Son Dakika
4 Mart 2018 tarihinde Konya Öğretmenevi Mevlana Şubesi’nde gerçekleşen çalıştaya; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve İmam Hatip Lisesi Meslek Dersi öğretmenlerinden oluşan 50 kişilik katılımcı öğretmen beşer kişilik grup halinde çalıştaya katılmış. Çalıştayda İtikadi anlamda sorunları olan gençlerde özellikle deizm inancının ön plana çıktığı, ateizmin bu bağlamda daha geride kaldığı gibi tespitlere yer verilmiş. Raporun yayınlanmasıyla bir anda “Deizm artıyor” endişesi Türkiye’nin gündemine oturdu.
Peki, DEİZM nedir. Nasıl ortaya çıktı? İmam Hatip okullarına varıncaya kadar yaygınlaşan bu ekolün aslı esası nedir?
Deizmin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. İlk olarak 16. yüzyılda İngiltere’de kullanılan deizm, meşhur olan tanımıyla, ‘Tanrıya inanan ama dinlere inanmayan’ bir felsefî mezheptir. Deizmi 313/925’de ölen Müslüman düşünür Ebu Beklr er-Râzî’nin keşfettiği de söylenir.
Deizmin 16. Yüzyılda Batı’da, ortaya çıkış nedeni: Kilisenin yani Hristiyan din adamlarının insan zihnine ve aklına egemen olmaya çalıştığı, dini bir ceza verme kurumu haline getirdikleri, insan zihnini belli kalıplara sokmaya çalıştıkları, insan haysiyetiyle bağdaşmayan dayatmalarını yaşama hakim kılmaya çalıştıkları bir dönemde Allah’a imanını korumak, Yaratıcı’ya imanlarını tehlikeye atmamak için bir çıkış yolu aramışlar ve Dini temsil ettiğini söylen Kilisenin sömürü sistemine bir başkaldırı olarak deizmi bulmuşlardır. Bunların iddiaları : “ Hayır ve şerri Tanrı yaratmış. Tanrı şerri niye yaratmış olsun, bu kötülüklerin gerisinde niye Tanrı olsun? Hem doğruları keşfetmeleri için insanlara Tanrı akıl vermiştir”.
Doğal dünyaya dair gözlemlerin akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alan deizm bu sebeple vahye dayalı tüm dinleri reddeden tek Tanrı inancıdır. Deistler genellikle bu doğrultuda evreni Tanrı tarafından tasarlanan, hareketi başlatılan; dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen bir bütünlük olarak görme eğilimindedir. Belirli bir öncüsü, merkezi bulunmaması sebebiyle deizmde ihtiyaç duyulan tek şey sağduyulu olmak ve her şeyi akıl süzgecinden geçirmektir. Deizm de kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, kader gibi kavramların yeri yoktur. Deizme inananlara deist denir. Bu inanışın sahiplerinin en önemli iddiaları: “ Artık Peygamberlere, kitaba, vahye İnanç devri kapandı, insanlar artık bilgiyle hareket etmek istiyorlar. İnancın yerini bilgi ve sorgulama aldı.”
Deizmin ülkemizde ortaokul ve lise çağındaki çocuklarımıza varıncaya kadar taraf bulmasını çok iyi irdelemek ve üzerinde ciddi olarak düşünmek gerekir. Son yıllarda hem din eğitimi düzeyinde hem dini kurumlarımızda ciddi manada noksanlıklar görülmektedir.
Ayrıca hemen her gün televizyon kanallarında Yüce Dinimiz İslamın Kutsal kitabı, Hz. Peygamberin sünneti tartışılır durumdadır. Ayrıca pek çok kanalda din adına Bazı tarikat şeyhlerinin din dışı kavgalarını, anlattıkları akıl almaz hurafeleri aklı başından bir insanın kabul edebileceği bir şey değildir. Nefsi isteklerine İslami malzeme yapanların, ilkelerini bilime ve okumaya dayandırmayanların, din diye safsatayı, cehaleti, urafeyi, taassub öne çıkaranları ve sorumsuzca söylenen sözlerin Yüce dinimize asla fayda getirmeyecektir. Din adına açılan bu kapıdan ne gençlerimiz, ne öğrencilerimiz ne vatandaşlarımız girmeyecektir. Böyle giderse korkarım ki gelecek yüzyılda neslimizi büyük bir tehlike kuşatacaktır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
14 Mart 2025 Köşe Yazarları
06 Mart 2025 Köşe Yazarları