Son Dakika
Ahlak; İnsanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan mânevî nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konan iradeli davranışlar bütünü olarak tarif edilir. (DİB. İslam Ansiklopedisi)
İslâm ahlâkının kaynağı Kur’an ve ondan beslenen Hz. peygamberin sünnettir. Nitekim Hz. Âişe (r.anha) bir soru üzerine Hz. Peygamber’in ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu belirtmiştir (Müslim, Müsâfirîn, 139). Bu iki kaynak dinî ve dünyevî hayatın ve davranışların genel çerçevesini çizmiş, kurallarını belirlemiştir.
Allah (c.c.) Kur’an’da “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 4) buyurarak, Hz. Peygamber’in yüksek bir ahlâka sahip olduğunu ifade etmektedir. Bununla beraber peygamberimiz de, “Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (İbn Hanbel, II, 381) buyurarak, toplumda var olan ancak zamanla aşınmış, yok olmuş, ya da bozulmuş değerlerin yeniden diriltilmesi veya yerine daha güzelini getirmek üzere görevlendirildiğini ifade etmiştir.
Hz. Peygamber, kötü ahlâktan Allah’a sığınarak (Ebû Dâvûd, Vitr, 32) ve şu duayı yaparlardı: “…(Allah”ım!) Beni güzel ahlâka eriştir. Senden başka güzel ahlâka eriştirecek yoktur. Kötü ahlâkı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlâkı benden uzaklaştıracak yoktur!..” (Müslim, Müsâfirîn, 201).
Hz. Peygamber (sav), arkadaşlarını da güzel ahlaklı olmaya teşvik etmiş her fırsatta şöyle tavsiyelerde bulunmuştur: Allah’a şirk koşmayın, hırsızlık yapmayın, zina etmeyin, çocukları öldürmeyin, iftira atmayın… gibi ahlâkî konular… (Buhârî, Îmân, 11) yine Hz. Peygamber “Ey Muâz b. Cebel! İnsanlara güzel ahlâkla muamele et.” diye tavsiyede bulunmuştur (Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 1).
Câhiliye döneminde Arapların da kendilerine göre bir ahlâk anlayışı vardı. Ama Kur’an’ın ahlâk anlayışı çok daha asil ve değerli idi. Çünkü, Allah’ın rızasını gözeten ve tevhide dayalı bir ahlâk anlayışı içerisinde evrensel ilkeler getirmişti. Kişinin; Allah (c.c.) ile, diğer insanlarla ve bütün canlılarla olan ilişkilerinin derecesini ve niteliğini belirliyor ve ideal ahlaklı bir toplum hedefliyordu.
İslâm’da ahlâk ve iman arasında sıkı bir ilişki vardır. Allah (c.c.), “Rabbimiz Allah’tır.” deyip de dosdoğru olanları cennetle müjdelemiştir (Fussilet, 30). Resûlullah (sav) de, “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâk bakımından en güzel olanıdır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15) buyurarak iman ve ahlâk arasındaki sağlam ilişkiyi haber vermiştir.
İslâm ahlâkında, çıkar kaygısı olmadan sırf Allah rızasını gözeterek (hasbilik) ve her an Allah’ın onu gördüğü bilinci ile (ihsan) hareket ederek yaşayan insan, Allah’ın vadi olan cennetine ve rızasına kavuşur.
Kısaca “İyilik güzel ahlâktır… buyuran Allah Rasulü (sav)in (Müslim, Birr, 14) biz insanlardan, özellikle inananlardan hiç kimsenin elinden ve dilinden rahatsız olmaması gerektiğini (Tirmizî, İmân, 12) vurgulamıştır.
İslam ahlakına uygun olmayan her türlü söz, tutum ve davranışlardan ne kadar rahatsız olduğumuzu her dem ifade ederken, aynı veya benzer yanlışları biz yaparken hiç ama hiç sıkılmadan yapmaya devam ediyoruz. Bu yüzsüzlük mü veya iki yüzlülük mü? bilemiyorum. İmanla bir arada nasıl oluyor, onu da anlayamadım! Allah bizleri ıslah eylesin ve akıbetimizi hayır eylesin! (Amîn)
Ali Rıza Tahiroğlu
DİB. Başkanlık Müftüsü
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
17 Ocak 2025 Köşe Yazarları
17 Ocak 2025 Köşe Yazarları
17 Ocak 2025 Köşe Yazarları
17 Ocak 2025 Köşe Yazarları