler tarafından Filipinlere, oradan da Hawaii’ye getirilmiştir. 1555 yılında Jean de Léry tarafından Brezilya’da bulunan ananas, oradan İngiltere’ye daha sonra da Fransa’ya götürülerek yetiştirilmiştir.

İçeriğindeki antioksidan, enzimler ve yardımcı bileşikler sayesinde hastalıklara karşı koruma sağlama özelliği bulunan ananas, aynı zamanda oldukça besleyici bir meyvedir. Ananas özellikle bu bileşikler sayesinde sindirimi destekler, bağışıklığı güçlendirir, ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırır, iltihapla mücadele eder, artrit (eklem ağrıları) ağrılarını hafifletir ve kilo kaybına yardımcı olur. Aynı zamanda saç, cilt ve kemikler için faydalı olan ananas, pişmiş ya da çiğ olarak tüketilebilmektedir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sevilerek tüketilen ananas meyvesi, lezzetli bir tada sahiptir. Ananasın lif oranı yüksektir. Bunun yanı sıra su, vitamin ve mineral açısından da zengindir. Antioksidan oranı güçlü olan bu meyve düzenli tüketildiğinde iltihaplanmaların oluşmasını engeller ve pek çok hastalığa şifa olur. Brolemain enzimi ile sindirim sisteminin sağlıklı olmasını neden olur. Düşük kalorili ve oldukça besleyicidir. İçeriğinde magnezyum bulunduğu için kas ve kemik sağlığına iyi gelir. Ananas şeker hastalığına iyi gelir, şekeri dengelemeye yardım eder. Kilo verme sürecine yardım eder. Kolesterolü dengeler, kalp sağlığını korur Vücuttaki Ph değerini yükseltmeyi sağlar. Kemikleri güçlendirir.
Ananas meyvesi çoğu kişi tarafından ağaçta yetiştirilen tropikal bir meyve olarak bilinir. Ancak ananas meyvesi tarla bitkisidir. Ananas diğer tropikal meyveler gibi sıcak ve nemli ortamlarda yetiştirilmektedir. Türkiye’de ananas yetiştiriciliği Mersin, Antalya ve Adana’da yapılmaktadır. Bu illerin toprak yapısı da geçirgen olduğu için ananas yetiştirmede yüksek verim alınmaktadır.
Fazla ananas alımında kusma, bulantı, kalp ağrısı ve baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Çoğu meyve gibi ananas da tatlı ve suludur. Ancak olgunlaşmamış meyveler yumuşak, kuru veya ekşi bir tat verebilir. Avokado, şeftali ve muzların aksine ananas toplandıktan sonra olgunlaşma devam etmez. İyi bir ananas seçerken dışının parlak turuncu bir renk olması olgunlaşmış olduğunu göstermektedir. Yeşil olan ananas henüz olgunlaşmamıştır. Aynı zamanda ananasın üzerinde yer alan gözler büyükse iyi bir ananas olduğunun belirtisidir.
Brolemain, ananasın içerisinde bolca bulunan ve vücuttaki proteinleri parçalama özelliğine sahip olan bir enzimdir. Bu özelliğinden dolayı et yumuşatıcı olarak kabul edilir ve etlerin marina edilmesinde kullanılır.
Taze olarak tüketilen bu tropikal meyve neredeyse tüm dünyadaki tropikal mutfaklarda kullanılmaktadır. Tüm ya da dilimlenmiş olarak satışa sunulan bu meyve, tatlı olarak salatalarda ve kokteyl yapımında kullanılmaktadır. Yoğurt, reçel ve dondurmada da tat verici ana unsurlardandır.

Share
584 Defa Okundu
#

SENDE YORUM YAZ

1+2 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • RAKAM VE SAYI

    13 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    Günlük hayatta "rakam" ve "sayı" birbirine yakın birer kavram olduğu için bazen birlikte söylemek durumunda kalabiliriz. Ancak matematiksel olarak bu iki kavram arasında önemli bir fark vardır. Bu farkı anlamak, matematiksel düşünce yapısının temelini oluşturmaktadır. Rakam, kelimesi Arapça kökenlidir ve sayıları yazılı olarak ifade etmek için kullandığımız sembollere denilmektedir. Modern ondalık sayı sisteminde kullandığımız rakamlar şunlardır: 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9'dur. Yani, toplamda 10 adet rakam vardır. Rakamlar, sayıları oluşturmak için k...
  • Dünya Kayserililer Günü İstanbul’da Kutlandı

    13 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    İstanbul'da yaşayan Kadim şehir Kayserililer Senenin 38. gününe denk gelen 7 Şubat “Dünya Kayserililer Günü” 7. etkinliği düzenledi. Kayseri Kültür ve Tanıtım Platformu tarafından organize edilen 2019 yılında başlatılan bu yıl ise yedincisi düzenlenen etkinlikte 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat depremlerin 2.yılında hayatını kaybeden canlar unutulmadı. Kur'an-ı Kerim okundu dualar edildi. Tomarzalılar Vakfı Hekimoğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programın sunumunu Platform başkanı Ahmet Keklik üstlendi. Etkinliğe ev sahipliği yapan Tomarzalı...
  • DOMATESİN TARİHÇESİ

    07 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    Domates (Solanum lycopersicum), patlıcangiller familyasına ait, dünya genelinde yaygın olarak yetiştirilen ve tüketilen bir bitkidir. Botanik olarak meyve sınıfına girse de mutfakta sebze olarak kabul edilir. Domatesin ilk olarak ne zaman "bulunduğu" sorusu biraz karmaşık olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü domatesin varlığı binlerce yıl öncesine dayanmakta ve bu süreçte evrim geçirerek bugünkü haline gelmiştir. Bu nedenle, belirli bir "bulunma" tarihi vermek zor. Domatesin kökeni Güney Amerika'daki And Dağları bölgesine, özellikle Peru ve Ek...
  • Saraydaki Kayserili

    07 Şubat 2025 Köşe Yazarları

    “O günlerde üstüne bir durgunluk çökmüştü. Düşüncelere dalmıştı. İşte o sırada hiç unutamam 16 Kasım 1922 günü, sabah kahvesini götürdüğüm zaman tuhaf tuhaf yüzüme bakarak: - Şaşkın şaşkın ne duruyorsun karşımda? Git bana bir kahve daha yap, dedi . - Onu ilk defa bu kadar sinirli ve bitkin görüyordum. Geceyi uykusuz geçirdiği belliydi. Sesi bile sönükleşmişti. İkinci kahveyi götürdüm. Her zamanki gibi, bir kenarda durdum. Yaklaşmamı işaret etti. - Vaziyetin vehamet kesbettiğini biliyorsun burada , artık hayatımız tehlikede…Binaenaleyh , ben ...