Son Dakika
Birkaç defa belirtmiştik. Develi tarihinde İki önemli toplu sürgün hayatı yaşamıştır. Bunlardan birincisi XIII. Asrın sonlarında ,”siz hep Karamanoğullarını tutuyorsunuz!” diyerek, Kadı Burhanettin; ikinci olarak da 1474 yılında Develi, Osmanoğulları eline geçince Gedik Ahmet Paşa tarafından hem Develi Kalesi yıktırılmış ve çok sayıda Develili de sürgün edilmiştir! Bu bakımdan Diyarbakır’dan Balkanlarda Dimetoka’ya, Manisa’dan Gümüşhane’ye kadar Develi köyü ve Develi’li şöhretler bulunmaktadır.
Bu olaylar bilimsel olarak ortaya çıkarılamamış sosyal ve siyasal olaylardır. Zaten bu gerçekler de kısa da olsa tarafımızdan tarihin derinliklerinden çıkarılıp gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmaktadır!
Yazmaya çalıştığımız “Develi’de Eşkiyalık Olayları” da ilk defa başlı başına bir konu olarak ele alınmaktadır.Bu konuda şimdilik şu makaleleler bize ışık tutmaktadır:
İlk yazı, Metin Hülagu’nun, Ondokuzuncu Asrın Ortalarında Kayseri’de Aşiret Olayları, II.Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998),Kayseri 1988,s.193
Diğer yazılar ise:
1.Ahmet Gündüz, XVIII.Yüzyılın sonlarında Kayseri’de Eşkiyalık ve Eşkiyalar,
2.Mehmet İnbaşı, XVI.Yüzyılın İkinci Yarısında Kayseri Civarında Meydana Gelen Olaylar,
3.Ayhan Öztürk, Kayseri ve Çevrasinde Eşkiyalık Olayları(XVIII ve XIX.Yüzyıl)
Bu üç yazı da III.Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (6-7 Nisan 2000), Kayseri 2000,s.223,237,387. Sayfalarda yayınlanmıştır.i
Önce aşiretlerin durumunu ele almaya çalışacağız.:XIX.Asır itibariyle Develi Kayseri sancağına Palas ve Zamantı ile bağlı birer kazadırlar.Zaman içerisinde Kayseri değişen şartlara göre Maraş, Niğde, Sivas ve Ankara eyaletine bağlanmıştır.
Konar göçer aşiretler ki Kayseri ve çevresinde çoğu Oğuz Türkmen topluluğundan olan şunlar gözükmektedir:Afşar, Dölek, Kazıklı,Kuzugüdenli, Küçüklü, Pehlivanlı aşiretleri ile Rişvan Ekradı(Kürtler).Bu aşiretler özellile Çukurova bölgesinden gerek Pozantı ve Niğde yolu üzerinden ve gerekse Gezbel üzerinden yazları sürüleriyle başta Erciyes Tekir Yaylaları olmak üzere Harmancık Yazısı ile Menengi Merasına gelerek sürülerini ve mallarını yaylatmışlardır.
Buraya kadar tamam ama esas mesele özellikle Afşarlar ve Kuzugüdenli aşiretleri sürüleriyle buralara gelirken onca ekili arazileri harap etmekte, köylülerin hayvanlarını ellerinden almakta, ırza geçme, mal gasp etme ve adam öldürme fiillerinde bulunmuşlardır. Bazen bu aşiretler kendilerine ayrılan otlaklarla yetinmeyip, çok uzaklardaki yaylaklara da musallat olmuşlardır.
Bu bela olaylardan en çok yılan bölge Karacaören köylüleri olmuştur.Burası Rum,Ermeni ve Türk lerin birlikte yaşadığı bir köydür. Zengin ve renkli bir köydür.Bu bakımdan burası özellikle Kuzugüdenli aşiretinin vazgeçemediği ve bu bakımdan da çok zulüm ettiği bir yer olmuştur. Devlete yapılan şikayetlerde Kuzugüdenli aşiretinin iki yüze yakın insanlarıyla buraya saldırdıkları, köyü basıp mal ve eşyalarını aldıkları, kiliselerinin tahrip edildiklerini ve bir kısım kadınlarının dağa kaldırılıp kirletildikleri,kendilerinin de dağlara kaçtıklarını, başka köy ve kazalara gittiklerini belirterek şikayette bulunduklarını belirten bir çok şikayet belgeleri mevcuttur.Bu bölgede kesif olayların olmasında uygun sürgün mahalli olması ve zengin bir bölge olmasının da rolü olmuştur.
Hemen belirtelim ki bu huzursuzluktan sadece gayrımüslümler değil, Müslüman ahali de nasibini almıştır!
Bu hiç de hoş olmayan aşiret kavgaları ne acıdır ki çok uzun süsmüştür.
Konuya devam edeceğiz.
18.08.2016, Çağdaşa Develi Gazetesi
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
15 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
07 Ocak 2021 Köşe Yazarları
01 Ocak 2021 Köşe Yazarları